Mersin’den 24 Haziran seçimleri ile birlikte TBMM’ye giden CHP Milletvekili Alpay Antmen, balık çiftliklerine karşı yoğun mesaisini sürdürüyor. Seçildiği günden buyana meclis genel kurulunda söz alarak balık çiftliklerine karşı mücadeleyi arttıran Antmen, geçen hafta Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinin ardından son olarak TBMM başkanlığına araştırma önergesi verdi. 

Yaptığı açıklama ile önergesini kamuoyuyla da paylaşan Antmen, Mersin’de kurulması planlanan balık çiftliklerinin, deniz dibi ve yüzeyinde ciddi oranda ve geri dönüşü olmayan kirlilik yaratacağının kamuoyunda tartışıldığına dikkat çekti. 
“Bu nedenle de bölge ekosisteminin bozulacağı, iç ve dış turizme ağır darbe vurulacağı uzmanlar ve demokratik kitle örgütleri tarafından ifade edilmektedir” diyen Antmen, balık çiftlikleri ile ilgili iddiaların araştırılması, sağlıklı ve çağdaş koşullarının yaratılması, konunun uzmanlarının dinlenerek denizler ve doğayı koruyacak tedbirlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması yapılmasını istedi. 

“ÇEVRE FELAKETLERİ KAÇINILMAZ OLUR”
Milletvekili Antmen’in verdiği Araştırma Önergesi gerekçesinde; temiz su kaynaklarının sınırlı oluşu nedeniyle su, yaşamsal açıdan giderek çok daha fazla önem arz ettiğine dikkat çekildi. “Bununla birlikte bir turizm ülkesi olan Türkiye, sahillerin ve denizlerinin temizliğine daha fazla hassasiyet göstermelidir” diyen Alpay Antmen, ayrıca gerekçesinde şu ifadelere yer verdi; “Türkiye’nin en uzun ve en güzel sahillerinin bulunduğu Mersin’de kurulan ve kurulmak istenen balık çiftlikleri hem temiz sularımıza hem de turizmimize darbe vurmaktadır. Konuyla ilgili olarak gerekli tedbirler alınmamaya ve yasalara uyulmamaya devam edildiği sürece geri dönülemez çevre felaketleriyle karşı karşıya kalınacaktır. 

BALIK ÇİFTLİKLERİ AÇIĞA TAŞINMADI
Öncelikle; Mersin’de Tüm balık çiftliklerinin karadan 1.1 kilometre açığa taşındığı iddiaları gerçekleri yansıtmamaktadır.  Sahillere yaklaşan çiftliklerin sayısı hızla artmaktadır. Bununla birlikte balık çiftliklerine ait tesislerin koyları işgali de hızla yayılmaktadır. Bu çiftliklerin ikmali için açılan yollar, alanlar doğal bitki örtüsüne, ormanlara büyük zarar vermektedir. Balık çiftliklerinden gelen yağ ve köpüklerden oluşan kirlilik çiftliklerden uzak noktalara dahi ulaşabiliyor. 
Yakın geçmişte, sualtında 30 metre derinliğin bile berrak bir şekilde görüldüğü koylarda görüş mesafesi kirlilik ve yağ tabaksı nedeniyle 2-3 metreye kadar düşmüştür.  Balık çiftliklerini, kıyılarını denetleyen tek bir Çevre Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ya da Sahil Güvenlik yetkilisi bulunmamakta ve göstermelik denetimler kağıt üzerinde kalmaktadır. 
Birçok rapora ve uzmana göre balık çiftliklerinde patojenleri engellemek için sık sık bir takım kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Bu kimyasal maddelerin başta çocuklar olmak üzere insan sağlığı üzerinde de son derece olumsuz etkileri olduğu yine çevreciler ve konunun uzmanları tarafından dile getirilmektedir. Bahsi geçen maddeler nedeniyle her yıl binlerce insanın kansere yakalandığı konusu tartışılmaktadır. 
Bununla birlikte balık çiftliklerinde kullanılan antibiyotikler sudaki yararlı bakterilerin ölümüne neden olurken diğer yandan da antibiyotiklere dirençli olan bakterilerin gelişmesine yol açmaktadır. Bir takım araştırma ve çalışmalara göre bu dirençten sorumlu olan genlerin insanlarda hastalık yapıcı bakterilere de geçmesi riski bulunmaktadır. Bu zararlı bakterilerin de balıktan insana geçtiği tespit edilmektedir. 

MERSİN’DE ÇEVRESEL SORUNLAR ARTIYOR
Sonuç olarak ülkemizde temiz su kaynaklarının hızla kirlenmesi, HES baraj inşaatları, endüstriyel balık çiftliklerinin artışı gibi nedenlerle ekolojik denge bozulmakta çevresel sorunlar Mersin bölgesinde ve sahillerinde artmaktadır. 
Mersin’de kurulması planlanan balık çitliklerinin, deniz dibi ve yüzeyinde ciddi oranda ve geri dönüşü olmayan kirlilik yaratacağı kamuoyunda tartışılmaktadır. Bu nedenle de bölge ekosisteminin bozulacağı,  iç ve dış turizme ağır darbe vurulacağı uzmanlar ve demokratik kitle örgütleri tarafından ifade edilmektedir. Balık çiftlikleri ile ilgili iddiaların araştırılması, sağlıklı ve çağdaş koşullarının yaratılması, konunun uzmanlarının dinlenerek denizlerimizi ve doğamızı koruyacak tedbirlerin alınmasını istiyoruz”.