Devlet okullarındaki öğretmenler üzerinde hayata geçirilmeye hazırlanılan Performans Sistemi’ne karşı Mersin’deki eğitim emekçileri 2500 imza topladı. Eğitim-Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu düzenlemenin geri çekilmesini istedi.
Mehmet Nabi Batuk
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından çalışmalarında son aşamaya gelinen “Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik iş ve İşlemleri Yönetmeliği’ taslağını değerlendiren eğitim emekçileri, söz konusu yeni sisteme tepki göstererek imza kampanyası başlattı. Eğitim Sen Mersin Şubesi tarafından düzenlenen imza kampanyasına aralarında Türk Eğitim – Sen, Eğitim Bir – Sen ve bağımsız öğretmenlerin katıldığı birçok öğretmenin kampanyaya katıldığı bildirilirken, toplamda ise yaklaşık olarak 2500 imza toplandı. Ayrıntıları belli olan yeni uygulamaya karşı öğretmenlerin tepkisinin her geçen gün artarken Eğitim – Sen üyesi eğitim emekçilerinden ise “Bu yasadan derhal dönün” çağrısı geldi.
“EĞİTİMDE NİTELİK PİYASACI KAVRAMLARLA YÜKSELMEZ”
Performans Sistemi ile ilgili ayrıntılar paylaşan Muşlu, öğretmenlerin her yıl, öğrenciler veliler, okul yöneticileri tarafından değerlendirileceğini ve dört yılda bir sınava girmek zorunda kalacağını söyledi. Muşlu, “Öğretmenlere verilecek performans puanının yüzde 25’ini müdür notu, yüzde 15’ini veli notu, yüzde 15’ini öğrenci notu, yüzde 20’sini zümre öğretmenlerin notu, yüzde 15’ini diğer öğretmenler ve yüzde 10’nu da öz değerlendirme puanı oluşturacak. Öğretmenlerin sınava girdikleri yıl performans puanlarının yüzde 30’unu sınav notu oluşturacak. Öğretmen yetiştirme ve atama sistemini performans, rekabet, verimlilik, kariyer, kalite gibi piyasacı kavramlar üzerinden oluşturmak isteyen MEB’in piyasada faaliyet yürüten bir ticari işletme gibi hareket ederek insan kaynakları yönetimi anlayışını referans alan mevcut zihniyetiyle ne öğretmenlerin ne de eğitimin niteliğini yükseltmesi mümkün değildir” dedi.
“YENİ SORUN VE SONUÇ YARATACAĞI KESİNDİR”
Öğretmenlerin gelişimi ve mesleki yeterliliklerinin sağlanmasının temel koşulu, onların yaptıkları işi anlamlı bulmalarına, mesleki özerkliğe sahip olmalarına, okul ikliminin sağlıklı, özgür ve demokratik olmasına bağlı olduğunu ifade eden Muşlu, “Bu temel özelliklerin olmadığı bir ortamda. Eğitime ilişkin her soruna eğitim biliminin değil, iktidarın siyasal ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşan bir anlayışla öğretmenlerin ve eğitimin niteliğinin artmasını beklemek mümkün değildir. Bu taslak mesleğin statü ve toplumsal algısında derin ve telafisi mümkün olmayan olumsuz sonuçlar yaratacaktır. Performans değerlendirme sisteminin iş güvencemizi ortadan kaldıracağı, öğretmenin öğrenci ve veli ile olan ilişkilerini ise müşteri memnuniyeti düzlemine taşıyacağı bilinmektedir. Bu yönetmeliğin öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin gelişmesine katkı sunmak yerine iş barışının bozulması, mesleki dayanışmanın zayıflaması, okul ortamında öğretmenlik mesleğinin toplumsal rolü ve değerinde aşınma yaratması gibi pek çok yeni sorun ve sonuç yaratacağı kesindir” diye konuştu.
“MEB’İN YANLIŞ UYGULAMALARI NİTELİĞİ DÜŞÜRÜYOR”
Eğitim Sen Tarsus Şube Sekreteri Şahin Yücel ise “Performans sistemi ile birlikte bakanlık bir taş ile birkaç kuş vurma hedefindedir. İlk olarak bakanlığın kendi itirafıdır ve hedeflerinin yüzde 50’sine ulaşamayan bir Eğitim Bakanlığı ile karşı karşıyayız. Eğitimin niteliği de her geçen gün düşmektedir. Eğitimdeki bu nitelik düşüşüne etki eden nedenleri sayacaksak öğretmen etkisinin çok geri sıralarda olduğunu söyleyebiliriz. 1 Milyon 200 bin öğrenci liseye geçiş sınavına girecekler. Bu geçiş için hala büyük bir belirsizlik sürmektedir. İkinci olarak fatih projesini anımsarsanız biliyorsunuz bu projenin bir bölümü iptal edildi. Çocuklara dağıtılan on binlerce tablet adeta bir çöpe dönüştü. Burada bakanlık milyarlarca lira zarar etti. Eğer eğitimde bir nitelik düşmesi söz konusu ise milli eğitim bakanlığı öncelikle kendisinin bu uygulamalarının buna etkisinin olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Performans sistemi ile birlikte kamuda görev yapan öğretmenler için piyasa sistemine göre geliştirilecek yeni bir çalışma programı hazırlandığını ifade eden Yücel, “Daha az ve daha uzun personel çalıştırılarak yeni çalışma şekillerini hayata geçirmeyi planlamaktadırlar. Yani iş güvencelerimizi kaldırıp sözleşmeli personel üzerinden yeni kriterler getirerek önümüzdeki dönemki çalışma barışını bozmaya çalışıyorlar. Öğretmenleri öğrenci velilileri ile karşı karşıya bırakma hedefini gütmektedir. Kendi başarısızlığını performans sistemi üzerinden öğretmenlerin üzerine atarak, mesleği itibarsızlaştırarak Milli Eğitim Bakanlığı” şeklinde konuştu.
KADIN ÖĞRETMENLER KÖTÜ ETKİLENEBİLİR
Sözlerinin sonunda eğitim sistemi içindeki kadın personel oranının yüzde 40 olduğu bilgisini veren Yücel, performans sisteminin en çok da kadın personeli etki edeceğinin altını çizerek şunları söyledi: “Çünkü kadınlar anne olduklarında bir yıl boyunca çocukları ile yakından ilgilenmek durumundadır. Dolayısıyla hiçbir okul müdürü, velisi, öğrencisi çocuğu için bir yıl okuldan uzak kalabilecek bir kadın öğretmenin performans notunu vermesi imkânsızdır. Bu anlamda bu sistemde en dezavantajlı personeller kadın öğretmenler olacaktır. Ancak işyerlerini gezdik yaklaşık iki aydır bir çalışma yürütüyoruz. Bu sisteme ilişkin gittiğimiz işyerlerinde büyük bir tepki var. bu tepkiye karşı eylemler ileriki dönemde çeşitlenebilir ve büyütülürse bakanlık bu sistemin taslağını kolayca hayata getiremeyeceğini bilmelidir.”