ROMANLAR KENDİ MEDYA AĞINI KURUYOR


 

Medyada olumsuz örneklerle anılıp sorun ve talepleri görmezden gelinen Romanlar, seslerini duyurmak ve görünür olmak için kendi medya ağını kuruyor! Mersin’in başını çektiği proje 6 ülkeyi kapsıyor.

Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu’nun projesi kapsamında 6 ülkeyi kapsayacak ağ ile radyo ve televizyon programları aracılığıyla Romanlar’ın sesinin daha güçlü çıkması sağlanacak. 

HEDİYE EROĞLU

Mersin’de Mart 2016’da Türkiye’nin ilk Roman radyosunun kurulmasının ardından bu yıl Romanların Sesi Gazetesi’ni çıkaran Akdeniz Roman Dernekler Federasyonu (AKROMFED), bununla  da yetinmedi.
Türkiye’deki Roman vatandaşların sorunlarının kamuoyuna ve devlet kurumlarına daha güçlü ve etkili bir şekilde duyurulmasını sağlamak amacıyla birçok çalışma yürüten federasyon, Hollanda Büyükelçiliği’nin desteğiyle uluslararası arenaya açıldı. 
İlk etapta Nisan ayında ‘Romanların Sesini Güçlendirme’ temalı çalıştayına imza atarak, 5 Avrupa ülkesinden ve Türkiye’nin 8 kentinden Roman medya çalışanlarını bir araya getiren federasyon son olarak ise “Roman Topluluk Radyosu Aracılığı ile Romanların Sesini Güçlendirme Projesi”ni hayata geçirerek, “Romanların Sesini Artırma Sempozyumu” düzenlendi.  
Çalışmalar kapsamında, Türkiye, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Ukrayna ve Kosova’nın yer aldığı ülkeler arası bir Roman haber ağı kurulacak. Romanların kendilerini anlatabildikleri böyle bir haber ağı dünya çapında ilk olacak. Roman haber ağının altyapısı da Mersin’de düzenlenen sempozyumda oluşturulacak.

“100 YILA YAKINDIR BU ŞEHİRDE YAŞIYORUZ”
Bir otelde iki gün süreyle düzenlenen sempozyuma; Hollanda, Hırvatistan, Ukrayna, Kosova’dan davetliler katıldı. Sempozyumun açılış töreninde ise; Mersin Milletvekili Alpay Antmen, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Hırvatistan Bağımsız Milletvekili Veljko Kajtazi, Akdeniz Roman Dernekler Federasyonu Başkanı Ali Dalyam ile proje yürütücülerinden gazeteci Orhan Galjus ve davetliler yer aldı. 
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Başkan Daylam, Roman medya ağının kurulması için bu etkinliği düzenlediklerini söyleyerek, “Roman meselesine baktığımızda; 100 yıla yakındır bu şehirde yaşıyoruz. Romanlar Hindistan’dan çıkışlarından itibaren bin yıldır bu güzel topraklarda yaşamaya çalışıyoruz. Bununla beraber dünya Romanları için Türkiye ve dünya Romanlar için Türkiye’nin çok önemli bir yeri de var.
Romanlar için özellikle Türkiye hem Balkanlara ve Avrupa’ya gidiş yönünden kullandıkları yoldur. Avrupa’da yaşayan tüm Roman toplulukların Türkiye’de yaşayan sevgileri vardır. 

GÖBEK ATAN KADIN FİGÜRÜ İLE ANILMAK İSTEMİYORLAR
Romanlarla ilgili yapılan tüm çalışmalarda medyaya yansıyan bölümleriyle maalesef daha çok göbek atan kadın figürü ile yer aldığını görmekteyiz. Bunlar bizi üzüyor. Aslında bizim istediğimiz sorunlarımızın, taleplerimizin anlatılması. 
1965’ten buyana Avrupa’nın bir çok ülkesinde Roman televizyonları, radyoları bulunmakta. Örneğin şuanda Kosova’daki Roman televizyonu devlet destekli yayın yapmakta. Bunlar çok değerli. Biz de 2-3 yıldır Roman gazetesi ve radyosu ile bir ağ oluşturma gayretindeyiz. Hollanda Büyükelçiliği’nin büyük katkıları ile hem Avrupa’da hem Balkanlar’da hem de Türkiye’de çok ciddi bir Roman medya ağı oluşturuyoruz. Bunu çok önemli ve değerli buluyorum. Tüm dünyada varılan iyi çalışmaları ve kötü örnekleri bu ağ sayesinde her yere iletilmek, anlatabilmek imkanına sahip olacağız” dedi.

“ROMAN MESELESİ, İNSANİ, VİCDANİ, AHLAKİ BİR MESELE”
Roman meselesinin, insani, vicdani, ahlaki bir mesele olduğunun altını çizen AKROMFED Başkanı Ali Daylam, “Bugün bu şehirde işsizlik oranı hala yüzde 97,5 ise, eğitimden ilkokulda kopanların oranı yüzde 36 ise, anaokuluna giden tek bir Roman öğrenci bile yoksa, evi olmayan Roman oranı yüzde 67 ise bir sorun vardır. Bizde bunun için çok ciddi bir çaba sarf ediyoruz. 
Ancak bunların çözümü için ulusal bir politika oluşması gerekiyor. Ulusal bir politika şart ama 2009’dan bugüne kadar merkezi hükümetin Romanlarla ilgili yaptığı çalışmalarının sonucuna baktığımızda veriler bize elde sıfır olduğunu gösteriyor. 
Bununla beraber diğer partilerin de bu mesele müdahil olması gerekiyor ki, bu manada ana muhalefet partisi CHP’nin de Romanlarla ilgili geçen yıl çıkardığı Roman Strateji Eylem Planı çok önemli. Bu planın gerçekten insanlara dokunuyor olması ve yerel yönetimlerin buna sahip çıkması çok önemli ve anlamlı olacaktır.
Bunlar çok değerli şeyler. Çünkü Roman meselesi insani bir mesele. Yapılabilecek o kadar çok şey var ki, özellikle Roman kültürü tanınmıyor. 
Binlerce yıldır bu ülkede yaşıyoruz ama bilinmiyoruz. Romanlar ile ilgili yapılan bir araştırmada; ‘Bunların uçkuru gevşek, bunları şehir dışına göndermek lazım’ gibi ötekileştiren, ayrıştıran zihniyetin hala var olduğunu gördük. Onların sosyal hayata katılabilmeleri, kültürlerinin yaşatabilmesi önemli. Bu dönem için heyecanlıyım, güzel şeyler olacak” diye konuştu 

HIRVATİSTAN’DA ROMANLAR MADDİ MANEVİ DESTEKLENİYOR
Hırvatistan Milletvekili Veljko Kajtazi de, bugünün Romanlar için çok büyük bir gün olduğunu söyleyerek, “Hırvatistan’dan buraya kadar bunun için geldim” dedi. Bağımsız milletvekili olduğunu ve azınlıkları temsil ettiğini aktaran Kajtazi, “Hırvatistan’da resmi rakamlara göre 17 bin, gayri resmi rakamlara göre ise 40 bine yakın Roman vatandaş yaşıyor.
Balkan Romanları ve Türkiye Romanları arasında çok büyük bir işbirliği var. Çünkü dil konusunda anlaşabiliyoruz, Roman dili birbirlerine çok yakın.
Hırvatistan’da 22 azınlık grup var ve bunların içerisinde Romanlar’ın durumu gayet iyi. 22 azınlıktan 12 azınlığı temsil ediyorum ve bunların arasında Türkler de var. 450 bin Türk vatandaşı Hırvatistan’da yaşıyorlar. Türkiye Büyükelçi ile çok iyi bir işbirliğimiz var. 
Hırvatistan’da bir enstitü var ve azınlıklarla, insan hakları ile ilgili çalışmalar yapıyor ve onlara maddi yardım yapıyoruz. Her azınlık istediği zaman kültürel, eğitim çalışmaları için onlardan fon alabiliyorlar. 
Belediyelerde Roman temsilcileri, STK’lar var, onlarda Romanlar için çalışıyorlar. Hırvatistan Avrupa’da bulunuyor ve Romanlarla ilgili Roman strateji planları olan bir ülke. Hırvatistan parlamentosu Romanlarla ilgili direk bir aksiyonel plan kurmuş durumda, Romanların entegrasyonu ile ilgili paraların nerede nasıl harcanacağı planlı. Ben daha çok Romanların barınma ve eğitim sorunların çözmeye yönelik çalışmalar yürütüyorum. 8 Nisan Dünya Romanlar Günü şimdi 2 Ağustos 2. Dünya Savaşı’nda Romanlar’ın öldürülmesi ve 5 Kasım Dünya Roman Dili Günü kutlanan özel günlerimiz.
Yani Romanlar objektif değil subjektif olarak görünüyor. Eğitimden barınmaya her alanda mahallede onlar için çalışmalar var” diye konuştu. 

“ROMANLARIN, BİRÇOK SORUNU BİR ARADA YAŞADIĞINI GÖRÜYORUZ. BUNLARI YOK SAYAMAYIZ”
Daha sonra kürsüye gelen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer de, Mersin’in renklerden oluşan bir coğrafya olduğunu, etnik kökeni, dini, dili ne olursa olsun herkesin Türkiye Cumhuriyeti’nin asli unsurları olduğunu söyledi. Bu topraklar üzerinde yaşayan hangi topluluk olursa olsun siyasiler tarafından ayrımcılığa tabi tutulamayacağını belirten Seçer, bunun aksinin anayasal bir suç olduğunu vurguladı. Türkiye’de yaşayan toplulukların kendilerine ait bazı sorunları olabildiğine işaret eden Seçer, “Romanların da birçok sorunu bir arada yaşadığını, önemli sıkıntıları olduğunu görüyoruz. Bunları yok sayamayız, görmezlikten gelemeyiz. Keşke yasalar hayatın her alanında uygulanabilseydi. Yapılan düzenlemeler kanunlarda, çalışmalar, eylem planları kağıt üstünde kalmamalı, bazı çözümler pratikte uygulanabilmeli. Asıl olan budur. Göreve gelmiş yeni bir belediye başkanı olarak Roman halkının benden de beklentisi bu ve son derecede haklı bir taleptir. Vahap Seçer’e de yakışan, bütün bir hemşehri topluluğunu, bunların içerisinde Romanlar da var somut çözümlere kavuşturacak eylemleri hayata geçirebilmek" ifadelerini kullandı. 

“ROMAN KARDEŞLERİMİZİN DERDİNE ÇARE OLACAĞIZ“ 
Şu anda Mersin’in 5 yıllık Stratejik Eylem Planı’nı hazırlamaya başladıklarını dile getiren Seçer, hayal ürünü değil, uygulanabilir bir eylemler bütününü hazırlamak için çalışma yürüttüklerini söyledi. Romanların da Stratejik Plan çerçevesinde gündemlerinde olduğunu kaydeden Seçer, “Elbette yerel yönetimler olarak, Romanlara özellikle kültürlerini yaşamada, eğitimde, sağlıkta ve birçok başka alanda katkılarımız olacak. Ancak Roman kardeşlerimden istediğim bazı konular var. Biri, kendilerini bu ülkenin üvey evladı olarak görmesinler. Bu, çok tehlikeli bir düşünce. Kendilerini bu ülkenin asli unsuru, öz evladı olarak görmeleri gerekiyor. Bu, psikolojik bir durum. Bu psikolojik eşik aşılırsa çözümlere çok daha seri ulaşabiliriz. Bizim belediye olarak Romanlarla işbirliği içerisinde ama samimi bir zihniyetle ve anlayışlı olabilirsek, ben belediye başkanı olarak bu topluluğa önemli faydalar sağlayabilirim. Onlar da bu samimi ilişkilerden hakları olan yerel yönetimlerden faydalanma imkanını bulurlar. Geçmişte bazı siyasi grupların yaptıkları çalışmaların o kitapçıklarda kalmamasını umut ediyorum. Bize düşen, CHP’nin eylem planını önce yerel yönetimlerde uygulamaya koymak. Yerel yönetimler olarak Roman kardeşlerimizin derdine çare olacağız” dedi.

“HER ZAMAN YANINIZDAYIM”
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen de, Ali Daylam ile Mersin Barosu Başkanı olduğu 2012’den beri ortak projeler yaptıklarını anımsatarak, federasyonu’nun ilk Avrupa Birliği projesini de birlikte hayata geçirdiklerini anımsattı.
“Burası siyaset yeri değil ama Roman gerçekliği, sorumları siyasetin de üzerinde olması gereken bir olgu” diyen Alpay Antmen, “Biz Ali Dalyam ve ekibiyle Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ettik ve CHP’nin Roman Eylem Planı’nın kağıt üzerinde kalmaması gerektiğini bizzat kendileri ilettiler ve genel başkanızı da, ‘O zaman bize bir yol haritası çıkarın, neler yapılması gerekiyor’ dedi. Ali Dalyam ile ekibi de bu konuda bir çalışma hazırladı biz de bunu genel başkanımıza sunduk. 
O proje gerçekleştirildiği takdirde en geç iktidara gelecek CHP iktidarında bu uygulanacaktır. Ama ondan önce biz bunu 11 büyükşehir ve yerel belediyelerimizde uygulama niyetindeyiz. Ali Dalyam bunun peşini bırakmayacaktır, ben de her zaman yardımcısı olacağım. 

“TALEPKAR OLUN”
Dünyada insan hakları gelişimi 1215’de Mana Carta ile başlıyor, ardından Fransız Hakları Beyannamesi ve 1948’de insan hakları beyannamesi  ve bildirgesi evrensel gündeme geliyor ancak şuan Avrupa’da 3’üncü nesil insan haklarına doğru gidiyor. Fakat dezavantajlı gruplar veya özelde  romanlar söz konusu olduğu zaman hala bir ayrımcılık, öteleme ve bazı kaynaklara erişim güçlüğü yaşanıyor. Mersin’de birlikte yaşıyor, hiç birimizi birbirimizi ayırt etmiyoruz ama Romanlar’ın barınma sorunu var. Düne kadar İstanbul’da kentsel dönüşüm ile Romanları kalkındıralım dediler ama kimlerin kalkındırıldığını gördük. Bunun için yapılması gereken öncelikle Romanların essini güçlendirmeliyiz. Sesimizi çıkarmamız lazım. Romanların sesleri medyada yeterince yer bulmuyor. Belki sosyal medya ile yapılmaya çalışıyor ama yeterli olmuyor. Romanların sesinin güçlü çıkması gerekiyor. Haklarda Anayasa olarak hiçbir eksiğimiz yok eşitiz ama hizmete erişimde sıkıntı yaşıyoruz. Roman kardeşlerimiz barınma sorunu yaşıyor, bu eğitimi tetikliyor ve eğitim sorunu yaşıyorlar. Açlık çekerken okula gidemiyorlar. Romanların üniversiteye gitme oranı on binde 2 iken, bunların geliştirilmesi ancak birlikte çalışmayla olur. Türkiye’de Roman haklarına en çok öncelik verilen proje Mersin’de yapılıyor. Ali Dalyam ve ekibini kutluyorum ama bu yetmez. Yerel belediyelerden daha çok talepkar olmamız lazım. Öncelikle eğitim mi, barınma mı, yoksulluk mu ele alınmalı? Hepsi bir döngü olarak birbirini tetikliyor. Bu nedenle bu çalıştayları arttırmamız, bunların da kağıt üzerinde kalmaması gerekiyor. 

ROMANLAR’IN SESİ DÜNYAYA YAYILIYOR
Gazeteci Orhan Galjus da, çalışmaları hakkında bilgiler vererek, “Medyadan konuştuğumuzda aslında kişilik ve kimlikten de konuşmuş oluyoruz. Ben çocukluğumdan beri medya ile ilgiliyim ve hayatımın bütününü gazeteciliğe verdim. Aynı zamanda da stüdyolarda 3 bin saat geçirdim.
Roman medyası Romanlar için yeni bir fırsat, iletişim ağlamaları için şans sunuyor. 
Roman insanların Selçuklulardan beri geldiğini ve Türklerle bir arada olduğunu biliyoruz. 
Bir zamanlar Romanlar gezgin bir grup oldukları için gizli bir mesajı da yanlarında taşımış oluyorlardı. Romanların arasında çok gizli bir mesajlaşma yöntemi vardı ve kendilerinden sonra gelecek gruba bir takım işaretler bırakırlardı. 
Bu mesaj bir kombinasyon şeklindeydi örneğin geldikleri yerin düşmanca tavırları var ise bir oradan giderken bardak, ayna kırıkları gibi kırılmış eşyaları bir yere bırakırlardı.
Bende bunu aldım ve Romanların iletişim kurması için uyarladım. Bu da yaptığımız televizyon, radyo programları aracılığıyla oldu.
Romanların sesini güçlendirmek için Mersin’de kurduğumuz Roman radyosu yoluyla bu mesajlaşma sistemini hala devam ettirmekten çok mutluyum” dedi. 


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA