50 yıldır MHP’de siyaset yapan Burhanettin Kocamaz, adeta partiyi bombalayarak istifa etti! Milletvekili Olcay Kılavuz ile Baki Şimşek ve Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna ile Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can’a ağır sözlerle yüklenen Kocamaz yeni bir yol sinyali verdi.
Hediye Eroğlu - Mehmet Nabi Batuk
MHP’nin ikinci dönem aday büyükşehir için göstermemesiyle partisi ve aday gösterilen Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna ile gerilim yaşayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, düzenlediği basın toplantısı ile partisinden istifa etti.
Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen; muhtarlar, belediye çalışanları ve partililerin katılımıyla adeta gövde gösterisine dönüşen toplantıda Kocamaz adına bestelenen şarkılar ile propaganda yapılması ve Bozyazı Belediye Başkanı Mehmet Ballı’nın da toplantıya katılarak Kocamaz’a destek vermesi dikkat çekti.
GAZETECİLERDEN TEPKİ
Ancak toplantıda gazeteciler için çalışma alanlarının yok edilmesi ve görevlerini yapmalarını engeller nitelikteki düzen tepki çekti.
“Başkan Kocamaz seni kimse yıkamaz” sloganlarıyla salona giren Kocamaz’ın konuşması sık sık ‘Dik dur eğilme, millet seninle”, “Kocamaz nerede biz oradayız” sloganlarıyla kesildi.
Mersin’e ve Mersin’in geleceğine sahip çıktığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diyerek başladı.
“YENİ BİR YOL AÇACAĞIZ”
“Yeni bir hamle yeni bir yol açacağımız bu toplantımıza hepiniz bir kez daha hoş geldiniz” diyen Kocamaz, “Bugün burada 4,5 yıldır birlikte yol yürüdüğümüz ve Mersin’e hizmet adına el ele kola kola gece gündüz demeden Mersin’e birlikte hizmet götürmeye çalıştığımız muhtarlarımız da bizimle. Bu işin siyaseti yok. Bu iş gönül iyi. Derdimiz millet, sevdamız memleket. Söz konusu olan Mersin’e hizmet ise geresi teferruat” dedi.
50 yıllık bir siyasi geçmişi olduğunu ve son 25 yıldır da Tarsus ve Mersin’de görev aldığını anımsatan Kocamaz, “Konuşmak zor, kelimeler boğazımıza diziliyor. Ama gecikmiş de olsa böyle bir toplantı yaparak bizden beklentisi olan insanlarımızın gönlüne bir su serpmek istiyoruz” dedi.
“2003 KURULTAYINDAN SONRA HEDEF TAHTASINA KONDUM”
Öncelikle parti içerisinde yaşadıklarına dair detaylı açıklamalar yaparak bugüne kadar ki sürece gelişinin nedenlerini anlatan Burhanettin Kocamaz, “1994’de yapılan seçimde ikinci kez seçilirken, Mersin’de 6’ıncı milletvekilliğine çok az bir oyla kaçırmıştık. Partimiz 2002’de küresel kriz ve erken seçim kararı ile 1999’daki koalisyonlu iktidar şansını iyi değerlendirilemeyerek meclis dışında kaldı. Daha sonra yapılan 2003 kurultayı öncesi Tarsus kongresinde olaylar çıkarılarak şahsıma karşı mücadele başlatılmıştı. Yine aynı dönemde şahsımın genel başkan adayları Koray Aydın ve Musavvat Dervişoğu tarafından Divan Başkan adaylığı için gösterilmemiz bizi o günden buyana MHP’de hedef tahtası yaptı.
15 yıldır da şahsıma yönelik olarak yapılan bu defans uygulaması kesintisiz bir şekilde sürüyor. Her seçim döneminde 2014 ve 2019’da aday yapılmayacağım şekilde duyumlar ortaya atıldı. Bu süreçte sırf şahsıma sıkıntı verilsin diye il ve ilçe teşkilatlarına atanan yöneticilerden şahsıma karşı mücadele etmeleri söylendi. Onlarda ilk günden itibaren belediyeyi hedef alan açıklamalarla bizi partiden istifa etmeye zorladılar.
Bu süreci Ankara’ya defalarca bildirmemize rağmen hiçbir önlem alınmaz ocağın genç çocukları bize karşı kışkırtılırdı.
Ancak sonunda akıl galip geldi ve aday yapıldım. Seçimleri de açık ara farkla kazandık. 2014’de yeni Büyükşehir Yasası tartışılırken bir daha aday olmayacağımı belirtmeme rağmen genel başkanımızın isteği ile aday oldum. O dönemdeki il ve ilçe yöneticileri tarafından teşkilatlara girmemiz engellendi. Parti ve ocakların düzenlediği gecelerde dışlandık, aşağılandık, konuşturulmadık. Adaylığımızın açıklanması tam bir yıl geciktirildi. Adaylığımızın açıklanması ile birlikte Mersin zaten bizim ismimiz üzerinde mutabakata varmıştı. Mersin tarihinde ilk defa MHP ile birlikte 8 ilçede belediye başkanlığını kazandık. O seçimde il yönetimi geçmişten buyana aleyhimize çalıştığı ve seçim çalışmalarını engellemeye çalıştığı için görevden alındı.
“HAMİT TUNA 30 MART 2014’TEN BUYANA KARŞIMIZDA OLMAKTAN VAZGEÇMEDİ”
Yerine atana Sabahattin Kılınç ile uyum için de çalıştık. Buradaki uyumdan rahatsız olanlar tarafından özellikle Toroslar teşkilatı ve belediyesinden kaynaklanan ve üretilen tenziratlar neticesinde il teşkilatı görevden alındı.
Zaten sayın Hamit Tuna 30 Mart 2014’ten buyana karşımızda olmaktan vazgeçmedi.
Şahsımızın belediye başkanı olmasını asla kabullenemedi. Zannetti ki Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı vitrinde hazır bir elbise ve elini uzattığı anda alıp üstüne giyebilecek.
“FETÖ KUMPASI TARSUS HESABININ UZANTISI”
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Fetöcüler tarafından şahsım hedeflenerek belediyemize kumpas kuruldu. Aslında bu yapılan devlet içindeki bazı müptezel tiplerin Tarsus’tan buyana şahsımla ilgili hesabının bir uzantısıydı.
2009’da hain Fetöcülerin gazetecisinin girişinin yasaklamama ile şahsıma yönelik mücadele başlatılmıştı.
Tam 10 yıl cep telefonlarım sürekli dinlendi. 2015’te, 15 Temmuz sonrası yarım kalan hesaplarını tamamlamak istediler. Arkadaşlarımız iftira ve düzmecelerle emniyet içindeki malum yapılanma ile gözaltına alındı, adliyedeki uzantıları tarafından da tutuklandılar. O dönem herkes korkudan susmuşken biz ‘Bu belediyede Apo’cu da olmaz, Fetöcü de olmaz’ dedik. Ama mücadelemizde tek başımıza bırakıldık.
Bize güvenen mağdur arkadaşlarımızın bir an önce yargılanması için destek veren genel merkez yöneticileri de ya uzaklaştırıldı ya da milletvekili adayı yapılmadı. Neticede arkadaşlarımız yargılandılar ve beraat ettiler.
Şuanda arkadaşlarımızın bir kısmı göreve iade edildi bir kısmı da komisyondan iade edilmeyi bekliyor.
“GENEL BAŞKAN YARIŞINDA TARAFSIZ KALMAK İSTEDİK”
Sebahattin Kılıç’ın görevden el çektirilmesinden sonra Toroslar Belediyesi destekli Adsız Afşin Yılmaz göreve getirildi. Ancak daha sonra Türkiye genelinde olduğu gibi ocaklarda görev almış kişiler atandı. Daha sonra da malum senaryo uygulamaya konuldu. Ocak başkanı Niğde’de seçilemez denilerek Mersin kontenjan istememesine rağmen buradan aday yapıldı. Neticede Mersin’i hiçe saymanın ya da yerel yönetimlerle istişare edilmemesi ile MHP Mersin’de adım adım 5’inciliğe itildi. Ardından yeni yeni tezviratlar yapılmaya başlandı. ‘Burhanettin Kocamaz seçimde çalışmadı’ denilerek bugünkü konuma getirildik.
Bu tezvirat ve dedikoduların en çok yaşandığı dönemlerin biri de parti içindeki genel başkanlık yarışıydı. Bu yarışta 3 büyükşehir belediyesi olarak ‘tarafsız’ kalmak için ilke kararı aldık. Sayın genel Baykan 3 kente ve bize karşı tavır koydu oysa bizim amacımız partiyi yaralamadan ara bulucu bir konumda bulunarak partiyi korumak istememizdi. Daha sonra 3 genel başkan adaşından birine maddi destek sağladığımız iddiası ortaya atıldı. Bu büyük bir iftira ve çamur atmaydı.
Bizzat genel başkana giderek, böyle bir şerefsizliği yapmadığımı, bu iftirayı atanlar ile bizi mutlaka yüzleştirmesi gerektiğini, bizimle mutlaka helalleşmesi gerektiğini bildirdim. Ancak böyle biriyle henüz yüzleştirilmiş değilim. Bize kim iftira attı bilmiyorum. Ama bu iftiraları atan ve çanak tutan herkes ile indilalhta hesaplaşmaya hazırım. Zanlarla bizleri töhmet altında bırakanlara hakkımı asla helal etmiyorum” diye konuştu.
24 Haziran seçimleri öncesi Mayıs ayında doktorunun kalp rahatsızlığına ilişkin bir an evvel operasyon yapılması gerektiğini söylediğini ancak ‘görevden kaçtı’ dedirtmemek için, sanki kıymet bileceklermiş gibi gece gündüz koşturmaya devam ettiğini aktaran Kocamaz, “Ancak son anda yurtdışı oyları ile seçilen Baki Şimşek dahil hiç kimseye yaranamadım. Kimseyi yuhlamayalım ama gerçekleri halkımızın bilmesinde fayda var. Seçim sonrası ilk 20 gün içinde bir anket yaptırdım. Halkın genel seçimde alınan oylardan sonra şahsım ile ilgili bir endişesi olup olmadığını sorgularım ve desteğinin arttığını gördüm. Bunun üzerine genel başkana gittim ve şahsımla ilgili tasarruflarını sordum. Kendisi de, henüz bir karar vermediklerini, çalışmamız gerektiğini ve başarılar dilediğini ifade etti. Bende verecekleri her karara saygılı olacağımı ama farklı bir karar alınacaksa bunun önceden şahsıma bildirilmesi gerektiğini benim de halkı bu konuda hazırlamama gerektiğini ifade etti ettim.
Bunun üzerine sayın genel başkan yardımları ile görüşmelerimiz de her hangi bir sorun olmadığını, bugünlerde Ankara’ya gelip, genel başkan ile görüşmemiz gerektiğini söylediler. Ben de Malezya ziyareti sonrası geleceğimi söylediğimde geç olacağını söylediler. Ben de erken gittim, yaptığımız görüşmelerde genel başkana bana bir talimatı olup olmadığını sordum. ‘Çalışın, bir talimatımız yok’ denildi. Genel başkan yardımcı ile görüşmemizde bir problem olup olmadığını sordum ama ‘bir problem yok’ denildi.
Aynı gün akşam 8 Eylül Cuma günü Ankara’dan ayrılalı 1,5 saat olmuşken sayın Hamit Tuna’nın Salı günü adaylığının açıklanması için Ankara’ya çağrıldığını duydum. Daha ben yoldayken Tuna’ya yakın çevreler ‘Büyükşehir adayı Hamit Tuna’ şeklinde paylaşımlara başladılar. Daha sonra Malezya’ya gittim. 20 Eylül Çarşamba günü Mersin’e döndüm. Bir grup muhtar adayımız ahde vefa olması için karşılama töreni düzenlemek isteklerini söylediler. Ben de bunun bile tezvirata neden olabileceğini söyledim. Neticede bu karşılama programına karşı tüm teşkilatlar harekete geçmişler hatta belediyelere talimat vererek personelin gidişini bile yasaklamışlar. Buna rağmen 3 binden fzala insan evime kadar bana eşlik ettiler. Benim dışımda gerçekleşen bu karşılamayı bile genel merkeze kafa tutma olarak değerlendirdiler.
“BAKİ ŞİMŞEK VE ŞEVKET CAN’A HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”
Burada gördüğüm vefasızlığı hiçbir yerde görmedim. Çeyrek asırlık hizmetlerim ve davaya 50 yıllık bağlılığım karşısında şahsıma bir teşekkür dahi edilmemesini tüm kamuoyunun ve sizlerin takdirine bırakıyorum.
Malezya dönüşü şahsım için düzenlenen karşılama programı için ‘Gelen kişi hacdan mı geliyor, neden Tarsus’tan karşılıyorsunuz gidin Mersin’den karşılayın’ diyen Şevket Can’a ve Baki Şimşek’e hakkımı helal etmiyorum. Bu vefasızlık 25 yıl görev yapmış birine teşekkür etme nezaketi gösterilmeden, yüzde 100 kazanılacak bir seçim öncesi kin ve nefret duygularıyla ‘nasıl olsa ittifak olacak, biz bu seçimi alırız’ denilerek yapılan bu rencide edici tutum, beni yaralamış, kalp sorunumu tetiklemiş, acilen operasyon gerektiren bir sonucu tetiklemiştir. Daha önce nezaketsizlikler yapıldı ama kalbim ile ilgili yapılan operasyon sonrası dahi ‘geçmiş olsun’ deme nezaketi bile göstermeyen genel merkezi kamuoyunun takdirine bırakıyorum” ifadelerini kullandı.
“YENİ YETMELER BİZE TEŞKİLATÇILIK DERSİ VERMEYE KALKIYOR, TEHDİT EDİYOR”
Kamuoyunun, “Kocamaz’ı neden yediniz?” sorularını gündeme getirdiğini vurgulayan Burhanettin Kocamaz, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Bana da soruyorlar; bu vefasızların yaptığını sineye çekecek misin?’ diye. Yeni yetmeler bize teşkilatçılık dersi vermeye kalkıyor. ‘Yeni dosyalar açılabilir. Aytaç Durak’ın sonunu unutma’ gibi tehditler savurmaya çalışıyorlar. Burhanettin Kocamaz ile ilgili 25 yıldır açılamayan dosyalar onlara göre şimdi açılacak.
Tezviratlar ile altımı oyan, ayağıma kurşun sıkan şahıslar hiç utanmadan kendi resimleri ile benim resmimi paylaşıyor, bir daha aday olmayacağımı söylediğimi için aday değişikliği yapıldığını söyleyerek insanların kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. Ve bu kadar yaptıklarına rağmen de benimle birlikte yol yürümek istediklerini ifade ediyorlar.
İlk günden buyana ne gibi senaryolar yazdıklarını da biliyorum. Güya Burhanetitn Kocamaz istifa edecekmiş, Hamit Tuna seçime gerek kalmadan meclisten başkan seçilecekmiş, Kocamaz bunu kabul etmezse hakkında dosyalar açılacakmış.
“HAKKIMDA YAPILACAK HER HANGİ BİR İŞLEM KUMPASTIR”
Bugünden sonra şahsıma yönelik yapılacak her hangi bir işlem, hukuk dışı atılacak her hangi bir adım, yapılacak her hareket kumpastır. İftiradır, insanlık dışı bir tutumdur. Kimse yalan dolan gıybet fitne, fesat, isnat ve dedikodulardan medet ummaya çalışmasın. Haksız, hukuksuz ve kanunsuz tavırlarla 50 yıllık geçmişimle hakaret amiz girişimlerde bunumlasın. Her kim böyle bir tavır içine girerse bilsin ki kazdığı kuyuda kendisi boğulacaktır.
Siyaset adeta karşılıklı hakaret sahnesi haline dönüştürülmüştür. Özelliklede MHP’de parti içi demokrasi rafa kalkmış, tek kişinin aldığı kararlarla parti yönetilmektedir.
NEDEN İSTİFA ETTİ?
MHP’de görmüş geçirmiş partinin hafızası niteliğinde hiç kimse kalmamıştır. Parti içi demokrasinin olmadığı, hiç kimsenin söz hakkını kullanamadığı, bırakın ülkücülüğü, insanlık değerlerinin hiçe sayıldığı, özellikle genç nesilde saygısızlık ve sevgisizliğin marifet kabul edildiği, kin sınırlarını aşıldığı, 5 yıllık dönemde dahi sayıları bir ikiyi geçmeyen belediye başkanlığı toplantılarında dahi sıkıntınız nedir diye sorulmadığı,yapılan tüm toplantılarını belediye başkanlarına fırça, atma, şamar olma toplantılarına dönüştüğü, yerel yönetimlerin partiye yük olarak görüldüğü, farklı fikirlere tahammül gösterilmediği, baskıcı bir yönetim anlayışının uygulandığı, yıllardır sürdürülen bu anlayış ile partinin bir arpa boyu yol kat edilemediği, belediyemize yönelik Fetö kumpasında yalnız bırakılmamız, partinin adeta dedikodulardan beslenerek, araştırılmadan adım atılması. Değer verme, insanları sayma, seme kriterlerini ortadan kaldırıldığı, partide vefa diye bir kavramın olmadığı insanları birbirine veya yönetime dahi derdiğini anlatmaktan dahi korktuğu, yıllardır il ve ilçe yöneticileri tarafından şahsıma mobing uygulanması, bizzat genel başkandan duyduğum ‘Mersin ile ilgili hiçbir hesabım yok’ kararı, partinin ve genel başkanın hiçbir bilimsel veriye inanmaması, genel başkanın kararını eleştirebilecek her hangi bir genel merkez yöneticisinin bile olmayışı, ben yaptım oldu politikalarının hakim olması, daha önce söyleyenlerin 180 derece tersinin söylenmesi, tabanda siyaset yapma alanın daraltılması, uygulanan fitne fesat politikalar nedeniyle parti içinde birbirini sevmeyen kitleler oluşturulması, birlikte yol yürümenin imkansızlaştığı, ses çıkaranın ihraç ile tehdit edildiği ve son dönemlerde 2,5 aylık süre içerisinde maruz kaldığımız hakaretler ve böyle bir ortamda MHP’de politika üretmedin gittikçe zayıfladığı, vatandaşa izlenen politikaları anlatamadığımız bu süreçte hayatımın en zor kararını veriyor ve 50yıllık içinde bulunduğum MHP’den istifa ediyorum”.