Haber Merkezi
HDP Mersin Milletvekili Dr. Rıdvan Turan, Mersin Akkuyu’da inşaatı devam eden nükleer santralle ilgili geçtiğimiz hafta meclise soru önergesi vermişti. Rıdvan Turan, Nükleer Güç Santrali’nin iptaline ilişkin TBMM’ye araştırma önergesi vererek durumun vahametine bir kere daha dikkat çekti.
Milletvekili Turan, “Nükleer santral, çevre ve insanlık için sonuçları geri alınamayacak kadar risklidir! Toplum ve ekosistem açısından büyük tehlikeler barındıran Akkuyu Nükleer Güç Santrali kapatılmalıdır. Onun yerine çevre dostu, temiz ve güvenli enerji alternatifleri değerlendirilerek enerji üretim faaliyetleri yapılmalıdır. Daha inşaatın başında, proje temelindeki çatlaklar kamuoyundan saklanmaya çalışıldı. Düşünün ki nükleer santralin üzerinde daha yük ve reaktör olmadan, tonlarca ağırlıktaki bir uçağın çarpmasına dayanıklı olması planlanan 80 metre yüksekliğinde bir binada meydana gelen çatlaklar kırılıp, yerine beton dökülüyor. Bu bir skandaldır! Uyardık uyarmaya devam edeceğiz! Büyük bir felaket olmadan proje acilen iptal edilmelidir!” dedi.
DENETLEME BİLİM, TEKNİK VE MÜHENDİSLİK DIŞINDA
Akkuyu’da inşası devam eden Nükleer Güç Santrali’nde (NGS), 2018 Temmuz ve Ağustos aylarında üzerinde 10’dan fazla 2 -2,5 büyüklüğünde depremler olmasının bölgenin büyük risk taşıdığını gösterdiğini dile getiren Rıdvan Turan, “Nükleer Düzenleme Kurumu’nun (NDK) inşaatın temelinde meydana gelen çatlaklar için önlem alması gerekiyorken 2019’un Şubat ayında çıkan KHK ile birlikte çatlak tespit edilen temele tekrardan beton dökmesi, denetlemenin bilim, teknik ve mühendislik dışında alınan bir karar olduğunu göstermektedir. Toplum ve ekosistem açısından büyük riskler oluşturan Akkuyu NGS’nin kapatılması sağlanarak, çevre dostu temiz ve güvenli enerji alternatiflerine yönelerek enerji üretimi faaliyetlerinde bulunmak amacıyla” meclis araştırması açılması için talepte bulunan Turan, gerekçe olarak ise şunları belirtti.
“PROJENİN EKOLOJİK ETKİLERİNDEN ÜSTÜN KÖRÜ BAHSEDİLİYOR”
“12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan ve 15/7/2010 tarihli ve 6007 sayılı Kanunla Türkiye ve Rusya hükümetleri arasında imzalanan anlaşmaya bakıldığında genel olarak santralin nerede kurulacağı, hangi kaynakların kullanılacağı, bu kaynakların temin edicisinin kim olacağı ve santralde kaç kişiye iş olanağı sağlayacağı konularında geniş hükümler yer almakla birlikte, santralin yapılması planlanan alanın sağlam olmayan zemini, kullanılması planlanan reaktörün tasarımının uygun olmaması ve bunların dolaylı yansıması olarak projenin ekolojik etkileri gibi önemli konulardan üstün körü bahsedildiği görülmektedir. Teorik olarak hatasız gösterilmeye çalışılan bu projenin söylenenin aksine hem insan sağlığı açısından hem de ekolojik çeşitlilik açısından ciddi tehlikeleri vardır. Tehlikelerin başında Akkuyu için uygulanmaya çalışılan VVER-1200 modeli reaktör ünitelerinin yeni geliştirilmiş olması ve ilk olarak Akkkuyu’da uygulanacak olması reaktörün teknik olarak nasıl sonuçlar doğuracağının belirsiz olduğu anlamına gelmektedir. Ayrıca proje inşaatının devam ettiği zeminin sağlam olmaması ve geçtiğimiz yılda temelin iki defa çatlaması bir diğer tehlikenin olduğunu göstermektedir.
“AKDENİZ’İ KORUMA TAAHHÜDÜMÜZ VAR”
Türkiye, Akdeniz’de çevresel kirliliğin önlenmesi, çevrenin korunması ve iyileştirilmesi amacıyla onlarca uluslararası anlaşmaya imza atmış veya onaylayarak uygulanmasını sağlamıştır. Buna göre dünya kültürel ve doğal mirasın korunmasına dair sözleşme, Akdeniz’in deniz ortamı ve kıyı bölgesinin korunması sözleşmesi, Akdeniz’in kara kökenli kaynaklardan kirlenmeye karşı korunması protokolü Akdeniz’de özel korunma alanları ve biyolojik çeşitliliğe ilişkin protokol biyolojik çeşitlilik sözleşmesi imzalanan anlaşmalardan bir kaçıdır. Türkiye farklı tarihlerde açık şekilde tarafı olduğu bu sözleşmelerle Akdeniz’in korunması yönünde taahhütte bulunmuştur.
“MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASI İNSAN VE ÇEVRE SAĞLIĞI AÇISINDAN HAYATİ ÖNEM TAŞIMAKTADIR”
Fakat Akkuyu’da yapılmakta olan NGS ile hem inşası hem de işletilmesi esnasında atık oluşumuna neden olacaktır. Akdeniz’in korunması amacıyla bu anlaşmaların bazı maddelerinin Akkuyu NGS uygulanmasıyla hem insan sağlığı hem de ekolojik sistemin olumsuz yönde etkilenmesinin olasılığı yüksektir. Nükleer enerjinin önemli hammaddesi olan uranyum madeninden kaynaklanan radyoaktif ve toksit maddeler hem santralde çalışan işçileri hem de bölgedeki canlı yaşamı olumsuz etkileyecek ve insanlar arasında kanser olma riskini arttıracaktır. Ayrıca kurulması planlanan sınırlar içerisinde endemik bitkiler ve nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvan türleri vardır. Bütün bu nedenlerden hareketle Akkuyu NGS’nin iptal edilmesi amacıyla çok geç kalmadan Meclis Araştırması açılması insan ve çevre sağlığı açısından hayati önem taşımaktadır.”