Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 37 No’lu Enerji Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Eşref Akdoğan, sektörün yaşadığı sorunları, yayınladığı açıklama ile gündeme taşıdı.
Türkiye’nin en büyük cari açık kaynağının enerji olduğunu hatırlatan Komite Başkanı Eşref Akdoğan, “Maalesef enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Belki bu bağımlılığımızı kaldırmada yetersiz kalacaktır ama sınırsız ve ücretsiz bir kaynak olan güneşe yatırımın önünün açılması halinde bu açığımızın giderilmesine önemli katkılar sağlanabileceğine inanıyorum” dedi. Mevcut durumda Türkiye’de özellikle Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ciddi bir güneş potansiyeli bulunduğuna dikkat çeken Akdoğan, bu alanda yatırım için arazi ve yatırımcı bulunmasına rağmen EPDK’nın enerjiyi şebekeye aktaracak bağlantı noktası bulunmaması nedeniyle lisans vermemesinin sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Gelişen, büyüyen Türkiye’de enerjiye ihtiyacın her geçen gün daha fazla arttığını vurgulayan Akdoğan, “Mevcut bağlantı sayısı en az iki kat artırılması gerekiyor. Bu alandaki talep 10 birimse talebin güvenilir karışlanması için üretimin 12-13 birim olması gerekiyor. Oysa çok daha düşük. Hızla büyüyen ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması için acil çözüm bekliyoruz” diye konuştu.
Bugün güneşli gün sayısı Türkiye’nin 3’te 1’i olmasına rağmen Almanya ve İngiltere’de dahi güneş enerjisine yatırımlarda ciddi kolaylıklar sağlandığına dikkat çeken Akdoğan, Enerji Bakanlığı’nın bu konuya daha hassas ve çözümcül yaklaşması adına komite olarak gerekli lobi faaliyetlerini artırmayı planladıklarını söyledi.
“YABANCI KREDİ KULLANIMININ ÖNÜ AÇILMALI”
Güneş enerji sektöründe yatırım noktasında bir takım iyileştirmeler yapılması gerektiğine de değinen Eşref Akdoğan, “2 Mayıs itibariyle devlet yabancı kredi kullanımının önünü kapattı. Bu da sektördeki bir diğer önemli sorun haline geldi. Bu durumun özellikle bizim sektörümüz açısından vakit kaybedilmeden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Akdoğan devletin lisanssız elektrik üretimine yönelik döviz ile kredi kullanımını kaldırması nedeniyle birçok firmanın zor durumda kaldığını belirterek, devletin biran önce dövizle kredi kullanımının önünü açması gerektiğini söyledi. Devletin 1 megavatlık lisanssız üretime izin vermesinin ve 13,3 cent üzerinden alım fiyatı belirlemesinin ardından birçok yatırımcının sektöre girdiğini anlatan Akdoğan, firmaların bu yatırımların bir kısmını TL üzerinden bir kısmını da döviz kredileri ile finanse ettiğini anlattı.
Yatırımcıların sürekli yeni yatırımlar yapmasına rağmen devletin birçok noktada karar değiştirdiğine dikkat çeken Akdoğan, sektörle ilgili önce panel kısıtlaması geldiğini, akabinde yabancı yatırım teşviklerinin kaldırıldığını, daha sonra da yerli montajı desteklemek adına gözetim vergisi gelmesinden dolayı yurt dışından panel getiremez olduklarını kaydetti.
Türkiye’de de yeterli kapasite olmadığından bir kısım gözetimleri ödemek zorunda kaldıklarını vurgulayan Akdoğan, “En son geçtiğimiz yılın ortalarında 31 Aralık 2017’ye kadar biten santrallerin eski iletim hattı bedelinden, yenilerin 4 katı fiyattan fiyatlandırılacağına dair bir genelge yayınlandı. Sektör temsilcileri de bunu bilmeden lisanssız projelerin çağrı mektuplarını satın aldı. Bu durumda ya santralleri 2018’e bırakacaklardı ya da 2017 yılında tamamlayacaklardı. Birçok grup 2017’de santrallerini tamamlamayı seçti” diye konuştu. Sektörün santralleri tamamlarken dünya genelinde de bir panel krizi oluştuğunu, Amerika’nın anti damping yapacağı söylentisiyle Çinli üreticilerin Malezya, Vietnam ve dünyanın birçok ülkesinde ürettikleri panelleri Türkiye’ye vermek yerine daha karlı Amerika’ya sattıklarını belirten Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durumda Türkiye’de yetersiz kapasite olması nedeniyle panel krizi yaşandı. Bu esnada, devletin de santralleri ‘Aralık’ta bitireceksiniz’ demesinden dolayı maliyetler çok yükseldi. Bu yüzden birçok grup ileride döviz kredisi ile kısa vadeli kredilerini uzun vadeye çevirme planları yaparak TL veya döviz kredisi demeden ciddi şekilde kısa vadeli borçlandı. Santraller bitti ama yığılmadan kaynaklı TEDAŞ’ta kabuller Mart-Nisan aylarını buldu. Bu esnada devlet yeni bir genelge ile döviz getirisi olmayanlara döviz kredisi kullandırmayacağını açıkladı. Fakat bizim döviz gelirimiz var. Genelgede ‘güneş enerjisi lisanslı santraller için’ diye bir ibare var. Türkiye’de 4 bin tane, yani yaklaşık 4 milyar dolarlık yatırım, lisanssız yapılmış durumda. Lisanslı yapılan 1 megavat bile yok. Bu hak lisanssız santrallere de tanınmalı ki sektördeki firmalar işlerini yürütebilsin.”
“SEKTÖR ADETA KİLİTLENDİ”
Şu an sektörün adeta kilitlendiğine dikkat çeken Akdoğan, birçok firmanın iflas aşamasına geldiğini, sektörde sürekli yeni iflaslar duymaya başladıklarını söyleyerek, “Firmalar şu an döviz kredisi kullanamıyorlar ve bu yüzden zor durumdalar” değerlendirmesini yaptı. Devletin kuralları baştan belirlemesi ve süreç devam ederken kural değişikliğine gitmemesi gerektiğini vurgulayan Akdoğan, Mayıs’tan bu yana hiçbir şekilde kredi kullanamadıklarını, TL kredi faizlerinin yüzde 20-22’lere çıktığını ve tüm yatırımların durduğunu söyledi.
“TÜPLER GELİŞİ GÜZEL SATILMAMALI”
Son olarak mutfak tüpü satışlarına değinen Eşref Akdoğan, bu alanda da denetimsiz satışlar gerçekleştirildiğini bildirdi. Riskli bir sektör olması ve son dönemlerde artan terör olaylarında sıkça kullanılması nedeniyle çok sayıda denetim yapılmasına rağmen denetimsiz satışların önüne geçilemediğini ifade eden Akdoğan, “Bu noktada kaçak tüplerin toplatılması yerine cezaların artırılması daha etkili olacaktır. Hatta cezaların ana dağıtım firmalarına verilmesi etkiyi artıracaktır” değerlendirmesini yaptı.
Doğalgazın yaygın kullanımıyla birlikte tüp sektöründeki satışların büyük ölçüde azaldığına da değinen Eşref Akdoğan, daralan Pazar nedeniyle sıkıntı yaşayan esnafın diğer taraftan haksız rekabette mücadelede zorlandığını vurguladı. Ana dağıtım bayilerinin ruhsatsız çalışan firmalara ürün vermemesi gerektiğini anlatan Akdoğan, aksi halde ruhsatlı çalışan firmaların zaman içinde rekabet edememeleri nedeniyle firmalarını kapatmak durumunda kalacağını, bunun yerine ruhsatsız çalışan firma sayısının artmasıyla birlikte tehlikenin de büyüyeceğini söyledi. Dağıtım firmalarının bayilerle tonaj sözleşmesi imzaladığını ancak son dönemlerde bayilerin daralan piyasalar nedeniyle bu tonajlara ulaşamaması nedeniyle bayilerin haksızlığa göz yumar duruma geldiğini kaydeden Akdoğan, bu noktada da devletin denetimleri artırmasını beklediklerini anlattı.