Küçük çocuk neredeyse 15 günde bir Akciğer enfeksiyonuna bağlı ani rahatsızlanma yüzünden Adana’da yoğun bakım ünitesinde cihaza bağlı olarak yaşamını sürdürüyor. Rahatsızlığı konusunda henüz bir tanı konulmaması da aileyi çaresiz bir bekleyişe itmiş durumda.
Epilepsi, Bronköpnomoni, Hipertrofik kardiyomiyopati ve metabolik bozuntu rahatsızlığı görülen Ömer’e Kasım ayında kaldırıldığı Adana Başkent Hastanesinde, Hipotoni (kas güçsüzlüğü) teşhisi de konuldu. Hastalığı konusunda tam bir tanı koymakta zorlanan hekimler önceden uygulanan tedaviyi iyileştirerek yeni bir ilaç kürü listesi yaptı. 10 aydır nefes almadan makineye bağlı yaşayan çocuğun evde bakım süreci de zorlu geçiyor.
Aile nöbetleşerek elektrik kesintisi ve oluşabilecek olan cihaz arızasına karşı hazır kıta bekliyor.
Günde 8 saat çocuğunun başında nöbet tutan baba Aziz Kaygı da arta kalan zamanlarında vinç operatörü olarak çalışarak çocuğun ve evinin masraflarını karşılamaya çalışıyor.
Ömer’in rahatsızlığı konusunda yaklaşık 18 aydır hastane hastane dolaştıklarını ifade eden anne Zekiye Kaygı, ‘’Çocuğumun Ankara’ya giderek tam teşekküllü bir hastanede tedavi edilmesini ve bu sayede bir tanıya kavuşmasını istiyorum. Aracımız yok, ambulans Tarsus dışına verilmiyor. SGK’mız olmasına rağmen Ankara veya başka bir yerde bulunan hastaneye maddi durumlarımız yüzünden çocuğumuzu götüremiyoruz. Çocuğumun yaşamasını istiyorum. Daha önce de bir evlat acısı yaşadım, yenisini kaldıramam’’ dedi.
Daha önce yatalak halde nefes alabilen çocukları Ömer’in durumu yüzünden psikolojik olarak geriye düştüklerini anlatan Baba Aziz Kaygı ise ‘’ O’na bakmamız lazım, yaşatmamız lazım. Çocuğumun hastalığı karşısında çaresiziz gün geçtikçe rahatsızlığında yeni şeyler gelişiyor. Bilmediğimiz süreçler bunlar, eğer bir tanı koyulsa belki tedavi olabilecek. Maddi olarak çöküntüye girdik. İflas ettik, ancak kimseden zoraki olarak maddi beklentimiz yok. Tek derdimiz Ömer’in sağlığında bir gelişme elde etmek. Siyasilere, iş adamlarına sesleniyorum Ömer’imize sahip çıkın. SGK rahatsızlığı konusunda faturaların yarısını karşılıyor. Solunum cihazı ve oda tertibatı 35 bin liraya mal oldu, yarısını biz karşıladık. Masraflarımız gün geçtikçe artıyor. Kullanılan cihazlar yüzünden ayda bin liraya yakın elektrik parası ödemek zorundayız. Biz bu masrafları öderken ne yaptığımızı biliyoruz ama hastalık ile boğuşan gülüşünden mahrum kaldığımız çocuğumuzun hastalığı konusunda bilgi sahibi değiliz. Ömer’in tam teşekküllü hastaneye gitmesi lazım. Ömer duyularını kaybetmek üzere, tanı olmadığı için ameliyat yapılamıyor. Sesimizin duyulmasını istiyoruz’’ diye konuştu. (İha)