KESK üyesi kamu emekçileri, sene başında maaşı 3 bin 250 TL olan bir kamu emekçisinin, Dolar kurundaki artıştan kaynaklı 9 aylık dönem içinde 2 maaş kaybı yaşadığını belirterek, maaşlara ek artış talep etti.
Mehmet Nabi Batuk
KESK Mersin Şubeler Platformu bileşenleri, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi’nde düzenledikleri toplantıda son zamlar, enflasyon oranının kamu çalışanlarının ücretlerine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. KESK Mersin Şubeler Platformu adına konuşan dönem sözcüsü ve SES Şube Eşbaşkanı Yılmaz Bozkurt, enflasyon farkı nedeniyle son yılda maaşlarından iki aylık ücretin kesildiğini kaydetti. KESK-AR’ın 2018 Eylül ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasından bilgiler veren Bozkurt, dört kişilik bir aile için açlık sınırı 2.214 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 6.237 TL’ye ulaştığı bilgisi vererek şunları söyledi: “2018 Ocak itibari ile 3.250 TL maaş alan bir kamu emekçisinin maaşı enflasyon farkı ve %4 oranındaki toplu sözleşme zammı sonucunda Temmuz itibari ile 3.664 TL’ye çıkmıştır. Ancak söz konusu kamu emekçisi Ocak-Eylül arası dokuz aylık dönemde döviz kurundaki ortalama artıştan kaynaklı olarak 1.067 ( bin altmış yedi) dolar kayıp yaşamıştır. Kısacası sene başında maaşı 3.250 TL olan bir kamu emekçisi, dolar kurundaki artıştan kaynaklı olarak 9 aylık dönem içinde 2 maaş kayıp yaşamıştır.”
“ÇARŞIDA, PAZARDA, MUTFAKTA YANGIN VAR”
Kamu emekçilerinin aldıkları maaşın ceplerine girmeden borçlara ve faturala gittiğini kaydeden Bozkurt, “Siyasi iktidar ‘kriz, miriz yok. Bu da geçer yahu’ diyor. Ama geçmiyor. Zam kasırgası gittikçe şiddetleniyor” diyen Bozkurt, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Bebek maması ve bezinden tutun meyve ve sebzeye kadar iğneden ipliğe her şeye ardı ardına yapılan zamlar sürmektedir. Tam da okulların açıldığı dönemde kâğıtta, defterde, kırtasiye ürünlerinde, servis ücretlerinde yapılan artışlar cep yakmaktadır. Doğalgaz ve elektrik zamları otomatiğe bağlanmıştır. Bilindiği üzere TÜİK tarafından 3 Ekim’de açıklanan rakamlara göre aylık enflasyon yüzde 6.30, yıllık enflasyon ise yüzde 24.52 olarak gerçekleşmiştir. Hükümet temsilcileri söz konusu rakamların “sürpriz” olduğunu, uzmanların dahi bu derece yüksek enflasyon rakamları beklemediğini açıklıyor. Uzmanları bilmiyoruz, ama asgari ücretliler, işçiler, kamu emekçileri, emekliler için bu rakamlarda ‘sürpriz’ bir durum yoktur. Çünkü çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız yangının TÜİK’in resmi enflasyon rakamlarının çok daha üzerinde olduğunu bu ülkede çocuklar dahi bilmektedir.
“MAAŞLARDA YÜZDE 6 ORANINDA BİR ENFLASYON FARKI OLUŞTU”
Kamu emekçilerinin de zamlardan kötü etkilendiğini ve enflasyon oranı karşısında maaşlarından alınan kesintilerinde arttığını kaydeden Bozkurt, “Toplam 5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi yandaş konfederasyon yönetimi ile hükümet arasında imzalanan, hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarının esas alındığı satış sözleşmelerinin bedelini ödemeye devam etmektedir. Yandaş konfederasyon yönetiminin son satış sözleşmesinde altına imza attığı rakamlar çoktan pul olmuştur. Bilindiği üzere yandaş konfederasyon yönetiminin geçtiğimiz yıl altına imza attığı son satış sözleşmesi ile maaşlarımızda 2018 yılının ilk altı ayında %4, ikinci altı ayında ise %3,5 artış yapılması, 2019 yılında ise %4 + %5 artış yapılması kararlaştırılmıştır. TÜİK tarafından son açıklanan verilere göre Temmuz-Ağustos-Eylül ayını kapsayan üç aylık dönemin enflasyonu yüzde 9.3 tür. Yani yaşadığımız gerçek enflasyonunun çok uzağında olan resmi enflasyona göre bile önümüzde üç ay olmasına rağmen şimdiden yüzde 6 oranında bir enflasyon farkı oluşmuştur” dedi.
“9 AYLIK DÖNEM İÇİNDE 2 MAAŞ KAYIP YAŞADIK”
KESK-AR’ın 2018 Eylül ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre dört kişilik bir aile için açlık sınırı 2.214 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 6.237 TL’ye ulaştığı bilgisini veren Bozkurt, şöyle konuştu: “Buna göre eş ve çocuk yardımı dahil ortalama 3.250 TL maaş alan kamu emekçileri hızla açlık sınırına yaklaşmaktadır. Türk lirasının döviz karşında değer yitirmesi kamu emekçilerinin satın alma gücünü ciddi şekilde eritmiştir. Örneğin sene başında, yani 2018 Ocak itibari ile 3.250 TL maaş alan bir kamu emekçisinin maaşı enflasyon farkı ve %4 oranındaki toplu sözleşme zammı sonucunda Temmuz itibari ile 3.664 TL’ye çıkmıştır. Ancak söz konusu kamu emekçisi Ocak-Eylül arası dokuz aylık dönemde döviz kurundaki ortalama artıştan kaynaklı olarak 1.067 ( bin altmış yedi) dolar kayıp yaşamıştır. Kısacası sene başında maaşı 3.250 TL olan bir kamu emekçisi, dolar kurundaki artıştan kaynaklı olarak 9 aylık dönem içinde 2 maaş kayıp yaşamıştır.”
“GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME YAPILMASINI İSTİYORUZ”
Hükümetin ekonomik kriz karşısında vatandaşları oyalamaya ve faturayı emekçilere kesmeye çalıştığını söyleyen Bozkurt, kamu emekçilerine seslenerek “Sadece bu yıl değil, yıllardır yandaş konfederasyonun altına imza attığı satış sözleşmeleri ile sonucunda yaşadığımız kayıpların telafi edilmesini, Maaşlarımızda Ocak ayı beklenmeden, hemen şimdi yaşanan gerçek enflasyon temel alınarak artış yapılmasını, Elektrik, doğalgaz, akaryakıt, ekmek gibi temel ihtiyaç mallarına yapılan zamların geri alınmasını, zam yapılmamasını, Kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen saldırılara son verilmesini, Sadece yaşadığımız gerçek enflasyon değil, bir ay önce açıklanan Yeni Ekonomi Programında (YEP) yer verilen 2018 yılı için yüzde 20.8, 2019 yılı için yüzde 15.9 enflasyon hedefleri bile yandaş konfederasyon yönetiminin altına imza attığı son satış sözleşmesinin çoktan hükmünü yitirdiğini ispatlamaktadır. Bu nedenle kamu emekçilerinin temel sorunlarının çözülmesi için bütçe döneminden önce gerçek bir toplu sözleşme yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.