CHP’li Başarır kanun teklifinin gerekçesinde, bankaların ve özel hukuk bürolarının yüzbinlerce borçlu vatandaşları makul seviyenin üzerinde arayıp huzurlarını kaçırarak psikolojilerini olumsuz yönde etkilemelerinin ve hatta doğrudan borçlulara ulaşamadıklarında yakınlarını arayarak borçluyu deşifre etmelerinin doğru olmadığını bu belirtti. Başarır, “insanların borç yüzünden canlarına kastetmelerinde banka ve diğer alacaklı kuruluşlarının hiçbir katkısı yoktur demek yanlış olacaktır” dedi.
“2018’DE 684 BİN 360 KİŞİ KREDİ KARTI BORCUNU ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN YASAL TAKİBE ALINDI”
Başarır gerekçesinde şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizde mevcut iktidar tarafından ekonominin iyi yönetilememesi sonucu halkımız geçimini zor sağlamakta ve bunun etkisiyle de sancılı günler geçirmektedir. Bu saptamanın doğruluğunu sadece halkın bankalara olan borcuna baktığımızda bile anlayabiliriz.
Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine ülkemizde, 2018 yılı 3. dönem verilerine göre 65.483.891 kredi kartı ve 140.076.710 adet banka kartı kullanılmaktadır.
Türkiye Bankalar Birliği'nin, Ekim 2018'de açıkladığı bireysel kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişi sayısı verilerine göre; 2018 yılının Ocak-Ekim (Ekim ayı dahil) dönemlerinde 684.360 kişi kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takibe başlandı.
2017 yılında ise 12 aylık döneminde 762.060 kişi kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takip başlatıldı.
VATANDAŞIN BANKALARA 516.1 MİLYAR BORCU VAR
Merkez Bankası'nın 2018 yılı ilk Finansal İstikrar Raporu'na göre, Hanehalkı borçlarının yüzde 89.8'i bankalara, kalanı ise finansman şirketleri, TOKİ ve varlık yönetim şirketlerine dağılmış durumda. Vatandaş, bankalara 516.1 milyar lira, finansman şirketlerine 17.3 milyar lira, TOKİ'ye ise 20.4 milyar lira borçlu. Ayrıca, bankalar kanuni takibe düşmüş geri ödenmesi zor kredileri, belli bir oranda indirim yaparak varlık yönetim şirketlerine satıyor. Kredi borcu olan kişi banka ile değil, o şirket ile muhatap oluyor. Varlık yönetim şirketlerine satılan borçların toplamı ise 2018 Mart ayında yüzde 24.1 artışla 20.8 milyar liraya ulaştı.
BU KARANLIK TABLONUN OLUŞMASINDA MEVCUT İKTİDARIN PAYI BÜYÜK
Borç rakamlarının böylesine karanlık bir tabloya ulaşmasında en büyük pay sahibi kuşkusuz iktidarın gelişi güzel ekonomi politikası yürütmesinden kaynaklanıyor.
Vatandaşın bu borç yükünden kurtulması için acil önlem planları alınması kaçınılmazdır. “Dünyanın en büyük 12. ekonomisiyiz” ya da “ ekonomimiz coştu” gibi içi boş söylemlerle ekonominin düzelmesini beklemek hayalcilikten öte değildir.
Halkımızın büyük çoğunluğu borç içinde yüzmesinden dolayı sıkıntılar yaşarken, banka ya da diğer kuruluşların vatandaşları borçları nedeniyle rahatsızlık verecek düzeyde sık sık aramaları, insanların psikolojilerini olumsuz yönde etkilemektedir”.
Hatta banka ve diğer alacaklı kuruluşlar, borcu olan kişiye ulaşamadıklarında yakınlarını arayarak borçlu olan kişiyi sormaları nedeniyle borçlular çevresine ve akrabalarına karşı zor durumda bırakılmakta ve küçük düşürülmektedir.
BANKA VE ÖZEL HUKUK BÜROLARININ TELEFONLA VATANDAŞLARIN HUZURUNU KAÇIRMASINA SON VERİLMELİ
Ülkemizde borcunu ödeyemediği için intihar eden kişilerin sayıları hızla artmaktadır. Hemen hemen her gün borcundan dolayı intihar eden kişilerin haberleri gazete ve internet haber sitelerinde yerini almaktadır. İnsanların borç yüzünden canlarına kastetmelerinde banka ve diğer alacaklı kuruluşlarının hiçbir katkısı yoktur demek yanlış olacaktır.
Bu sebeplerden ötürü banka ya da diğer alacaklı kuruluşların, insanların huzur ve sükûnunu bozacak şekilde telefonla aramalarının ve mesaj göndermelerinin önüne geçilmesi gerekmektedir.