GİZEM EKİCİ
Mersin Nükleer Karşıtı Platformu ( Mersin NKP) düzenlediği basın açıklamasında vatandaşa çağrıda bulunarak 24 Haziran’da gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde nükleer savunucu siyasi partilere oy atmayın çağrısında bulundu. Tarım Orkam Sen Şube Binasında gerçekleştirilen açıklamaya TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve EMO Şube Başkanı Seyfettin Atar, Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, ÇMO Şube Başkanı Sinan Can, JMO Erkan Demir, SES Mersin Şube Eşbaşkanları Özge Göncü ile Yılmaz Bozkurt ve birçok stk ve meslek odası temsilcisi katıldı. Burada Mersin’deki nükleer karşıtları adına konuşan Mersin NKP Sözcüsü Osman Koçak “24 Haziran’da demokrasi talebiyle nükleer enerjiye, nükleer silahlara, nükleer savaşa, nükleer atıklara karşı, emekten ve barıştan yana, ekolojik değerleri koruyan, dünyanın ve insanlığın geleceğini savunan adaylara oy vereceğiz” dedi.
“TOPLUMDA YÜKSELEN NÜKLEERE KARŞI İTİRAZ YOK SAYILIYOR”
Türkiye’nin AKP Hükümetinin yanlış politikaları nedeniyle adım adım bir nükleer bataklığa doğru sürüklendiğini ifade eden Koçak, “AKP, hayati önemdeki bu konuyu her türlü hukuksal ve siyasal denetimden kaçırıyor. Nükleer santrallerin ya da bu santraller gerekçe gösterilerek doğal alanlara gömülecek radyoaktivite yayan atıkların binlerce yıl coğrafyamızda yaşayan tüm canlıları kanser tehdidi ve kalıtım bozukluklarına uğratacağı bilinmektedir. Ama Mersin ve Sinop’ta yaşayan yurttaşlarımız başta olmak üzere toplumda yükselen nükleere karşı itiraz yok sayılıyor. Nükleer santral olmayan Türkiye’de İzmir-Gaziemir’deki nükleer atıklar, çevreyi tehdit etmeye devam ediyor” diye konuştu.
“NÜKLEER ENERJİ SİYASİ BİR TERCİH SORUNU”
AKP iktidarının otoriter bir tek adam rejimine hizmet edecek nükleer güç edinmeye çalıştığını ifade eden Koçak, “Teknoloji fetişizmi ve popülist propaganda ile ülkemiz nükleer atık çöplüğü haline getirilmek istenmektedir. Yerli ve milli olduğu aldatmacası ile yaşam hakkımızı emperyalist çıkarlara feda etmektedir. Bu yüzden nükleerin zararları, ilk önce hukuk ve demokrasi alanında görülmeye başladı. Nükleer enerji sorunu, bir teknoloji sorunu olmanın ötesinde siyasi bir tercih sorunudur. Nükleer enerji teknolojisinin taşıdığı riskler bütün dünyada kabul edilmiş, Almanya, Japonya başta olmak üzere birçok ülke kendi topraklarında nükleerden vazgeçtiğini açıklamıştır. Ama ülkemiz ve bölge ülkeleri için büyük tehdit oluşturan NATO-ABD nükleer silahları, topraklarımızdaki askeri üslerde saklanmaya devam ediliyor. 7 Temmuz 2017 tarihinde Birleşmiş Milletler’de oylanan ve büyük bir çoğunlukla kabul edilen Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’nın oylamasında NATO ülkelerinin boykotuna Türkiye de katılmıştır” şeklinde konuştu.
“TARIMA, HAYVANCILIĞA VE EKOSİSTEME VURULACAK BÜYÜK BİR DARBEDİR”
Akkuyu Nükleer Santrali’nin faaliyete alındığında Akdeniz Havzası için büyük bir tehdit oluşturacağını hatırlatan Koçak, “Mersin’in yaşamsal öneme sahip değerlerine tarıma, hayvancılığa ve ekosisteme vurulacak büyük bir darbedir. Uluslararası sözleşmeyle hukuksal denetimden kaçırılan Akkuyu NGS ile ilgili açılan ÇED iptali davasına siyasal iktidarın doğrudan ve açık müdahalesine tanık olduk. Rusya ile olan jeopolitik hesaplar ise enerji ve kamu yararı tartışmalarını çoktan gölgede bıraktı. Sinop’ta yapılması planlanan nükleer santral, çevre düzeni planlarında gizlenmeye devam ederken şimdiden 650.000 ağaçlık orman ekosistemi yok edildi. Fukuşima’nın yarattığı tahribatı ve nükleer kirliliği bile yıllarca gideremeyecek olan Japonya Hükümeti de bu anlaşmayı iki ülkenin halklarının tepkisine rağmen imzaladı. Çevresel Etki Değerlendirme sürecinde yapılması zorunlu olan Halkın Katılımı Toplantısı’na Sinop Halkı alınmadı. Nükleer karşıtlarına sürekli soruşturma açılırken; yıllardır düzenlenen ve bölgede geleneksel hale gelen nükleer karşıtı miting, OHAL yetkileri ile yasaklandı” diye konuştu. 
“GELECEĞİNİ SAVUNAN ADAYLARA OY VERECEĞİZ”
Sözlerinin son bölümünde vatandaşa seslenen Koçak, nükleer savunucusu Cumhurbaşkanı ve Milletvekili adalarına oy vermeyin çağrısı yaparak şunları söyledi: “Dünyada giderek artan savaş, ekonomik ve ekolojik kriz koşullarında, kirli, pahalı ve yok edici projelere karşı direnmek gerekiyor. Nükleer maceraya sürüklenmiş bir Türkiye’de hiçbir yurttaşın hukuk güvenliği ve yaşam hakkı garantisi kalmayacaktır. Nükleer, bir demokrasi sorunudur. Bunun için nükleer karşıtlarının sesinin halkın en yüksek kürsüsünden dile getirilmeye ihtiyacı var. Rusya ve Japonya ile imzalanan anlaşmalar iptal edilmeli, Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması imzalanmalıdır. Yasadışı nükleer atık ticaretinin tipik örneği olan Gaziemir’deki olayın failleri araştırılmalı, bilinenler yargı önüne çıkartılmalıdır. 24 Haziran’da demokrasi talebiyle nükleer enerjiye, nükleer silahlara, nükleer savaşa, nükleer atıklara karşı, emekten ve barıştan yana, ekolojik değerleri koruyan, dünyanın ve insanlığın geleceğini savunan adaylara oy vereceğiz.”