SONER AYDIN
2020-2021 yıllarında maaşlarda yapılacak artışa ilişkin görüşmeler dün başladı. Görüşmelerde maaş artışının yanı sıra 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması, üniversiteli işçilerin memur kadrosuna alınması gibi talepler de konuşulacak. Görüşmelerde yetkili sendika Memur-Sen’in sunduğu talepler kamu emekçilerini memnun etmedi.
Toplu sözleşme görüşmelerinde emekçiler adına en yüksek ücret artışını almak isteyen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 4 koldan yürüyüş başlattı. Kollardan biri olan ‘Van yürüyüş kolu’ Mersin’e gelerek emekçilerle buluştu. SES Eş Başkanı Gönül Erden ile KESK Eş Başkanı Aysun Gezen’in de yer aldığı yürüyüş kolunu çok sayıda kamu emekçisi karşıladı. Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen kamu emekçileri dün başlayan toplu sözleşme görüşmeleri için taleplerini haykırdı. Burada emekçiler adına kısa bir açıklama yapan KESK Eş Başkanı Gezen, ‘güvenceli iş, güvenceli gelecek’ talebini yineledi.
HERKES İÇİN GÜVENCELİ İŞ, GÜVENCELİ GELECEK
Toplu sözleşme görüşmelerine ekonomik krizin gölgesinde gittiklerini dile getiren KESK Eş Başkanı Gezen, “Ülkemiz son 1 yıldır ekonomik kriz içerisinde. Dışa bağımlı, üretimden uzaklaşan politikalar çöküşün nedeni oldu. Bu çöküş emekçilerin sırtına çok büyük bir yük bindiriyor. Gerçek enflasyonun yüzde 40’lara dayandığı, ücretlerimizin eridiği bir dönemde Toplu İş Sözleşmesine (TİS) gidiyoruz. ‘Ekonomik krizi biz yaratmadık bedelini de biz ödemeyeceğiz’ diyerek 5 bölgede mitingler yaptık. Emekçiler olarak taleplerimizle birlikte masaya oturacağız. Bize o masayı yasaklamaya çalışanlara karşı bir aradayız. Emekçilerin hakkını size sattırmayacağız. Teklifimizi abartılı bulanlar. ‘Bu ülkenin gerçekleri bunu karşılamaz, ülkede kriz var, bu artış mümkün değil’ diyorlar. 4 dönemdir emekçileri satmasaydınız bizim bugün bu rakamları açıklamamıza gerek olmayacaktı. Her şeye ayıracak kaynak buluyorlar, savaşa kaynak buluyorlar ama emekçilere kaynak yaratamıyorlar. Verdiğimiz vergilerle yüzde 75’ini oluşturduğumuz bütçeden hakkımız olanı istiyoruz. Biz insanca yaşanacak bir ücret talep ediyoruz. Bizler herkes için güvenceli iş, güvenceli gelecek istiyoruz. Bu talepler hepimizin talepleri. Özelleştirmeler iptal edilsin, kamu hizmetleri ücretsiz verilsin diyoruz. Bu sadece 5 milyon kamu emekçisinin ve emeklisinin talebi değil bu aynı zamanda aileleri ile birlikte 20 milyonluk bir kitlenin talepleri. Bu talepler yerine gelene kadar, o masada gerçek bir toplu sözleşme imzalayana kadar, kadınlar kamusal alanda daha görünür olup o masada taleplerini sunana kadar bu mücadeleden asla vazgeçemeyeceğiz. Çünkü bu mücadele aynı zamanda kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesi. Biz o masayı sadece ekonomik ve özlük haklarımı konuştuğumuz masa olarak görmüyoruz. Bütün kamu çalışanlarının demokratik ve siyasal haklarını korumak için de biz o masada olacağız. Çünkü biz barış içerisinde demokratik, laik bir ülkede yaşamak istiyoruz. Ancak böyle bir ülkede emekçiler haklarını kazanabilir” diye konuştu.