GİZEM EKİCİ
Tarsus’ta eğitimcilerden hükümete sistem tepkisi geldi. Eğitim – Sen Tarsus Şubesi, Yarenlik Alanı’nda yaptığı basın açıklaması ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınav sistemini 16 yılda 6 kez değiştirmesini eleştirdi.
Eğitim- Sen Tarsus Şube Başkanı Eyüp Kızıl, okuduğu basın açıklamasında, “Artık yeter!” diyerek, iktidarı çocukların hayallerinden ellerini çekmeye çağırdı.
“MEB KENDİ YARATTIĞI KAOSUN SONUÇLARINI ÜSTLENMELİDİR!”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) kendi yarattığı kaosun sonuçlarını üstlenmesi gerektiğini bildiren Başkan Kızıl, “Hükümetin 16 yıllık iktidarı süresince sınav sistemi 6 kez değişti. Ancak her seferinde sil baştan düzenlenen sınav sistemleriyle öğrencilerimizin geleceği yap-boz tahtasına dönüştürüldü.
2 Haziran 2018 Cumartesi günü, TEOG yerine getirilen yeni sisteme uygun biçimde liseye geçiş sınavı yapıldı. Bu sene yaratılan sınav kaosunun sonucunun çocuklarda nasıl bir travmaya neden olduğunu sınav günü okul bahçelerinde, soru kitapçıklarının başında ağlayan yüz binlerce çocuğun gözyaşlarını görerek tanıklık ettik.
Önce sınavı kaldıracağız ve devamında gelen çelişkili açıklamalar ve şimdi de yerleştirme kılavuzunun açıklanmamasıyla öğrencilerin ve velilerin ne ile karşılaşacaklarını bilmedikleri bir liseye geçiş sistemi dayattılar. Sınav yerleştirme kılavuzunun seçim sonrasına, 25 Haziran’a ertelenmesi de öğrencilerimiz ve velilerimiz için 25 Haziran ve sonrası için yaratılan kaosun devam edeceğinin fotoğrafıydı.
02 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen sınav ile öğrencilerimize sınav stresi yaşatmayacaklarını iddia edenler öğrencilere yaşamları boyunca unutamayacakları ve yaşamlarında olumsuz izler bırakacak bir travma yaşattılar.
Sınav öncesinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın web sayfasından paylaşılan soru örneklerinin azlığı başlı başına en temel sorunlardan biriyken, sınavda sorulan sorular, vahametin boyutunu arttırdı. Sınavda sorulan matematik ve fen sorularının zorluk derecesine bakıldığında, bu soruların paylaşılan az sayıda örnek sorularla, okullarda hafta sonu yapılan kurslardaki soru örnekleriyle, Bakanlığın öğrencilere dağıttığı ders kitaplarında bulunan sorularla hiçbir ilgisinin bulunmadığı gerçeğiyle sınavda yüzleşmek zorunda kalınmıştır.
Ayrıca sayısal bölümde çıkan sorular ile sözel bölümde çıkan sorulara eşit zaman verilmiştir. Sayısal sorularının zorluk derecesi ile verilen zaman ölçme değerlendirme kriterlerine tamamen aykırıdır. Kaldı ki soruların katsayı hesaplaması da verilen zaman ile çelişmektedir. Sayısal sorularının zorluk derecesi ile sözel sorularının zorluk derecesinin aynı olmaması öğrenciler arasında ayrıca bir eşitsizlik yaratmıştır.
Çocuklarımızın, öğrencilerimizin geleceğini yakından ilgilendiren, onların emeklerini ve hayallerini yok sayan MEB, sorularımıza yanıt vermeli ve bir an önce kendi oluşturduğu kaosa son vermelidir!” dedi.
ÖĞRENCİLER İSTEMEDİĞİ OKULLARA YERLEŞTİRİLECEK
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın “Öğrencilerimiz tercih etmedikleri hiçbir okula yerleştirilmeyecek” açıklamasının da kelime oyunundan ibaret olduğunu aktaran Eyüp Kızıl, tercih sayısı ve adres çemberi sınırlaması üzerinden öğrencilerin istemediği okul türlerine yerleştirileceğini kaydetti.
Bu yüzden yerleştirme kılavuzunun açıklanma tarihinin seçim sonrasına ertelendiğini bildiren Kızıl, “Milli Eğitim Bakanlığı, ‘Her öğrenci istediği okul türüne yerleştirilecek, öğrencilere tercih sayısı, adres sınırı üzerinden bir dayatma yapılmayacaktır’ açıklamasını yapacak mıdır?
Milli Eğitim Bakanlığı bir gerçeği unutmamalıdır! Yarattığınız eğitim sistemi ile yaşamlarını yap-boz tahtasına çevirdikleriniz bizim çocuklarımızdır! Gidecekleri okulları nitelikli, niteliksiz açıklamaları ile ayrıştırdığınız o çocuklar bizlerin çocuklarıdır! Bizim gelecek kaygısı ile olsa dahi gözlerinden akan bir damla yaşa bile kıyamazken; sizin bu yaşta omuzlarına taşıyamayacakları yükleri yüklediğiniz, saatlerce ağlattığınız o çocuklar bizim çocuklarımızdır! Peki, çocuklarımıza 2 Haziran tarihinde yaşatılan bu travmanın hesabını kim verecek? Bu çocuklar bu travmayı nasıl atlatacaklar?
ARTIK YETER!
Eğitim Sen olarak yıllardır sınav sistemlerinin çocuklarımızın yaşamında onarılamaz yaralara yol açtığını defalarca dile getirdik. Öğrencilerimizin geleceğinin sorulardaki dört şıkka sığdırılmasını kabul etmediğimizi ifade ettik! Her çocuğun ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirilebileceği, desteklenebileceği bir eğitim sisteminin mümkün olduğunu, dünya genelinde bunun örnekleri olduğunu belirttik. Ancak her defasında ‘Ben yaptım oldu’ uygulamasıyla karşılaştık!
Artık yeter! Çocuklarımızın, öğrencilerimizin hayalleriyle daha fazla oynamayın, onların geleceklerinden elinizi çekin! Yaratılan bu yıkımın hesabını verin! Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu kaostan sorumlu olduğunu, acilen açıklama yaparak kendi yarattıkları kaosun sorumluluğunu üstlenmek zorunda olduğunu ve sorularımıza cevap istediğimizin altını çiziyor, bu yıkımın takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz! Velilerimizi kendi çocukları ve ülkenin geleceği için mücadeleye çağırıyoruz!” diye konuştu.