Limanın geri sahası ile birlikte değil de ayrı şekilde ihaleye çıkarılmasını isteyen bölge iş dünyası, bu şartlarda limanın yatırımcı bulmakta zorlanacağı görüşündü!
Hediye Eroğlu
Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ'ye ait Mersin Taşucu Limanı ve Lojistik Tesis Alanı Taşınmazın 36 yıl süreyle özelleştirilmesine yönelik ihale süreci yılan hikayesine döndü. Limanın geri sahası ile birlikte ihaleye çıkarılmasına bölge iş dünyasından tepki gösterilmesine rağmen ilk kez geçen yıl ihaleye çıkarılan tesis için en yüksek teklifi, 410 milyon lirayla Metal Yapı Konut AŞ vermiş ancak ihalenin iptal edilmesi ile yeniden başlayan süreç adeta kördüğüme döndü. İptalin ardından 2 defa daha ihaleye çıkarılan ancak teklif alınamayan tesis için son olarak 24 Eylül olarak açıklanan teklif verme süreci 3’üncü defa ertelenerek, 2 Kasım’a uzatıldı.
MERSİN’İN 2.BÜYÜK LİMANI
1983 tarihinde yapımına başlanan ve 15 Kasım 1985'te faaliyete geçen Taşucu Limanı, Mersin ilinin en büyük 2. limanı. Türkiye Selülöz ve Kağıt Fabrikası’na (SEKA) ait işletmelerden bir olarak 1984 yılında faaliyete geçen “SEKA Akdeniz İşletmesi Kağıt Fabrikası” olarak faaliyet göstermişti. 2003 yılında işletmesine ara verilen liman için kağıt fabrikası olarak yapılan özelleştirme çalışmalarından olumlu sonuç alınamayınca Sümer Holding’e devredilerek “Sümer Holding Taşucu Kağıt Sanayi İşletmesi” olarak adlandırıldı. Ardından faaliyetler durdurulmuş ve işletme kapatılmıştı. 2009 yılında ise imar planı ‘Turizm Tesis Alanı ve Yat Limanı’ olarak yeniden düzenlendi fakat 2013 yılında Danıştay 6. Dairesi tarafından iptal edildi. Sümer Holding A.Ş. Taşucu Kağıt Sanayi İşletmesi 23.01.2017 tarihinde TDİ’ye devredildi. Toplam kapalı depolama alanı 9 bin metrekare ve açık depolama alanı ise 118 bin metrekare. Kara alanı 291 bin 183 metrekare olan limanda sanayi tesis alanı 714.182,88 ve lojistik tesis alanı ise 329.508,68 metrekare olarak görünüyor.
BÖLGE İŞDÜNYASI İSTİYORDU
Öte yandan Mersin iş dünyası öncülüğünde Karaman’dan Konya’ya kadar bölge illerinin ticaret ve sanayi odaları ile borsaları, liman işletmesini devralmak için ihaleye teklif verme çabasına girmiş ancak, liman geri sahasının da ihaleye dahil edilmesi ile bu çabalar sonuçsuz kalmıştı.
“RAKAM YÜKSEK OLDUĞU İÇİN TALİP ÇIKMIYOR”
Mersin Deniz Ticaret odası (MDTO) Genel Sekreteri Korer Özbenli, ihale ile ilgili en büyük handikabın limanın geri sahasıyla birlikte özelleştirilmeye çalışılması olduğunu, bu durumun rakamı çok yukarıya çektiğini ve bunun da yatırımcının tesise ilgisiz kalmasına neden olduğunu söyledi. Özbenli, “İhalenin tekrardan 3. defa uzatıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu da gösteriyor ki liman ve geri sahasının birlikte ihale çıkarılması nedeniyle talip bulmakta zorlanılıyor. Zira biz de; limanın ülkemize ve bölgemize getireceği ekonomik değer itibariyle MDTO ve bölgedeki Karaman, Konya gibi diğeri illerin ticaret ve sanayi odaları ile birlikte limanın işletmesine talip olmak istedik ancak ihalenin bu şartlarda yapılması nedeniyle geri çekildik. Bizim burada imancılık dışında bir faaliyetimiz olmayacağından bu şartlarda ihaleye girmemiz söz konusu olamazdı. Limanın ayrı bir şekilde ihaleye çıkarılması halinde yatırımcının daha çok ilgi göstermesi sağlanabilir” diye konuştu.
“ÇİN, DOĞU AKDENİZ’DE LİMAN PEŞİNDEYKEN, BİZİM YETERLİ ÖNEMİ VERMEMİZ ÜZÜCÜ”
Taşucu Limanı’nın Doğu Akdeniz’de stratejik bir konumda bulunduğunun da altını çizen Genel Sekreter Özbenli, Taşucu Limanı’nın; Konya, Karaman gibi illerin de denize çıkan en yakın sınır kapısı konumunda olduğunu işaret etti. Taşucu Limanı’nın ülkeye ve bölgeye çok ciddi ekonomik değer katacak öneme sahip bir liman olduğunu vurgulayan Korer Özbenli, sözlerini şöyle tamamladı; “Bugün bu limanın atıl bir şekilde kalması, uzun ihale süreci ve liman için gerekli yatırımların yapılmıyor olması bölgeye her geçen gün kaybettirmektedir. Uzun sahil şeridi ile Mersin, denizciliğin her boyutuyla yapılabileceği, kazanç elde edilebileceği bir şehirdir. Bu nedenle kentteki bu tür tesislerin önemi büyüktür. Ayrıca; Çin’in Akdeniz’de pek çok limana talip olduğu, liman yatırımı yaptığının bilindiği böyle bir ortamda bizim bu alana yeterli önemi vermemiz üzücüdür”.