Şair Metin Altıok’un kızı ve CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok ile yine olayda can veren şair Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, usta sanatçı Erdal Erzincan da bir dinleti sundu.
Haber Merkezi
Mersin Büyükşehir Belediyesi, 2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Oteli’nde katledilen canları unutmadı. Sivas katliamının 26’ncı yıldönümü dolayısıyla düzenlenen “unutMADIMAKlımda” anma etkinliğine yüzlerce Mersinli katıldı. Mersin’de uzun yıllardan sonra 2 Temmuz anma etkinliğinin düzenlendiğine dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “İnsanlık tarihine yazılan lanetlenmiş kara sayfalar vardır. Hangi dine, inanca, mezhebe mensup olursa olsun bu kadim toprakların üzerinde yaşayan bizler için 2 Temmuz 1993 bir utanç vesikasıdır. Bunu unutturmamak lazım. Bunu unutturmamamızın sebebi; bunun birileriyle yaptığımız kıyas veya siyasi mücadelede toplumu ayrıştırmak değil bilakis bu farkındalığı yaratarak, ayrışmanın özellikle dini etnik milliyetçi referanslar, bir sandık oy uğruna yapılan siyasetin toplumları nasıl felaketlere sürüklediğinin göstergesi olması gerekir” dedi.
YÜZLERCE KİŞİ KATILDI
Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve eşi Meral Seçer, Mersin Baro Başkanı Avukat Bilgin Yeşilboğaz, 23. Dönem CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Yenişehir Belediyesi Başkan Vekili Metin Solunoğlu, CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, Mersin Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanı Hasan Engin, CHP Parti Meclis Üyesi Fatma Güner. Mersin Cemevi İnanç Kurulu Başkanı Erdoğan Sevin ve çok sayıda Mersinli katıldı.
Başkan Seçer, Madımak’ı anma programının Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılıyor olmasının 31 Mart’ta esen değişim rüzgarlarının sonucu olduğunu ifade ederek, “1993’ten bu yana ilk kez Mersin’de Cumhuriyet Halk Partili birisi burada Büyükşehir Belediye Başkanı olarak 26 yıl önce katledilen canların anısına toplantı yapıyor. Bugün Mersin için önemli bir gün. Bugün bu anlamlı programın olması Mersin’de 31 Mart’ta başlayan değişim rüzgarının ortaya çıkardığı sonuçtur” dedi.
“2 TEMMUZ 1993 KARA BİR LEKE”
2 Temmuz’un Türkiye tarihinde kara bir leke olarak kaldığını vurgulayan Seçer, “Elbette toplumların acı günleri vardır. İnsanlık tarihine yazılan lanetlenmiş kara sayfalar vardır. Hangi dine, inanca, mezhebe mensup olursa olsun bu kadim toprakların üzerinde yaşayan bizler için 2 Temmuz 1993 bir utanç vesikasıdır. Bunu unutturmamak lazım. Bunu unutturmamamızın sebebi; bunun birileriyle yaptığımız kıyas veya siyasi mücadelede toplumu ayrıştırmak değil bilakis bu farkındalığı yaratarak, ayrışmanın özellikle dini etnik milliyetçi referanslar, bir sandık oy uğruna yapılan siyasetin toplumların nasıl felaketlere sürüklediğinin göstergesi olması gerekir” diye konuştu.
“ORTAÇAĞ’DA ENGİZİSYON SONUCUNDA GÖRDÜĞÜMÜZ RESİMLERLE BENZEŞEN BİR TABLODUR SİVAS”
Seçer, Türkiye’de mezhebinden, ırkından ve renginden dolayı insan canına kast eden bir düşünce yapısının olmaması ve yeni felaketler yaşanmaması için mücadele edilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Avrupa, Amerika gibi gelişmiş toplumlar bu tip toplumsal felaketleri bizden çok yıllar önce yaşamış. Ortaçağ’da engizisyon sonucunda gördüğümüz resimlerle benzeşen bir tablodur Sivas. Onun öncesinde Maraş var. Umut ediyorum 21. yüzyıl Türkiye’sinde böyle tablolarla karşılaşmayız. Ama iyi niyetli olmak bazı gerçekleri değiştirmeye yetmiyor. Önümüzdeki süreçte burada çağdaşlığı, aydınlığı benimsemiş insanlar olarak hangi siyasi partiden, hangi renkten olursak olalım insan olarak toplumu böyle felaketlere neden olacak düşünce tarzına sevk eden güruhlarla mücadele etmemiz lazım. Biz demokrasi istiyoruz. Demokrasi demek bir toplumun her şeyi demek. Eğer demokrasi olmazsa özgürlükler, insan hakları, müzik, kültür, sanat, sevgi, huzur ve barış da olmuyor. Bizim zaten mücadelemiz bu. Halkımızın 31 Mart’ta bizlere gösterdiği teveccühün sebebi daha iyi peyzaj yapmamız için değil. Özledikleri demokratikliği, çağdaşlığı onlara tesis etmek için bu desteği verdiler. Bu beş yıl içerisinde bahsettiğim değerlere Vahap Seçer olarak katkı yapabilirsem, Mersin için bu iyi bir kazanımdır.”
“TOPLUMUN ÇAĞDAŞLAŞMASINDA YAPACAĞINIZ BİR DAMLA KATKI SEL OLUR GİDER”
Mersin’e huzur, demokrasi ve kardeşlik getirmek istediklerini belirten Başkan Seçer, “Bunu sizlerle birlikte yapabiliriz. Toplumun eğitilmesinde, aydınlanmasında, çağdaşlaşmasında sizin de bir damla katkınız olursa o damlalar sel olur gider. Ben buradan 26 yıl önce katledilen canları saygıyla anlıyorum. Bir daha bu kadim topraklarda böyle acılar yaşanmasın. Bu dileklerim konusunda ömrümün son noktasına kadar mücadele içerisinde olacağım” dedi.
HAYATINI KAYBEDENLER TÜRKÜLERLE ANILDI
‘unutMADIMAKlımda’ Anma Etkinliği’ne Sivas’ta yaşamını yitiren Şair Metin Altıok’un kızı, CHP eski Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili Zeynep Altıok ile yine olayda can veren şair Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan konuşmacı olarak katıldı. Usta bağlama sanatçısı Erdal Erzincan ise birbirinden güzel ve duygu yüklü deyişlerini 2 Temmuz anısına seslendirdi. Erzincan, türküleri, deyişleri ve bağlaması ile dinleyicilerin bam teline dokunurken, dinletinin ardından dakikalarca ayakta alkışlandı. 26 yıl önce katledilen 35 kişinin her biri için sahnede birer mum yakılıp, karanfil bırakıldı.
AYSAN: “BİZ AYDIN BABALARIN ÇOCUKLARIYIZ”
Sivas katliamında yaşamını yitiren şair Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan, konuşmasında bu yıl ağıtla değil, bilinçle Sivas’ı anmak istediklerinden söz ederek, “Toplumsal merhametle, vicdanla, iyilikle yola çıkalım ve bizim iyiliğimiz karşısında o oteli yakanların da bir parça boyunları bükülsün, ezilsinler istedik. Topluma ses veren insanlar kendilerini sözde bulup o sözü paylaştıkları için çağlar boyunca hep hedef alındılar. Susturuldular, yok edildiler, katledildiler, öldürüldüler. Biz aydın babaların çocuklarıyız. Babalarımız tam bir aydındı. Biz hiçbir zaman kin ve nefreti içimizde taşımadık. Öfkelendik evet ama öfkemizi hınçla büyümedik ve beslemedik. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kinin karşısında sevgiyi, nefretin karşısında iyiliği ve merhameti çıkartmak zorundayız. Başka şansımız yok. Aydın babaların çocukları olarak hukuktan başka bir yol bilmiyoruz. Ama bilin ki adalet yok bu ülkede. Daha fazla ölüm görmek istemiyorsak, bu ülkede ne olursa olsun yaralı olan adaleti tesis etmek zorundayız ve buna mecburuz” dedi.
ALTIOK: “BİZ 26 YIL ÖNCE EREN İLE ACININ VE ATEŞİN KARDEŞİ OLDUK”
Zeynep Altıok da, “Biz 26 yıl önce Eren ile kardeş olduk. Biz 26 yıl önce acının kardeşi olduk, ateşin kardeşi olduk. Babam Metin Altıok ‘Ömrümce kendimi hep sözde buldum, söz cehennemdi yanıp kavruldum. Yeniden doğdum kendi külümden, ben Anka idim konuşuldum’ demişti. İşte ömrünü ve kendini sözde bulanlar ama sözünü kendine saklamayanlar, toplumla paylaşanlar, toplumu aydınlatmak için aydınlanma devrimlerinin izinde gidenler, çağdaş, laik, demokratik bir Türkiye özlemi ile eğitimci olanlar, eğitimci olmasa da sanatçı, akademisyen, gazeteci, düşünür, topluma ses veren insanlar, kendilerini sözde bulup o sözü paylaştıkları için çağlar boyunca hep hedef alındılar. Susturuldular, yok edildiler, katledildiler, öldürüldüler ve ne tesadüf ki adaletsiz bırakılmış cinayetlere kurban oldular. Biz o acılardan birinin kurbanı olduk demeyeceğim. Ama biz böyle büyük bir acıyı yaşadıktan sonra yalnız değiliz, çünkü sizler varsınız. Bizi yalnız bırakmadınız. Bugün burada olmak, sizlerle buluşmak bizim için çok kıymetlidir” diye konuştu.