SONER AYDIN

Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Fukuşima Nükleer Santrali felaketinin 8. yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Tabip Odası binasında gerçekleştirilen açıklamaya çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi destek verdi. Platform adına konuşan dönem sözcüsü Osman Koçak, hükümete Mersin’de yapımı süren Akkuyu Nükleer Santrali’ni durdurma çağrısı yaptı.

Japonya'nın doğu kıyıları açıklarında oluşan 9 şiddetinde yer sarsıntısının yarattığı tsunami dalgalarının Fukuşima Nükleer Santralinin soğutma sistemini çalışamaz hale getirmesi ile felaketin oluştuğunu dile getiren Koçak, “Santralin soğutulamayan nükleer reaktörünün kalbinde bulunan yakıt çubuklarının aşırı ısınarak reaktör kabini ve binasını eritmesi ve patlama gerçekleşmesi sonucunda havaya, toprağa ve suya, okyanusa yayılan radyasyon
dalgaları 380 bin insanın tahliyesine, geniş tarım alanlarının üretim yapılamaz hale gelmesine yol açmıştır. Fukuşima'dan yayılan radyasyon, hava akımları ve deniz akıntıları ile Büyük Okyanusu aşarak Amerika Kıtasının bat kıyılarına dek ulaşmıştır. Fukuşima Nükleer Santrali Felaketi 25 yıl içinde oluşan ikinci büyük nükleer santral felaketidir. 26 Nisan 1986' da yaşanan Çernobil Nükleer Santrali patlamasının yaydığı radyasyon Türkiye'yi de etkilemiştir. Doğu Karadeniz'de yetiştirilen çayların toprak altına gömüldüğü halen hafızalarda yer almaktadır. İlk nükleer santralin çalışmaya bağlamasından bu yana, 500 dolayındaki nükleer santralde, ABD’den Avrupa'ya, Rusya dan Japonya'ya 50'yi aşkın küçüklü büyüklü santral kazası yaşanmıştır. Nükleer santrallerdeki patlamalar sırasında doğaya salınan sezyum
37 parçacıklarının yanlanma ömrünün, yani radyoaktif etkilerinin yarıya inme süresinin 30 yıl olduğu göz önünde tutulduğunda Çernobil patlamasında açığa çıkan sezyum 137’nin yarılanma süresi tamamlanmadan Fukuşima'da tekrar bir sezyum 137 radyasyonu ile karşılaşıldı” dedi.

“PROJELER İPTAL EDİLMELİ”
Nükleer santrallerin bütün önlemlere rağmen çalışma süreleri suresince doğaya ve insanlara birikimli etkileri olacak şekilde zarar verdiğini dile getiren Koçak, Bunca tehlikelerine ve zararlarına karşın nükleer santral inşasında ısrarın belli başlı nedenleri arasında nükleer santral
ekipmanı üreten ve inşaatında yer alan şirketlerin kar hırslarının yer aldığı açıktır. İktidarlar da hem sermaye sahiplerine alan sağlamak hem de nükleer santrallerin ürünü olan ve nükleer silah yapımında kullanılan plütonyum elde etmek için nükleer santral projelerine destek vermektedirler. Böylelikle ülke erinin hem doğasını, hem insanını, hem de ekonomisini tehlikeye atmaktadırlar. Akkuyu Nükleer Santralinin proje maliyeti 22 milyar dolardır.  Bu maliyetin yaklaşık yarısı Rosatom tarafından getirilecek nükleer maliyetidir. Almanya, İspanya, Japonya ve Fransa nükleer santralleri yavaş veya hızlı bir sakilde kapatma kararı alan devletlerdir. Bugün ki siyasi iktidar söz konusu projeleri iptal etmelidir” diye konuştu.