SONER AYDIN

Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi ve işinsanı Mustafa Güler yaklaşan yerel seçimler öncesi değerlendirmelerde bulundu.

Yerel yönetimlerin, siyasetin en önemli parçalarından biri olduğunu dile getiren Güler, “Çünkü yerel yönetimler hizmetin de iktidarın da kapısıdır. Bütün siyasi partiler yerel yönetimlerdeki başarılarıyla yukarıya tırmanır. Bu anlamıyla halka dokunan, somut siyaset yapılan alanlar olmakla önemlidir. Bu haliyle yerel sorunlarımızı çözebilecek bir vizyon sahibi, vizyoner belediye başkanlarına ihtiyacımız var” dedi.

“KOCAMAZ’LI 5 YIL VERİMLİ GEÇMEDİ”

Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın 5 yılını da değerlendiren Güler, “Geriye dönüp baktığımızda 5 yılda çok verimli şeyler yaptığını söyleyemem. Yani baktığımızda deve dişi olarak görünen ne vardır? Fazla bir şey yok. Şimdi kaldırım değiştirmek, yapılmış olan yoğurt pazarını ya belediyenin etrafına taş döşemek mega proje falan değil. Bu anlamıyla çok başarılı olduğunu söyleyemem. Hayatımıza bir şey katmayan rutin bir dönem olarak geçti. Kaynaklar çok iyi kullanılmadı. Burada yalnız belediye başkanımızı suçlayarak bunu itham etmek amacıyla değil meclis de çok verimli çalışmadı. Meclis de tartışmalarıyla gündem yaratarak, belediye başkanın da yaptıklarını yönlendirmek suretiyle bir sonuç doğurabilirdi. Yani öncelikle meclis çok verimli çalışmadı. Bu meclisin yapısı ile çok yakın bir olaydır. Meclisin niteliği, gündem yaratma, gündem üzerine konuşma, ilimizin temel sorunlarını konuşarak, tartışarak, olgunlaştırma becerisi gösterilmedi. Böyle bir gündem ve çaba olmadı. Meclis çok kötüydü. Belediye bütün yapmak istediklerini meclise getirir. Meclis de onay verir ve geçer. Yapılamayan her şeyde meclisin günahı vardır. Bunu tek kişiye yüklemek doğru değil. Bu nedenle çok başarılı bir 5 yıl geçtiği kanısında değilim. Hepimiz açısından kayıp bir 5 yıl oldu diyebiliriz.  Mersin’in en önemli sorunun işsizlik ve istihdam sorunudur. Belediyeler kendilerini daraltmışlar. Belediyenin yaptığı klasik hizmetler, asfalt, kaldırım, çiçek falan yapma işleri tamamen konfora dayalıdır. Refaha yönelik hizmet üretilmiyor. İşsiz bir insan için döktüğünüz bir asfalt, yaptığınız bir kaldırım ya da park çok fantezi gelir. Refaha dönük bir hizmeti birlikte yürütmek gerekiyor ki refah içerisinde konforu hak etmek gerekiyor. Refah olmadan konfor fantezidir. Belediye başkanları nedense o klasik belediye hizmetlerini yapmaya devam ediyor. Benim öngörüm şu: 2 ana temel hizmet vardır. Biri refaha dönük hizmettir. Diğeri de konfora dönüktür. Biri sofraya hizmet eder diğeri de gözlere hitap eder. Asıl sofraya dönük hizmetler bunlar belediye bütçesiyle yapılan hizmetler değildir. Belediye bütçesi konfora dayalıdır. Belediye başkanı vizyoner olmalıdır derken benim bir sloganım var. Belediye başkanının vizyonu bütçesinden büyük olmalıdır. Kentin bütün kaynaklarını doğru yönetebilecek bir potansiyele sahip olmalıdır. Kentte bireylerin, işletmelerin, grupların sermayeler var. İlimizin dışında Mersin’e yatırım yapmak isteyen çok ciddi bir potansiyel var. Mersin  bir dünya kenti diyoruz. Dünya açısından cazibeli bir yerdir. En önemli bir liman kentidir. Dünya sermayesini buraya yönlendirerek yatırım yapabilecek bir öngörüye sahip olmak var. Bu anlamda refaha dönük hizmetler belediye başkanının vizyonuyla ilgili bir olaydır. Yarattığı ortamla ve cazibeyle gerek başta kentte yaşayan insanlar açısından sonra da diğerlerini de buraya yatırım yapabilecek ve istihdam sağlayabilecek kenti zenginleştirecek bir potansiyel yaratmaları gerekiyor. Bu yapılamadığı için Mersin, Türkiye’nin doğal potansiyelinin en yüksek olduğu il olmasına rağmen yoksulluğun ve işsizliğin en yüksek olduğu iller arasında ikinci sıradayız. Bunu nasıl beceriyoruz? Birine sormak lazım. İşsizliği tavan yaptığı Mersin gibi bir yerde il yöneticileri bunu nasıl hazmederler sormak lazım. Bu kadar büyük zenginlikte işsiz kalmak ve yoksul olmak fırının önünde acından ölmeye benzer” ifadelerini kullandı.