Ortadoğu Hastanesi’nin konkordatosu alacaklı 154 firmanın 143’ünün onay vermesine rağmen SGK İl Müdürlüğü ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nın itirazı ile iptal edildi! Hastane yönetimi ise kararı bölge mahkemesine taşıdı!
Sağlık Bakanlığı’nın yeni yatırımlarına defans uygulayarak ruhsat vermemesi, kurum kuruluşlarında engel olması ile kapanışa sürüklendiğini açıklayan Hastane yönetimi; “Feryadımızı duyun” çağrısı yaptı.
HEDİYE EROĞLU
Mersin’de 10 yılı aşkın süredir 56 hekim ve 220 yatak kapasitesi ve kurumsal kimliği ile (A grubu) hizmet veren Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi, kapanmamak için direniyor!
Yeni yatırımlarla büyüyerek sıkıntılı süreci aşmak isteyen ancak yaptığı yatırımlar için Sağlık Bakanlığı’ndan gerekli izinleri bir türlü alamayan hastane, bir de konkordatosunun iptalinin şokunu yaşadı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Mersin İl Müdürlüğü ile Mersin Gelir İdaresi Başkanlığı’nın mahkemeye başvurarak konkordatonun iptali ve hastanenin iflasını istemesine yerel mahkeme onay verirken, hastane yönetimi davayı bölgeye mahkemesine taşıyarak duruma itiraz etti.
ALACAKLI 154 FİRMADAN 143’Ü ORTADOĞU’YA GÜVENDİ
Hastane eski Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Engin Şahin, düzenlediği basın toplantısı ile yaşanan süreci kamuoyuyla paylaştı. Hastanenin 46 hekim, 324 personel ve 220 kişilik yatak kapasitesi ile hizmet verdiğini bildiren Şahin, 2018 yılı Mart ayından buyana konkordato süreci yaşadıklarını aktardı. Aradan geçen süreyi akil ve adilane bir yaklaşım ile değerlendirdiğinin altını çizen Şahin, “Konkordato Kanuna, istihdamı korumak amacıyla çıkarılmış, iş yerlerinin kapanmaması üzeren iyi niyetli bir kanun. Kanunun özüne göre; konkordato ilan etmiş firma alacak ve verecekliler ile masaya oturup, uzlaşarak bir ödeme planı oluşturuyor.
Biz de alacaklımız 154 firmadan 143’ünün konkordatoyu kabul etmesi ile bu süreci başlattık. Yani bizimle çalışan işletmelerle yüzde 90’ının üzerinde bir rakamla anlaşmaya vardık. Bankalar konusunda da yapılandırma sürecine girdik. Ancak özel bankalardan devlet bankalarındaki hassasiyeti görmedik. Devlet bankaları gayet olumlu ve yapıcı olarak süreci yürütme çabası sergilediler” dedi.
“MERSİN SGK VE GELİR İDARESİ, HASTANENİN İFLASINI İSTEDİ!”
Çıkarılan kanunun amme alacakları bölümünde; icra takibinin durdurulması, SGK prim ve vergiler dahil tüm alacaklar için her hangi bir işlem yapılmamasına dair düzenlemeler olduğunu dile getiren Dr. Engin Şahin, ancak Mersin’deki kurum ve kuruluşların bu yönde sıkıntı yarattıklarını açıkladı.
“Konkordato sürecimiz 9 Eylül tarihinde tamamlandı. Biz 6 aylık bir ek süre daha aldık. Ancak SGK ve Mersin Gelir İdaresi Başkanlığı’na olan borçlarımızdan dolayı yapılandırma taksitlerimizi ödeyemediğimiz için sıkıntı yaşadık. Bunun üzerine bu kurumlarca hastanenin iflası istendi. Burada acı olan konkordato kanunu, hükümet tarafından iyi niyetle çıkarılan bir kanunun olmasına rağmen, kanunda amme alacaklarının durdurulmasına ilişkin bir madde bulunmasına rağmen SGK ve vergi dairesi avukatları mahkemeye giderek, hastanenin iflasını, konkordatonun sona erdirilmesi istendi. Bunun üzerine büyük emeklerle 154 esnafın, 143’ü ile anlaştığımız konkordatomuz iptal edildi. Biz itiraz ettik ve konuyu bölge mahkemesine başvurduk.
Ancak bu süreçte çok sıkıntı içerisine girdik. Daha sonra avukatlarımız 14 Ekim 2019 tarihinde yeni bir konkordato ilan ettiler. Bu farklı mal varlığının terki kapsamında bir konkordato süreci oldu” dedi.
Konkordato döneminde 3 hükümet komiseri denetiminde faaliyetlerini gayet başarılı bir şekilde yürüttüklerini dile getiren Dr. Şahin, “154 esnaf arkadaşımızın 143’ünün Ortadoğu Hastanesi’ne gösterdiği güven bizim için gurur verici. Bizim için esnaf ve işçilerin alacaklarını ödeyebilmek namus borcu. Ama bu süreçte vergi dairesi ve SGK’nın negatif, olumsuz tavrı, savcılığa suç duyurusunda bulunacak tutumu ile bu süreç buraya geldi. Belki hatalar olmuştur ama iyi niyetli bir süreç yürütüldü” ifadelerini kullandı.
MİLYON DOLARLIK YATIRIMLAR, İZİNLERE TAKILDI!
Mersin Ortadoğu Hastanesi olarak konkordato ilan etmelerine dair süreci de değerlendiren eski yönetim kurulu başkanı Dr. Engin Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Hastane olarak 2016 darbesinden sonra bile yatırım yapmaktan vazgeçmedik. 100 yataklı 5 bin metrekare alana sahip hastaneyi 15 bin metrekare kapalı alan ve 220 yatak kapasitesine çıkardık. Ancak 2017 Eylül ayından buyana Sağlık Bakanlığı’ndan yatak, kapasite artışları konusunda istediğimizi izinleri alamadık.
Örneğin ön iznimizde 35 yataklı görülen yeni doğan yoğun bakım ünitemiz gerekli izinler alınamadığı için 2,5 yıldır çalıştırılamıyor, bomboş duruyor. Yaklaşık 2 milyon dolarlık bir yatırım olan bu bölüm ile ilgili istenilen tüm gerekleri yerine getirmemize rağmen hizmete açamadık.
“SAĞLIK BAKANLIĞI BU FERYADI DUYMALI”
Ortadoğu Hastanesi çalışacak, üretecek, istihdamını koruyup, alacaklılarına ödeme yapsın istiyorduk. Bunu başarabilecek bir hastane burası. Bundan emin olmasam bu kadar büyük bir çabanın içine girmem. Ayrıca üst düzey doktor arkadaşlarımız da bize güvenerek bizimle birlikte çalışmaya devam ediyor. Ama sağlık bakanlığını artık bu feryadı duyması gerekiyor. Bu yatakların, yatırımların izinlerinin verilmesi gerekiyor. Mersin Ortadoğu Hastanesi dolaylı olarak 5 bin insanı ilgilendiriyor. Mersin’de ikinci bir Doğuş Hastanesi vakasının yaşanmaması gerekiyor, bu çok acı olur.
Bir iş icra, iflas takibine kaldığı takdirde süreç 5 yıl sürüyor. Gözde Hastanesi’nin satışından elde edilen para aradan 6 yıl geçmesine rağmen hala işçilere ulaşmadı. Hükümetin çıkardığı konkordatonun özü bu; işçinin hakları korumak, işsizliğin önüne geçmek. Bizi korumak için çıkarılmış bir kanun değil bu kanun.
Ortadoğu Hastanesi Mersin için bir değerdir. Şuanda bile gayet iyi performans gösteriyoruz, 35 yoğun bakım yatağımızın tamamı dolu ve en iyi şekilde hizmet veriyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın artık bizim sıkıntılarımızı giderecek, sadece bizim değil tüm hastanelerin sıkıntılarını giderecek bu feryada cevap vermesi gerekiyor. Yoksa bu işletmeler ayakta kalamaz”.
Irak, Suriye gibi Arap ülkelerinden sağlık turizmine yönelik çok ciddi talepler aldıklarını da dile getiren Şahin, bu alanda teşvik alamamalarına rağmen tanıtım çalışmaları yaptıklarını ve çok da güzel geri dönüşler aldıklarını da vurguladı.
Sağlık turizminden elde edilmiş her dövizin Türkiye’nin öz sermayesi olduğunu işaret eden Engin Şahin, “Ama bu işletmeleri icra iflas kanununda boğmak SGK’nın, vergi dairesinin işi olmamalı. Bizim borcumuz olabilir kanunlar, ödeme planları var. Konkordatoyu tasdik ettirdiğimizde biz o borçları ödemekle mükelleftik zaten. 154 esnafın 143’ünün evet dediği bir konkordatoya SGK ve vergi dairesi avukatlarını iflas diyerek karşı çıkması ne demek? Anlaşmaya vardığımız inanlar nasıl alacaklar paralarını? Esnafla anlaşmış, bankalarla anlaşma planlarını imzalamış bir kuruluşu iflas ettirmek ne demek? Buranın kapanması bir dakika sürer. Türkiye’nin hiçbir yerinde SGK’nın, vergi dairesinin böyle bir tutumu yok! Kanun da bu konuda açık ve net! Mersin SGK İl Müdürlüğü ve Vergi Dairesi Başkanlığı’nın tutumu işi buraya getirdi” diye konuştu.
“HASTANEMİZ AYAĞA KALKACAK GÜÇTE”
Hastanenin 2018 yılı Nisan ayında çok daha kötü bir süreç içindeyken, şuan çok daha iyi bir süreçte olduğunu da ifade eden Dr. Şahin, hastanenin kendini ayağa kaldırabilecek, yürüyecek halde olduğunu aktardı. “Hastanemiz vergi borcunu da SGK borçlarını da ödeyebilecek kapasitede” diyen Engin Şahin, “Üstelik bu ülke ekonomi bir terör saldırısı altında. Bu kanun zaten bu nedenle bizleri yaşatmak için kuruldu. Devletin çıkardığı bir kanun devletin kurumları tarafından sorgulanır ve iptal edilir hale geliyor.
Biz hastane olarak konkordato sürecinde 2 milyon TL’ye yakın işçi tazminatı ödedik. Kapansaydık nasıl ödeyecektik? Bu tutumu kamuoyunun bilmesi gerekiyor. Bölge İdare Mahkemesi’ndeki itirazımız nasıl sonuçlanır bilmiyoruz ama biz hükümet komiserlerinin denetiminde bir süreç geçirdik ve kanun ne gerektirdiyse onu yaptık. Hatalarımız olmuştur belki ama bu kapatılmamız anlamına mı gelmeli?
Vade konkordatomuzun devam edeceği konusunda umutluyum. Mersin Ortadoğu Hastanesi konkordato sürecine rağmen en fazla kapasiteye sahip hastaneydi, işlerimiz iyiydi. Konkordato devam etseydi biz bu süreci gayet rahat bir şekilde götürürdük.
Süreç düzeldikçe, ekonomi rahatladıkça yeni teşvikler, destekler geliyor. Her yeni gün umuttur, fırsattır” dedi.
“BAKANLIĞIN DEFANSI TÜM ÖZEL HASTANELERE”
2018 Nisan ayında hastanenin cirosu 600 bin TL iken, istihdamı koruyup, doktor kadrosunu yenileyerek ve eksiklikleri tamamlayarak ciroyu 5 milyon TL’ye çıkardıklarını da anlatan Şahin, ancak yenidoğan yoğun bakım ünitesinin hayata geçirilememesinin büyük bir handikap yarattığını vurguladı “Benim inancıma göre; Sağlık Bakanlığı’nın defansı sadece bize değil özel hastanelere yönelik genel bir tutum” diyen Şahin, “Ruhsatsal sıkıntıları büyük hastanelerde yaşıyor. Bu durum artık özel hastanelerin feryadı. Çünkü bizim çalışmamız, üretmemiz lazım. İcra iflas ile hükümet bu işlerin biteceğine inansaydı hükümet bu kanunu çıkarmazdı.