Soner Aydın 

Hazırladığı manifestoyu sosyal medya hesabından paylaşan CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, ilk maddede; Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda akıl, bilim ve teknolojinin ışığıyla kenti modern ve sosyal belediyecilik hizmeti anlayışıyla tanıştıracağına söz verdi. Prof. Dr. Atıcı’nın hazırladığı manifestoda şunlar yer aldı: “Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla eksiksiz bir biçimde yaşama geçirilmesi gerektiğine inanıyor, üretimden tüketime kadar bütün toplumsal süreçlerin adil, eşit ve demokratik işleyişini savunuyorum. Özgürlükçü bir yaklaşım üzerinden çok kültürlü, çok dilli ve çok kimlikli yaşamı birer zenginlik olarak görerek, birlikte yaşamı temel alıyorum. Yerel yönetimleri, doğa-insan yabancılaşmasının aşılmasının temel alanı olarak kabul edip, her düzeyde “tavizsiz” bir şekilde ekolojik yerel yönetim anlayışını esas alıyorum. Yerel yönetimleri birer şirket olarak değil, halka hizmet veren kurumlar olarak görüyor ve yerel hizmetlerin verilmesinde kârı değil, toplum yararını esas alıyorum. En basit bakım onarım işlerinden en kapsamlı projelere kadar geliştireceğimiz tüm çalışmalarda insanı ve insanca yaşamı merkeze alan bir anlayışın belediyenin tüm kurumlarında hayata geçirileceğini taahhüt ediyorum Ulaşım, temiz su, alt yapı, ısınma, temizlik gibi hizmetlerin halka doğrudan, sürekli ve nitelikli olarak ulaştırılmasını birincil görev olarak görüyorum. Geliştireceğimiz tüm projelerde kentin tüm dinamiklerinden en verimli şekilde yararlanıp, kentin kendi imkânlarıyla gerçekleştirdiği akılcı bir büyüme anlayışının kentin gelişimi için en etkili yol olduğunu düşünüyorum. Yerel yönetimlerin her kademesinde liyakate dayalı bir organizasyon yapısı oluşturmaya, her türlü adam kayırma ve kadrolaşmanın önüne geçeceğime, yolsuzluklar ve usulsüzlükler ile en etkili mücadele yöntemlerini geliştirerek belediyenin tüm kaynaklarını şeffaf ve en verimli şekilde kullanacağıma söz veriyorum. Karar alma ve denetleme mekanizmalarında gerçek katılımcılığı ve şeffaflığı gözeterek, yönetimlere halkın katılımını sağlamayı hedefliyorum. Başta bütçe olmak üzere yerel yönetimlerin bütün plan ve uygulamalarını toplum merkezli eşitlikçi ve demokratik bir biçimde hazırlamayı ve uygulamanın her aşamasında, sokak, mahalle ve kent meclislerine şeffaf bir şekilde hesap vermeyi taahhüt ediyorum. Büyükşehir yasası ile köy hayatının birçok avantajından mahrum kalan,  büyük zorluklarla yetiştirdiği ürününü değerlendiremeyip mağdur olan çiftçimize ve köylümüze karşı seyirci kalmayarak yeni üretim imkânları sunacak, çiftçi ve köylümüzün dijital çağın yeni pazarlarına uyum sağlayabileceği, kendi ürününü en iyi şekilde değerlendirmesine yönelik projeleri hayata geçireceğim. Yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocukların toplumsal yaşama katılımını artırmaya yönelik sosyal ve kültürel tesisler ile kreşler, bakımevleri ve eğitim merkezleri oluşturmayı hedefliyorum. Kentsel dönüşüm uygulamalarını rant ve talan aracı olarak değil, toplum ve halk yararına kullanmayı amaçlıyorum. Yerel hizmetlerin sunumunda özelleştirme ve taşeronlaştırmaya karşı çıkıyorum. Başta toplu sözleşme ve grev hakkı olmak üzere işçi ve memur bütün çalışanların sendikal hak ve özgürlüğünü kısıtlamayacağıma söz veriyorum. Şu anda Mersin Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşlarında çalışmakta olan memur kadrolu – kadrosuz – sözleşmeli bütün çalışanların iş güvencesine saygı duyarak ve ilçe belediyelerimizle birlikte projeler üreterek yeni istihdam alanları yaratmayı hedefliyorum. Yurttaşlar arasında sınıfsal konum, kan bağı, cinsiyet, yaş, din veya inanca dayalı hiçbir ayrımcılığa izin vermeyerek yerelleri eşitlik idealinin yaygınlaşma alanları olarak görüyorum. Mersin’de yaşayan insanları evrensel kültür ve gelişmelerle buluşturmaya yönelik sosyal ve kültürel katılım projeleri oluşturmayı hedefliyorum.”