HEDİYE EROĞLU

Ülkesindeki iç savaş nedeniyle Suriye’den 5 yıl önce ailesi ile birlikte Mersin’e gelen Fatema Karanfil Abdalaziz, soydaşlarının özellikle ikinci evlilik, eğitim ve entegrasyon sorunlarına kayıtsız kalamayarak, Kawakibi İnsan Hakları Derneği’ni kurdu.

Gönüllülerin desteğiyle başta kadınlar olmak üzere Suriyeli sığınmacıların sorunlarını dile getirmek ve çözüm üretmek için mesai harcayan Fatema Karanfil Abdalaziz, MERCAN TV’de gazeteci Hediye Eroğlu’nun hazırlayıp sunduğu Arka Plan Programı’na konuk olarak çalışmalarını anlattı.

“İKİ HALK ARASINDA ENTEFRASYONU SAĞLAMAYA KATKI SUNMAK İSTİYORUZ”

SORU: Sizi ve derneği tanıyabilir miyiz?

F. K. ABDALAZİZ: Kawakibi insan haklarını savunan bir  dernektir. Derneğimiz Mersin’de Suriyeli sığınmacılara yönelik faaliyet gösteren 18 dernekten biridir. Avukatlar, doktorlar gibi değişik meslek gruplarından gönüllüler ile

Suriye’de sivil toplum örgütü kurmak yasaktı. Buraya ilk geldiğimizde insan haklarını savunmak bilhassa da kadın ve çocuk hakları alanında bilinci arttırmak için böyle bir oluşuma gittik. Suriye halkı ile Türkler arasında entegrasyonu sağlamaya katkı sunmak ve sorunları tespit edip çözüm üretmek için çalışıyoruz. Önyargıları kırmalıyız.

Dernek bünyesinde eğitimler ve bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Özellikle Suriyeli sığınmacıların haklarını bilmesi ve bu haklardan yararlanarak yaşamlarını idame ettirmelerini sağlamaya çabalıyoruz. Bu kapsamda 4 ayrı kitapçık hazırlayarak, Suriye halkına Türkiye devletinin kanunlarını tanımalarını sağladık.  

Başta geçici koruma belgesi çıkartılması, bunun sağladığı haklar ve özellikle Medeni Kanun ile ilgili bilgiler veriyoruz. Çünkü ne yazık ki en büyük sorun ikinci eş evlilikleri.

“KİMLİĞİNİZ OLMALI”

SORU: Geçici Koruma Belgesi bir tür kimlik. Bu kimliğe sahip olmak ne gibi haklar kazandırıyor?

F. K. ABDALAZİZ: Kimlik öncelikle sizin buradaki varlığınızın tespiti için elzemdir. Ayrıca bu kimlik eğitim, sağlık ve yardımlardan faydalanmanızı sağlar. Olası bir suça karışmanız halinde ise hukuki süreç için şarttır.

“BALIK VERME DEĞİL BALIK TUTMAYI ÖĞRETMEYİ AMAÇLIYORUZ”

SORU: Dernekten yardım almak isteyenler daha çok maddi yardım talebinde mi bulunuyor?

F.K. ABDALAZİZ: Evet bu amaçla gelen oluyor ancak biz sadece manevi bir şekilde destek veriyoruz. Gönüllülerimizin desteği ile çalışma yapıyoruz. Biz balık verme değil balık tutmayı öğretmeyi amaçlıyoruz. Özellikle kadınlara meslek kazandırma adına çalışmalarımız var.

Özellikle Suriyeli kadınların Türk veya yabancı erkekler ile yasal olmayan evlilikler yapmaması üzerine yoğun bir mesai harcıyoruz. Bu konu hakkında çok sayıda konferans yaptık. Hatta şuanda bir kitapçık hazırlığı içerisindeyiz. Bu kitapçık ile de Suriyeli kadınları bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz. Kadınların bu yasal dışı evliliklere kurban olmasını önlemek istiyoruz. Bu durum her iki toplum için de büyük bir sorun ve gerilime neden oluyor.

Ayrıca çok fazla dernek bulunması da ayrıca bir sıkıntı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bunları denetlemesi, ruhsatlı olup olmadığını kontrol etmesinde yarar var.

“YASA DIŞI EVLİLİKLER ÖNLENMELİ”

SORU: Yasa dışı evliliklerin nedeni nedir? Nasıl önlenebilir?

F.K. ABDALAZİZ: Ne yazık ki bazı fırsatçı Türk erkekleri mağdur durumdaki Suriyeli kadınları istismar etmek istiyor. Özellikle yoksul ailelerin kız çocukları veya kadınları mağdur ediliyor. Bazı aileler çaresizlik, yoksulluk nedeniyle kız çocuklarının yasada dışı bir şekilde ikinci eş olmasına göz yumuyor. Bu konuda daha çok denetime ve bilinçlendirme çalışmasına imza atılmalı. Çünkü bu sorun zincirleme başka sorunları da beraberinde getiriyor. Özellikle bu evliliklerden doğan çocuklar büyük mağduriyet ve çaresizlik yaşıyor. Biz Türk toplumu ile huzur ve barış içerisinde yaşamak, iki halk arasında ki kardeşlik köprülerinin korunmasını istiyoruz.

“KADINLAR TOPLUMA KARIŞAMIYOR”

SORU: Erkekler kadınlardan daha çok aktif, dışarıya çıkıyor, çalışma imkanı bulabiliyor, dil öğreniyor. Ancak kadınlar toplumun gerisinde kalıyor gibi görünüyor. Doğru mu?

F. K. ABDALAZİZ: Evet kadınlar toplumla daha az kaynaşabiliyor. Topluma katılmakta, kaynaşmakta yeterli imkanı bulamıyorlar. Bu yüzden kendilerini geliştirme, dil öğrenme şansları daha az oluyor.

“BİZ BURADA MİSAFİRİZ”

SORU: Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapıyor musunuz? Buna açık mısınız?

F. K. ABDALAZİZ: Evet işbirliği yapıyoruz ve yapmakta istiyoruz. Özellikle faaliyet konumuz ile alakalı ortak işbirliğine açığız. Biz burada misafiriz. Misafir olduğumuz süre içerisinde yaşadığımız sorunları birlikte çözebiliriz.

Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden çok memnunuz, çünkü savaşta bize kapılarını açtılar. Ancak yaşanan bazı sıkıntılar var. Örneğin yasal olmayan evlilikler, eşit işe eşit ücret, sosyal ve insani hakların uygulanmasında uygulamada sorunlar yaşanıyor. Bunları aşmak için el birliği ile çalışmalıyız.

“SURİYELİ GENÇLER SÖMÜRÜLÜYOR”

SORU: Suriyelilere yönelik, ‘Savaştan kaçıp buralarda rahat rahat yaşıyorlar’ tepkisi öne çıkıyor. Bu tepkilere karşı ne söylemek istersiniz?

F. K. ABDALAZİZ: Biz savaştan çıktık, nasıl yaşamamızı istiyorlar? Şuan ki yaşantımız  normal olan. Savaşın izleri ile en normal olabilecek şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Savaş psikolojisi ile bu izleri saklayarak yaşamaya çalışsak bu sağlıklı olmaz. Suriyeli mülteciler kendi parasını getirip buralarda yaşıyorlar, Türk halkından bir şey almıyorlar.

Üstüne üstlük Suriyeli gençler ucuz iş gücü olarak görülüyor ve maalesef eşit muamele gösterilmiyor. Yani hiçbir şekilde Türk milletinin arasını ya da hakkını almadık. Suriyeli bir fabrika işçisi sabah 7’den akşam 9’a kadar günlük 30 TL’ye çalışıyor.

“TÜRKİYE’YE BİR ZARAR GELİRSE BİZE GELMİŞ SAYARIZ”

SORU: Son olarak ne söylemek istersiniz?

F. K. ABDALAZİZ: Sizi teşekkür etmek istiyorum, ayrıca Türk milleti ve devletine kapılarını bizlere açtıkları için çok teşekkür etmek istiyorum. Biz misafir olarak elimizden geldiğince sıkıntı yaşatmamak için çaba sarf ediyoruz. Biz Türkiye’ye herhangi bir zarar gelmesinin, bize gelmesini sayarız.