Haber Merkezi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Akkuyu Nükleer Güç Santrali İzleme Komisyonu, Mersin'de yapımı süren ve birinci reaktörünün temel yapısı betonunda iki kez çatlama meydana geldiği kamuoyuna yansıyan Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili bir rapor hazırladı.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali İzleme Komisyonu, raporun hazırlanmasında Akkuyu NGS hakkındaki genel bilgiler yanında son yıllardaki gelişmeleri, projenin hâlihazır durumunu, elektrik enerjisi açısından Türkiye'deki gelişmeleri inceledi.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali Güncel Durum Raporu'nda, Akkuyu'nun kamu güvenliği açısından çok önemli bir tesis olduğuna vurgu yapılarak, "Bir kaza olması durumunda telafisi olanaksız büyük felaketlere neden olur" ifadesi kaydedildi. Raporda, Türkiye'de ihtiyacın çok üzerinde elektrik üretim ve arz kapasitesi olduğu belirtildi. 'Rusya Federasyonu'na enerjinin yanı sıra siyasi bağımlılığı da arttıracak olan' Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne 'ihtiyaç olmadığı' belirtildi.
“TÜRKİYE'DE ELEKTRİK FİYATINI YÜKSELTECEK”
Dünyanın enerji ve özelde elektrik enerjisi sektörü temelden bir değişim/dönüşüm içerisinde olduğu vurgulanan raporda santralle ilgili şu bulgulara yer verildi: “Akkuyu NGS ve benzeri yüksek fiyatla alım garantisi verilen nükleer santrallar Türkiye'de elektrik fiyatını yükseltecektir. Akkuyu NGS'den alınacak elektrik ilk yıllarda bugünü elektrik fiyatının 2,75 katı, 15 yıllık ortalamada 2,22 katı fiyat ile satın alınacaktır. Dünyada uzun yıllardır elektrik fiyatlarının 4-5 cent/kWh bandında olduğu ve yenilenebilir kaynak kullanımının artması ile daha da düşeceği öngörüleri dikkate alınırsa, Akkuyu NGS elektrik alım fiyatlarının Türkiye için çok pahalı olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Akkuyu NGS bu açıdan dışa bağımlılığı azaltabilecek bir santral değildir. Çünkü yakıtı tamamen yurt dışından temin edilmektedir. Ayrıca Akkuyu NGS'de üretilecek enerji Türkiye genelinden yüzde 275 oranına kadar daha pahalı satılacağından ve elde edilecek gelir döviz olarak yurt dışına gönderileceğinden, Akkuyu NGS'nin elektrik üretiminde Türkiye'nin yurt dışına bağımlılığını arttıracağı kesindir.
Türkiye'deki mevcut kurulu güç, teknik kriterlere uygun olarak işletilirse, güncel ve önümüzdeki on yılda oluşacak enerji talebini karşılayacak kapasitededir. Türkiye'deki santralların kapasite kullanım oranları dünyada kabul edilen fizibil kapasite oranlarının oldukça altındadır. Ancak mevcut durumda bugünkü kurulu gücün bile önemli oranda talebi karşılayabileceği ve tüketimi karşılama açısından önemli bir risk taşımadığı görülmektedir.
Yapımı devam etmekte olan Akkuyu Nükleer Santrali'nin birinci reaktörünün temel yapısı betonunda iki kez çatlamalar meydana geldiği, oluşan çatlakların inşaatı denetlemekle yükümlü olan TAEK tarafından tespit edildiği ve bu çatlakların onarılmış olduğu basında yer aldı. Bir nükleer santralin temelinin güvenilmez olması kabul edilebilecek bir husus değildir ve bir felakete neden olacağı kesindir. Böyle bir felakete neden olunmaması yapım çalışmalarının durdurulması gerekmektedir.
“TÜRKİYE, RUSYA'NIN TEKNOLOJİ MODERNLEŞTİRME PROJESİNİN DENEME ALANI OLDU”
“Akkuyu NGS'ye inşa edilecek reaktörlerde kullanılan teknolojinin hiçbir yerde denenmemiş bir teknoloji olduğu ilk ağızdan ifade edildi. Bu bilgi, Türkiye bürokrasisinin Akkuyu NGS için gerekli formaliteleri, olağanın dışında ne denli hızlı yerine getirdiğini gösterdi. Birçok konuda yapılacak teknik ve idari inceleme sonucu verilmesi gereken inşaat izni gibi önemli belgeler, çok kısa sürede hazırlandı. Türkiye Rusya'nın teknoloji modernleştirme projesinin bir deneme alanı oldu.
Güneş ve rüzgâr başta olmak üzere yenilenebilir kaynakları, enerji depolama sistemleri ile birlikte kullanılarak başat üretim kaynaklarını oluşturduğu, bugüne kadar baz yük santralleri olarak kabul edilen fosil yakıtlı termik santrallerin işletmesinde esneklik sağlanarak bu sisteme adapte edilmeye çalışıldığı bir döneme girilmiştir. Dağınık bir sistem yapısı oluşturulmaya başlanmıştır.
Nükleer enerji santrallerine sahip ülkeler yeni NGS yapma planlarını askıya almakta ve/veya yapılacak santral sayısını kısıtlamakta, ayrıca yaşlanan NGS'lerini de işletme lisansları varken kapatma yönüne girmektedirler. Bu uygulamada Almanya ve ABD başı çekmektedir.
Tüm dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin arttırılması hızla devam etmektedir. Yenilenebilir kaynakların çevreye olumsuz etkilerinin daha az olmaları nedeni ile birçok ülkede fosil yakıtlı santraller ve nükleer santraller yenilenebilir enerji kaynaklı santrallerle ikame edilmektedirler.
"YÜKSEK MALİYETLERE KARŞIN SONUCA ULAŞILAMIYOR"
Yenilenebilir kaynaklara dayalı santrallerin ekipmanlarındaki teknolojik gelişmeler ve ucuzlamalar sonucunda tüm ülkelerde elektrik fiyatları düşme eğilimine girmiş ve bu durum da birim üretim maliyeti yüksek olan nükleer santral projelerinin iptal edilmelerine neden olmuştur. Yapımına başlanan bir kısım nükleer santral projeleri durdurulmuştur.
Enerji verimliliği ve tasarrufu tüm dünyada elektrik tüketiminin yönetilmesinde en önemli konu haline gelmiştir. Öyle ki bir kısım ülkelerde enerji verimliliği bir nevi elektrik üretim tesisi gibi yatırım projesi olarak kabul edilmektedir.
Nükleer atık sorunu ve nükleer santrallerin sökülmesinin aşırı yüksek maliyetleri nedeni ile bir kısım ülkeler bu sorunun nasıl çözülebileceği konusunda büyük çabalar harcamaktadır. Bu çabaların yüksek maliyetlere karşın sonuca ulaşamaması, bazı ülkeleri süren projelerden vazgeçmeye zorlamıştır.
Nükleer santrallerde meydana gelen kazalar nükleer güvenlik kriterlerinde büyük revizyonlara neden olmuş ve bu durum, nükleer santral yatırım maliyetlerini aşırı derecede yükseltmiştir. Bugün için kW başına en yüksek yatırım maliyeti nükleer santrallere aittir. Nükleer santrallerde oluşan kazaların sonuçlarının sadece santral ile sınırlı kalmadığı, etkilerinin gerek coğrafi olarak yaygın, süre olarak uzun vadeli ve her açıdan son derece yüksek maliyetli olduğu da dünyada yaşanan büyük nükleer santral kazaları ile ortaya çıkmıştır. Yaşanan felaketler, nükleer santraller söz konusu olduğunda, olağandışı durumla karşı karşıya kalan ülkenin acil durumları önleme ve bu tür durumlara müdahale etme kapasitesinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu nesnel koşullar çerçevesinde, Akkuyu Nükleer Santrali Projesi'nden bir an önce vazgeçilmesi gerekliliği açık olarak ortadadır."