Konsey Yürütme Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, “Hepimiz yasalar önünde eşit olarak doğsak da biz kadınlar, hayatın birçok alanında eşitsizlik içinde yaşamaktayız. Biyolojik olarak farklı özelliklere sahip olmamız, eşit haklara sahip olmadığımız anlamına gelmez. Tüm dünyada okur yazar olmayanların 3’te 2’si kadındır. Dünyadaki yoksul insanların yüzde 70’i kadındır. 2017 yılı verilerine göre ülkemizde kadınların istihdamı erkeklerin yarısından daha azdır. Dünyanın ve ülkemizin nüfusunun yarısını oluşturan kadınların temel haklardan gereği gibi faydalanamaması ve iş gücüne dahil olamaması hepimiz için, ülkemiz için, dünyamız için kayıptır. Toplumsal hayatın her alanında; eğitimde, sağlıkta, ekonomide, yönetimde tam eşitlik istiyor ve bu mücadelede sizleri de yanımızda görmek istiyoruz.
Biyolojik cinsiyet ile toplumsal cinsiyetin aynı kavramlar olmadığını biliniz. Bizleri ve kendinizi cinsiyet kalıplarına sıkıştırmayınız. Sizler de bizler kadar iyi çocuk yetiştirebilir bizler kadar iyi yemek yapabilirsiniz. Bizler de sizin kadar cesur olabilir, sizler kadar ekonomiden anlayabiliriz. Toplumsal cinsiyet kalıp yargıları kırma noktasında sizler de bizler kadar mücadeleci olunuz” denildi.
“KADIN EVDE, ERKEK HER YERDE ANLAYIŞINI LÜTFEN TERK EDİN”
Ebeveynliğin sadece kadına yüklendiği bir düzenin adil olmadığının altı çizilen açıklamada, çocukları yetiştirmenin çok özel ve önemli olduğu ancak çocuk yetiştirmede erkeklerin de kadınlar kadar sorumluluğu bulunduğunun hatırlanması istendi.
“Kadınları zihinlerinizde sadece eş-anne-bakıcı olarak konumlayıp, kadını dört duvarın içine sıkıştırmayınız” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Bizleri ucuz ve niteliksiz iş gücü olarak görmeyiniz. Önümüze dev engeller çıkarılmadığı, cam tavanlar örülmediği, fırsat eşitliği sağlandığı sürece, kariyer sahibi olabilir, sizler kadar iyi yönetebilir, üretebilir, katma değer sağlayabiliriz. Fırsat eşitliği sağlandığında her işin üstesinden gelebilecek güçte ve beceride olduğumuzun farkında olunuz.
Kadın evde, erkek her yerde anlayışını lütfen terk ediniz. Kadını ötekileştirip ikinci plana atan yaklaşımların normalleştirilmesine karşı durunuz. Sokakta, ofiste, stadyumda, tribünde ameliyathanede, direksiyonda, bankada, okulda, bilardo salonunda, mecliste; her yerde biz de varız, olmalıyız. Lütfen destek veriniz.
Dil, düşünce biçiminin göstergesi, düşüncenin somutlaşmış halidir. Kullandığınız dil ve üslubun, toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını pekiştirdiğini ve her gün yeniden üretilmesine hizmet ettiğini unutmayınız. Dilde cinsiyet ayrımcılığına karşı durunuz, kadın ya da erkek; belli bir cinsiyeti üstün ya da aşağı gören dil kalıplarını kullanmaktan kaçınınız.
Kadın hakları mücadelesini sadece kadınların ya da başkalarının vermesi gereken bir mücadele olarak düşünmeyiniz. Dönüşümü evinizden, ailenizden, iş yerinizden ve çevrenizden başlayarak önce siz başlatınız. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği meselesinin kadın hakları sorunu değil, bir insan hakları sorunu olduğunun farkına varınız.
Fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalmak kadınların güvensizlik içinde yaşamasına neden olmaktadır. Hiç kimsenin, şiddetin hiçbir türüne hakkı olmadığını, bunun bir insan hakları ihlali olduğunu, sağlıksız toplumlar yarattığını biliniz. Kadınlar günü, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, kadın haklarına dikkat çekmek bu konuda farkındalık yaratmak üzere kutlanan bir gündür. Markalar için reklam ve indirim günü değildir. Kadınlar gününün bağlamından uzaklaştırılmasına fırsat vermeyiniz. Ayrıcalık değil, eşitlik istediğimizi, yaşama, eğitim çalışma ve yönetimlerde temsil haklarımızın eşit olması için mücadelemizi her zaman sürdüreceğimizi biliniz. Bu mücadelenin sizler olmadan eksik kalacağının farkındayız. Dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek için mücadelemize ortak olmanızı diliyoruz”.