Haber Merkezi 

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, görevde yükselme ve torpil iddiaları ile ilgili Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyerek, iktidar yüklendi. Antmen7e CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel de destek verdi.
Anayasal toplumsal bir düzenin sağlanabilmesi için, hukukun üstünlüğü özümsenerek devlet yönetiminde liyakat ilkeleri esas alınması gerektiğini vurgulayan Antmen, ancak 16 yıllık AKP dönemi ile birlikte devlette liyakatın ortadan kaldırıldığını, bunun sonucunda da kurumsal bir çöküş yaşandığını vurguladı. 
“15 Temmuz hain darbe girişimi ortaya çıkmış ve maalesef torpil, adam kayırma, bireysellikten çıkarak kurumsal hale getirilmiştir” diyen Antmen,  
Anayasanın ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu açık ve net şekilde liyakati, eşitliği ve objektifliği işaret ederken; AKP iktidarı tarikatların işaret ettiklerine dikkat kesilmiştir. 
‘Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’te düzenleme yapılarak; Şube Müdürü, Müdür ve bu düzeydeki görevde yükselmeye tabi kadrolara yazılı sınava ilave olarak sözlü sınav şartı getirilmiştir. 
Bu durum, iktidarın açıkça ‘Biz hak eden, çalışan, liyakat sahibi insanları yükseltmeyeceğiz. Devlet memuriyetinde yeterli olsun olmasın bize itaat, biat edeni memur yapacak ve devlette yükselteceğiz’ demesiydi. Bu anlayışın sonucunu defalarca en ağır şekillerde gördük. En son Ankara-Konya hızlı treni kazası sonrası 9 vatandaşımızı ihmaller yüzünden kaybettik. Sorumlular suçu yine göstermelik şekilde birkaç memura yıkarak kurtulma gayretine girdi. 
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 2011’de Ankara-Konya hızlı tren açılışında şunları söylüyordu:  "Hızlı tren inşaatları 5 ila 13 yıl arasında sürüyor. İtalya’da 204 km. Roma Napoli hattı 11 yıl sürdü. Almanya’da 216 km. Hannover Berlin hattını 7 yıl sürdü.  212 Km. Ankara Konya hattını 4,5 yılda bitirdik” 
Testleri gereken şekilde yapılmadan, uzmanların sözleri dinlenmeden hazırlanan ve ihaleleri yandaşlara peşkeş çekilen rant anlayışının sonu budur. Çünkü İtalya ve Almanya'da insanların canı, seçimlerden daha önemlidir. Çünkü orada liyakat vardır. Orada açılışlar seçim malzemesi yapılmaz. İnsan hayatı en önemli şeydir ve sorumlular hesap verir” dedi. 

“İKTİDARIN, YARGI VE ORDUYU FETÖ’YE TESLİM ETTİ, 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ YAŞANDI”
Danıştay’ın, sözlü sınava ilişkin yapılan düzenlemelerin büyük bölümünün yürütmesini durdurduğunu da anımsatan Milletvekili Alpay Antmen, kamuda liyakati kaldırmak isteyen AKP’nin yargı kararlarına uymadığını da dile getirdi. KPSS, ÖSS sorularının çalınmasına yol açan iktidarın, yargı ve ordu FETÖ’ye teslim etmesiyle 15 Temmuz darbe girişimini yaşandığını aktaran Antmen, “Peki iktidar akıllandı mı? Maalesef yine Hayır. Yargı kararlarına, darbeye, çürümeye rağmen halen sözlü mülakatta ısrar etmek demek, siyasi kadrolaşmada ısrar etmek demektir. Liyakatliler arasından kadrolaşsalar yine içimiz yanmayacak. 
Bakınız, sizlere birkaç belge göstermek istiyorum. Gönderen isimleri gizlediğimiz bu belgelerde sınavlara giren vatandaşlarımız diyor ki, ‘Yazılı sınavdan 86 aldım. Mülakatta elendim. 40 alan biri mülakatta beni geçti ve yerleşti’ Bir başkası, ‘Yazılı sınavdan 96 altım ama elendim. Benim çok altımda puan alan kişi sözlü mülakatta kazandı’ yine bir başka vatandaşımız, ‘93 aldım ama bir’, ismini de veriyor ama ben söylemeyeceğim. ‘93 aldım ama bir başsavcının kardeşini sözlü mülakatta yükselttiler’. 
Maalesef  neredeyse tüm sözlü sınavlarda bunlar yaşanmaktadır. Bu maalesef tüm sınavlar ve tüm memuriyetliğe girişlerde de aynıdır. 
Şu an çatısı altında bulunduğumuz Meclis’te dahi kadroya alınacak taşeron işçilere sözlü mülakatta  ‘Cumhurbaşkanımızın kaç çocuğu, kaç torunu var?’, ‘Cumhurbaşkanımız nerelidir?’, ‘Cumhurbaşkanımız kaç yaşındadır?’, ‘İslam’ın kaç şartı vardır?’, ‘Kuran’ı Kerim’in ilk suresi nedir?’, ‘Osmanlı padişahlarını sayın’ soruları sorulmadı mı? 
Bu iktidar mülakatlarda Kutsal kitabımızı soruyor, peygamberimizi soruyor, Osmanlı padişahlarını soruyor ama ne kutsal kitabımızı, ne peygamber efendimizi ne de Osmanlıyı anlamıyor, bilmiyor sadece suiistimal ediyor. Her vesile ile dinimizden söz açan bir siyasi iktidar dinimizin ‘kul hakkı yenmez’ emrine neden uymuyor?  

“MÜLAKAT SONUÇLARI NEDEN KAMUOYUNA AÇIK DEĞİL”
Kur’anı Kerim’de; Nisâ Sûresi, 58. Ayet diyor ki: ‘Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder’. 
Peki o torpil mülakatlarında sordukları ama hiç anlamadıkları peygamberimiz Hz. Muhammed ne diyor ‘İş, ehli olmayan kişilere verilince kıyameti bekle, Kıyametin kopması pek yakındır’. Liyakatin ortadan kaldırıldığı ortam yasaya da Kur’an’a da, sünnete de ve tarihimize da tamamen aykırıdır. 
İktidar şunu açıklamalıdır; 2013 yılından bu yana geçen 5 yıllık sürede hangi kurumda kaç sözlü mülakat yapılmıştır? Bu mülakat heyetleri kimlerden oluşturulmuştur? Bu mülakat sonuçları neden sadece sınava giren kişiye gönderiliyor? Neden kamuoyuna açık şekilde yayınlanmıyor? Saklayacak bir şeyiniz, örtecek bir usulsüzlüğünüz yoksa neden bunları halka açıklamıyorsunuz? Sınava girenlerin ve mülakatta yerleşen ve görevde yükselenlerin yazılı sınav sonucu ve başarı sıralaması kaçtır? Mülakatlar neden görüntü kaydına alınmıyor? 
İktidar derhal bu sorulara cevap ve haksızlıklara vermelidir.  
Mülakat değil liyakat, sadakat değil liyakat, tarikat değil liyakat, itaat değil liyakat, biat değil liyakat” diye konuştu.