Yetersiz ve plansız destekler ile çiftçinin kimyasal ilaçlamaya mecbur bırakıldığını açıklayan Milletvekili Cengiz Gökçel, hükümete göstermelik iş yapmaktan vazgeçilmesi için çağrı yaptı.
Mersin’de çiftçinin en büyük sorunlarından biri olan Akdeniz Meyve Sineği ile mücadele sorunu CHP milletvekillerince TBMM’ye taşındı.
CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, Akdeniz meyve sineği ve sirke sineği zararlılarının yol açtığı tahribata ilişkin mecliste bir basın açıklaması yaptı. Gökçel’e, CHP Mersin Milletvekilleri Alpay Antmen ile Ali Mahir Başarır da destek verdi.
YAŞ MEYVE VE SEBZE ÜRETİMİ, MERSİN EKONOMİSİNİN LOKOMOTİFİ
Akdeniz’in incisi Mersin’in, ülkenin tarım üretiminde önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Gökçel, “Mersin, hem ülkemizin meyve ihtiyacını karşılıyor, hem de ihracat yaparak ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin verilerine göre; 2017 yılında Mersin’in toplam ihracatı 1 milyar 519 milyon dolar. Bunun 960 Milyon dolardan fazlası tarımsal ürünlerden sağlanıyor. Toplam tarımsal ihracatın yarıdan fazlası yaş meyve ve sebzeye dayanıyor. Dolayısıyla yaş meyve ve sebze üretimi, Mersin ekonomisinin lokomotifi demek yanlış olmaz. Üreticimiz bu lokomotifi güçlendirmek için yağmur çamur, sıcak soğuk demeden bereketli Mersin topraklarını alnının teriyle suluyor. Fakat ne yazık ki Mersinli çiftçi kardeşlerimiz alın terlerini çoğu kez bahçelerinde, tarlalarında bırakıyor, satamıyor” dedi.
İHRACATTA ZARARLILARA TOLERANS YOK
Hem Mersin’in, hem de bölge illerinin karşılaştıkları ortak sorunun; Akdeniz Meyve Sineği ve Sirke Sineği zararlısı olduğuna dikkat çeken Cengiz Gökçel, bu zararlılarla mücadele hem Mersin hem de ülke tarımı ve dolayısıyla ekonomisi için çok önemli olduğunu vurguladı. “İhracat yaptığımız, başta Rusya olmak üzere çoğu ülke, bu zararlılara karşı sıfır toleransla çalışıyor” diyen Milletvekili Gökçel, “Koca TIR’ın içinde sineğin etkilediği hasarlı 1 tane meyve olsa, o TIR’ı komple geri gönderiyorlar. Ülke imajımız zedeleniyor ve ihracatımız bundan olumsuz etkileniyor. Hâl böyle olunca Akdeniz Meyve Sineği ve Sirke Sineğine yönelik zamanında ve etkin mücadele yapılması önem kazanıyor.
Bunun için de Bakanlığın mutlaka bir eylem planı hazırlaması gerekiyor. Üreticilerin zamanında ve etkin mücadele yapabilmesi için ne gerekiyor? Zamanında ve yeterli desteği almaları gerekiyor.
“TARIMI, BAYRAMLIK ÇOCUĞA HARÇLIK VERİR GİBİ DESTEKLİYORLAR”
8 Mayıs’ta Resmi Gazete’de bir tebliğ yayınlandı. Biyolojik ve biyoteknik mücadele destekleme ödemesi hakkında. Biyoteknik mücadeleye dekar başına 50 lira destek veriyor. O da feromon ve tuzak aynı anda kullanılırsa. Tuzağı olan çiftçimiz feromon için yalnızca 30 lira ile destekleniyor.
Tarımı, bayramlık çocuğa harçlık verir gibi destekliyorlar. Çiftçimiz harçlığa değil, zamanında ve etkin bir mücadeleye ihtiyaç duyuyor. Bunu yapmanın yolu; kısa vadede destekleri artırmaktan ve destek için başvuru zamanlarını uzatmaktan geçiyor. Orta ve uzun vadede ise zararlı ile entegre mücadele yapılmalı ve giderlerinin tamamı Devlet tarafından karşılanmalıdır.
Şeftali üretiyorsunuz, erkenci ve geççi çeşitleriniz var. Erkenci çeşidi hasat ettiniz ama geççi çeşit için mücadeleye devam etmek durumundasınız. Bunun için de desteğe başvuracaksınız. Geçmiş olsun! Şeftali için başvurular Temmuz başında bitti.
Oysa Akdeniz Meyve Sineği ve Sirke Sineği gibi zararlılarla mücadele hasat öncesi olduğu kadar hasattan sonra da devam ediyor. Zararlılarla mücadele çiftçimizin yıl boyu sürdürdüğü bir uğraştır. Yıl boyunca cebinden masraf ediyor, emeğini koyuyor ama mücadele desteği, 1 Ocak’tan Haziran’a kadar olan süreyi kapsıyor.
Bunun adı destek değil, göstermelik iş yapmaktır” diye konuştu.
“ÇİFTÇİ KİMYASAL İLAÇLAMAYA MECBUR BIRAKILIYOR”
Biyolojik ve biyoteknik mücadelenin desteklenmediği her ay, çiftçinin kimyasal ilaçlamaya mecbur bırakıldığının da altını çizen Gökçel, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Dünyanın kullanmadığı, hatta yasakladığı kimyasalları milletin sofrasına sürmeye kimsenin hakkı yok. Sofralarımızı kimyasal artıklardan temizlemenin yolu da biyolojik ve biyoteknik mücadeleyi daha güçlü bir şekilde desteklemekten, teşvik etmekten geçiyor.
Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitülerinin sayıları arıtılmalı, Ar-Ge çalışmaları konusunda çok daha fazla desteklenmeli.
Biyoteknik mücadele için gerekli olan tuzakları ve feromonları üretecek olan yerli firmaları mutlaka destekleyerek üretimi artırmalı ve dışa bağımlı olmaktan kurtulmalıyız.
Zararlılarla mücadeleyi, evine giren sineği avlamakla karıştıran Tarım Bakanlığı’na sesleniyorum.
Yıl boyu yapılan mücadele, yıl boyunca desteklenir!
Biyolojik ve Biyoteknik destekleme başvuruları, tüm ürünler için 31 Aralık olarak belirlenmelidir.
Sağlıklı ve güvenli ürün tüketmek tüm vatandaşların hakkıdır.
Vatandaşın sofrasına sağlıklı ürünler girsin diye çiftçilerimize verilen destek artırılmalı, başvuru süreleri uzatılmalıdır.
Etkin bir mücadele için konunun bütün muhatapları; Ziraat Odaları, Kooperatifler, Üretici Birlikleri, Bakanlık ve Belediyeler koordineli bir şekilde çalışmak zorundadır.
Akdeniz Meyve Sineği ve Sirke Sineği sorunu Mersin ve Çukurova’nın sorunu değildir. Önemli bir ihracat kalemi olarak yaş meyve ve sebzeleri etkileyen, bütün bölgelerin, yani ulusal bir sorundur. Ciddiyet ve ivedilikle ele alınması gerekmektedir”.