HEDİYE EROĞLU
Mersin’de kongre sürecine giren CHP’de parti içi kavga giderek sertleşiyor. İlçe Danışma Kurulları’nın başlaması ile partililerin öz eleştiri ve tepkileri görünür kılınırken seçimlerde beklenen başarıyı yakalayamayan İl Başkanı Aktay da söylemlerini sertleştirdi!
Son olarak CHP İl Başkanlığı’nın Nisan ayında görevden aldığı 4 ilçeden biri olan Akdeniz ilçe yönetiminin 25 Ağustos’taki olağanüstü genel kurulu öncesi yapılan Danışma Kurulu Toplantısı’nda gergin buluşma ortamı ve sert mesajlar parti içindeki kavganın büyüdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
CHP: “AKDENİZ’DE CANIMIZ YANIYOR”
Akdeniz’de eski ilçe başkanı Mustafa Sekendur’un, il örgütü tarafından görevden alınması ile başlayan kriz sürecinin aşılması için geçici başkanlığa Ali Yıldırım’ın atanmasının ardından Ünal Uyar’ın başkanlık için adının geçtiği 25 Ağustos Pazar günü yapılacak olağanüstü kongre öncesi, Akdeniz İlçe Danışma Kurulu Toplantısı yapıldı.
Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan toplantıda söz alan geçici ilçe başkan Ali Yıldırım, “Danışma Kurulumuzun ilçemize ve partimize hayırlı olması, görüş ve öneriler çerçevesinde yeni bir yol haritası oluşturarak yola devam edilmesi son derece önemlidir. Gönül arzu ederdi ki tüm kurullarımız demokrasi anlayışı çerçevesinde olağan kurullar olsun. Görevden almalar, geçici yönetimler olmasın ve çalışmalar partimizi iktidara taşımak yolunda kesintiye uğramasın. Ama ne yazık ki olağanüstü hallerde arzu edilmese de tüzüğümüz gereği bu tür uygulamalar yapılmaktadır.
“AKDENİZ’DE HDP İLE İTİTFAKA KARŞI TAVIR ALINDI”
Yerel seçimler öncesi iktidar partisi ve destekçilerine karşı başta sayın genel başkanımız olmak üzere genel merkezimizin takdirleri ile HDP, Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri ile oluşturulan Demokrasi İttifakı çerçevesinde çok geniş bir konsensüs sağlanmış olmakla beraber sağlanan bu güç birliği ve destek çalışmaları maalesef Akdeniz ilçemizde bazı arkadaşlarımızın bu ittifak karşısında tavır almış olmaları ve bazılarının da ittifak karşıtı çalışmalara sessiz kalmaları nedeniyle Akdeniz ilçemizin Cumhur İttifakı tarafından kazanılmasına sebep olunmuştur. Bu durum; Büyükşehir Belediye Meclisi’nde meclis çoğunluğuna ulaşamamış olmamızın da en büyük nedenlerinden biri olmuştur. Cumhur İttifakı önümüzdeki 5 yıl süresince ilçemiz ve ilimiz genelinde gerek siyasi, gerek ekonomik ve gerekse de sosyal çalışmalarını Akdeniz Belediyesi üzerinden yapacak ve belediyeyi adeta bir üs olarak kullanacaktır. Bu durum hiçbir şekilde hazmedilecek bir durum değildir. Düşündükçe canımızı, içimizi yakıyor.
“ÖNCE DELEGE SEÇİMİ SONRA GENEL KURUL YAPILMALI”
İlimiz ekonomisinin can damarı olan bu ilçemizin kaybedilmesinden sonra Akdeniz ilçemizde önceki ilçe yönetimi görevden alınmış ve olağanüstü kurula götürülmek üzere tarafımıza görev verilmiştir. Bu arada yaklaşan olağanüstü genel kurulumuzun kısa bir süre sonra yapılacak olması görevden alma gerekçelerinin ortadan kalkmamış karşısında öncelikle delege seçimlerinin yapılması ve daha sonra genel kurula gidilmesi gerektiği düşüncemizi korumaktayız. 25 Ağustos 2019 tarihinde olağanüstü genel kurul yapılması için karar alınmıştır. Geçici görevin tevdii edildiği tarihten itibaren gerek daha önce konsensüs sağladığımız diğer siyasi oluşumlar gerekse partimiz içinde oluşan kırgınlıkların giderilmesi için azami gayreti gösterdik. Tüm çalışmalarımız demokratik sağlam bir yapı oluşturmak, gerektiğinde özeleştiri yaparak ilçemizde seçimi kaybetme nedenleri üzerinde durduk. Ancak ne yazık ki bu hususta her hangi bir mesafe kaydetmek mümkün olamamıştır” dedi.
“EN KRİTİK İL MERSİN”
Daha sonra İl Başkanı Adil Aktay söz aldı. Konuşmasında ilk olarak Mersin’de emek ve demokrasi güçleri ile yapılan ittifak süreci ile bilgi veren Aktay, “Mersin’de 1 Nisan 2018 tarihinde yapılan ilk İl Danışma Kurulu Toplantısı’nda biz kamuoyuna bir çağrı yaptık; ‘Ortak aklın zaferi için gelin CHP’de buluşalım’ mesajı verdik. Bu da ittifak stratejisinin ilk adımıydı. Adım adım gidildi. Yaz aylarında ‘birlikte yaşam’ ile ilgili bir panel düzenledik. Bu panele Türkiye genlinden katılım oldu. Bu partinin yeni stratejisiydi. Bunu anlamamak mümkün değildi. Öyle bir dönemden geçtik ti ve öyel bir dönemden geçiyoruz ki, bundan sonra artık başka bir strateji yok. Başarısı ispat edildi. Buna fiili ittifak deyin, Mersin’de İYİ Parti ile ittifak yapmadık. Ama CHP haricindeki diğer emek ve demokrasi güçleri ile fiili ittifak yaptık. Bundan sonra bu ittifakın daha da büyütülerek tek adamın aklı yerine ortak aklı, tek adamın iradesi yerine ortak irade, tek adamın çıkarları yerine halkın çıkarlarını hakim kılmak için adım adım bu strateji izlenecek. Ve inanın burada yine en kritik il Mersin’dir.
Verilen talimat gereği her şeyi açıklamadık ama Mersin nedeniyle ittifaklar bozuluyordu. Hem bizim fiili ittifakımız, hem Türkiye genelinde millet İttifakı, hem de Cumhur İttifakı bozuluyordu. Bu kadar basit değil.
“İL BAŞKANI VE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANININ İSMİNİ KULLANMAYIN”
Akdeniz ilçesi nedeniyle son 15-20 günde bilerek, bilmeyerek, yönlendirilerek, yönlendirilmeyerek ama bizim fiili ittifak bozuluyordu. Akdeniz kritik bir yer. Akdeniz dün de önemliydi, bundan sonra uygulanacak strateji açısından bugün genel iktidara giderken daha da önemli. Mersin’de Cumhur İttifakı tarafından atılan her hamle bizim kurduğumuz fiili ittifakı bozmaya devam edilecek.
Akdeniz ilçesi çok önemli, herkesin bu bilinç içerisinde hareket etmesi lazım. Benim de Büyükşehir belediye başkanının da kişisel bir kaygımız yok.
Bizim kişisel bir kavgam yok. Büyükşehir belediye başkanımızın da yok. Hiçbir parti üyesi ile, ilçe başkanı ile, hiçbir ilçe ile olamaz, yok zaten. Ama bunu da bilin ki, yaklaşan kongre sürecinde hiçbir siyasi aktör; belediye başkanlığı veya ilçe başkanlığı düşünen, ne il başkanının ne de Büyükşehir belediye başkanının ismini kullanmasın.
“CANDAN ÇALIŞACAK AKTÖRLERE, YÖNETİCİLERE İHTİYAÇ VAR, YANDAN ÇALIŞACAKLARA YOK”
Bizim tek amacımız var; CHP’yi güçlendirerek tek adam rejimini yıkmak. Başka bir hedefimiz yok. Bizim Akdeniz ile bir kavgamız yok, olamaz. Herkesi aklı selim davranmaya davet ediyorum. Eski siyaset yapma biçimi değişti, herkes bunun farkına varsın. Artık yüzde 50+1’i almak için ittifak siyasete yapacaksınız, hukuki olur, filini olur. Bunu yürütecek aktörlerin de leb demeden leblebiyi anlaması lazım.Biz leb dedik. Genel başkanımız adalet yürüyüşünü başlatarak dedi. Biz il danışma kurulunda, düzenlediğimiz panel ile tebligatlarla leb dedik. Anlaşılmadıysa o arkadaşlar görev talep etmesin. Hiç kimse mazeretin arkasına sığınmasın. Seçimin son 10 günü CHP’nin Mersin İl Başkanı sahaya indi leblebi dedi oda anlaşılmadı veya anlaşılmak istenmedi. CHP için özellikle Akdeniz ilçesinde candan, partisi için, Mersin için, Türkiye için çalışacak aktörlere, yöneticilere ihtiyaç var, yandan çalışacaklara yok. Yandan çalışacak arkadaşlar biraz dinlensin. Akdeniz’e de, Mersin’e, Türkiye’ye de zararı olur.
Ateş çember içinde yaşıyoruz. Ülke yanıyor. Sahada olacak arkadaşlar kendilerini hazır hissediyorsa görev talep etsinler bu Akdeniz’in de, kentimizin de Türkiye’nin de yararına olur. Kilitlenerek, birlikte güç oluşturarak devam edeceğiz.
Sandıkta kurulan bu ititfak Türkiye’ye ihtiyaç duyulan umudu ve özgüveni kazandırdı, bu İstanbul seçimleri ile daha da perçinleşti. Şimdi iktidar yeni bir senaryoyu hayata geçirme peşinde. İstanbul’da mahkeme darbesi ile başaramadığı senaryoyu Mardin, Van, Diyarbakır’da kayyum ile hayata geçirmeye başladı. Bunların karşısında duracağız. Yöneticilerimizin, üyelerimizin üstünde ağır bir yük var.
“TÜRKİYE SİYASETİ AKDENİZ’LE BERABER MERSİN ÜZERİNDEN ŞEKİLLENECEK”
Bu noktada Mersin siyaseti bir seçim sonra Akdeniz üzerinden şekillenecek, bunu yazın bir tarafa. Ve bu tüm Türkiye’yi etkileyecek. Türkiye siyaseti de Akdeniz’le beraber Mersin üzerinden şekillenecek. Hepimiz bu bilinçle hareket etmeliyiz. Bu yolda birlikte ve beraberlik içerisinde kararlılıkla yürüyeceğiz. 2023’e kalmayacağı artık açık olan ilk genel seçimlerde Türkiye’yi krizden krize sürükleyenlere gereken dersi vermek için var gücümüzle çalışmak zorundayız.
“KAVA ETMEMEMİZ GEREKİR”
Burada kişisel ikbal yok. Hiç kimse kişisel ikbalini partinin, Mersin’in, Türkiye’nin ikbalinin önüne koymasın. Böyle bir yola girmesin. Bunu nasıl yapacağız; belediye başkanlarımızla, milletvekillerimizle, üye ve yöneticilerimizle iktidarı hedefleyen bir çalışma ortaya koyacağız. Krizlerden, kava ve kutuplaşma ikliminden yorulan vatandaşa mutlu ve huzurlu yarınlara giden yolun CHP ile yan yana olmaktan geçtiğini göstereceğiz. Vatandaşın bunu görmesi için öncelikle parti içinde huzurun olması lazım. ‘Gel kardeşim, huzur istikrar burada’ diyebilmemiz için bizim parti olarak, parti içinde kava etmememiz gerekir.
Bizler ortaya koyulan stratejiyi yeni siyaset dilini iyi kavramalıyız. Yeni siyaset dilinde ayrışma, kutuplaşma yok. Uzlaşma, birleşme var. Bunu yapmak zorundayız. Türkiye tarihi bir dönemecin eşiğindeyken kişisel hesaplarla, dar grupçulukla uğraşmayalım, uğraşmaya da hiç tahammülümüz yok. Tüm devlet kurumlarını ve medyayı kontrol altına almış kolaylıkla hukuk dışına çıkabilen büyük bir güce karşı mücadele veriyoruz. Herkes bunu bilincinde olsun.
“PARTİ İÇİ DİSİPLİNİNDEN TAVİZ VERMEYECEĞİZ”
Biz kavga edersek o güçle baş edemeyiz. Bu yolda parti disiplininden kopmak, dağınık ve bütünlükten uzak bir görüntü vermek asla kabul edilemez, vicdanen de tüzük gereği de. Genel merkezce ortaya konan stratejiyi siyaset tarzını gereklerine hepimiz uymak zorundayız. il başkanı da ki uyuyor, büyükşehir belediye başkanı da ki uyuyor. ilçe belediye başkanları da. Parti içi demokrasi, parti içi hiyerarşinin yok sayılması, dikkate alınmaması demek değildir. Sonuç alan, etki yaratan, başarı elde eden, demokratik bir parti istiyorsak bunun gerektirdiği disipline de hepimiz uyacağız, uymak zorundayız. Başka türlüsü kabul edilemez, başarıya ulaşamayız. Kimse hayal görmesin. Birbirimizle kavga ederek, hizipleşerek, gruplaşarak biz bu başarıyı elde edemeyiz. Türkiye’yi refaha kavuşturmaya bu kadar yakınken parti disiplininden taviz veremeyiz. Vermeyeceğiz. Geçmişte bu bakış açısının dışına çıkan partimize zarar verecek tutum ve davranışlar oldu. Biz artık bugüne ve geleceği bakalım. Aynı hatalar tekrarlanmayacak, tekrarlandırılmayacak. Tüzüğümüzü ortaya koyduğu hiyerarşi ve düzenin tarihi tecrübelerden süzülüp gelen bir anlamı, değeri olduğunu unutmayalım. Bu hiyerarşi ve düzenin gerektirdiği şekilde davranmak bizlerin onuru, görevi ve sorumluluğudur. Bu sorumluluğu yerine getirmeyenler parti hukukunu da, yoldaşlık hukukunu da çiğnemiş olurlar. Ve yalnız partisine, yol arkadaşlarına değil şehrine, ülkesine de zarar verirler. Herkes bunu dikkate alsın. Biz bir sosyal demokrat partiyiz. Ve parti içi disiplinin her şeyden önce üyelerinin vicdan ve iradeleri ile sağlanması gerektiğine de inanıyoruz. İrade ve vicdan lazım. Bunu gösterecek olan üyelerimiz. Bunu vurgulamamın nedeni; Türkiye’nin hepimizin daha özenli olmamızı gerektiren çok hassas bir dönemden geçmekte olmasıdır. Yanlış anlaşılmasın.
“SOSYAL MEDYAYI BİRBİRİNİZE KARŞI DEĞİL, BELEDİYE HİZMETLERİ Nİ DUYURMAK İÇİN KULLANIN”
31 Mart’ta Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Mersin’de Büyükşehir için seçmenler yetkiyi partimize verdiler. Bu yetki bundan sonra bizim için bir sınav niteliğindedir. Bu bir sınav bitmedi daha, nihai hedef var. Bu süreçte 31 Mart öncesinde karşısına dikildiğimiz çarpık belediyecilik anlayışın asla prim vermeyeceğiz. Seçmenin bizden particilik değil, belediyecilik istediğini, belediyeleri rant aracı olmaktan çıkarıp, kaynakları halk yararına kullanmamızı beklediğini, belediye kadrolarında yandaşlık ve adamcılığa son verilmesini, işinin ehli, liyakat sahibi kişilerin görevlendirilmesini umduğunu bir saniye bile aklımızdan çıkarmıyoruz, çıkarmayacağız.
Ayrıca belediyelerin hizmetlerini daha geniş kitlelere duyurmak için her CHP’li daha coşkulu olmalıyız. Hepimiz sosyal medyayı çok iyi kullanıyoruz. Ama bunu birbirimize karşı, dedikodu mekanizması olarak kullanmayalım. Belediye başkanlarımızın yaptığı hizmetleri daha geniş kitlelere duyurmak için kullanalım.