Gizem Ekici

Toros Üniversitesi tarafından “1. Ulusal Mersin Tarihi Kent Sempozyumu” düzenlendi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleşen sempozyuma; Mersin Valisi Ali İhsan Su, Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak, Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Korkmaz, Ticaret Borsası Başkanı Ömer Abdullah Özdemir, çok sayıda akademisyen ve öğrenci ile tarih ve mimari konusunun ilgilileri katıldı.

“MERSİN TARİHİ YETERİNCE ELE ALINMIYOR”

Kültür hazinesi olan Türkiye’nin, taşınmaz kültür varlıklarının korunması ile ilgili gelişme ve bilinçlenmenin batı ile karşılaştırıldığında çok yeni olduğunu söyleyen Toros Üniversitesi Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erkin Erten, “Ülkemizde kültür miraslarının bilinçli ve kurumsal olarak korunmasına yönelik çabalar, 70 yıllık bir süreci kapsar. Yasaların çıkarılmasındaki gecikmeler, yanlış, çıkarcı, bilinçsiz uygulamalar, ihmaller, öncelikle getirimin fazla olduğu kent merkezlerindeki tarihi yapıları önemli ölçüde olumsuz etkilenmiştir, sayıları azalmıştır. Bir kısmı onarım beklemektedir ya da olumsuz müdahalelerle karşı karşıya kalmaktadır” dedi. Restore edilen tarihi binaların ise uygun olmayan amaçlarla kullanımının yaygın olduğunu söyleyen Prof. Dr. Erten, “Bir yandan da mevcut koruma çabası sürmektedir. Restore edilenlerin kullanılması önemlidir; ancak doğru amaçla kullanılması, yani doğru işlevlendirilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

Toros Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Binası’nın Uray Caddesi’nde bulunan Eski Papaz Mektebi’nin restore edilmesiyle mimarlık öğrencilerine kazandırıldığını söyleyen Prof. Dr. Erkin Erten, “Mimarlık eğitiminde, eğitimin sürdürüldüğü çevrenin ve mekanın önemli rolü vardır; Mimarlıkta çevre eğiticidir. Fakültemiz eğitimini Mersin tarihi kent dokusu içinde, tarihi yapılarda sürdürmektedir. Bunun, mimarlık eğitimimize katkısı olduğunu düşünmekteyiz. Lisans ve yüksek lisans eğitiminde, bölgeye yönelik araştırmalara ağırlık vermekteyiz. Bu toplantıyı Mersin tarihi kent bölgesinin ve bu bölgedeki tarihi yapıların bilimsel toplantılarda yeterince ele alınmadığını düşündüğümüz için düzenledik” dedi.

“ESKİ ŞEHİRİMİZ URAY CADDESİ”

Arkeolojiye yakın bir insan olduğunu söyleyen Ticaret Borsası Başkanı Ömer Abdullah Özdemir de, “Mersin’de Antalya’da ki ören yerlerinden daha fazla ören yerleri var. Genç mimar kardeşlerim bunu lütfen bilin ve bunun üzerinden çalışmalarınızı yapın” dedi. Başkan Özdemir, “Mersin’in altında antik kent olduğu söyleniyor. Bunları ortaya çıkarırsak birkaç binamız gider ama tarihimiz çıkar ve Mersin’in tarihi ortaya çıkar. Avrupa’nın her kentinde eski şehir var. Bizim eski şehrimiz de Uray Caddesi. Eskiden ticaretin kalbi Uray Caddesi’nde atardı. Bunu bizim canlandırmamız lazım. Toros Üniversitesi Mimarlık Fakültesinin eski 1895 tarihli Papaz Mektebi’ni alıp Mimarlık Fakültesi olarak kullanması ve bu genç öğrencilerimiz orada eğitim görmesi çok önemli” diyerek, bu sempozyumun düzenlenmesi çok mutlu olduğunu belirtti.

“HER TARAFIMIZ TARİH AMA BİZ BU TARİHİ ALANLARI YETERİ KADAR DEĞERLENDİREMİYORUZ”

En çok önemsedikleri konunun şehir merkezindeki tarihi binalar olduğunu söyleyen Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak, “En çokta Camiişerif Mahallesi’nde bu binalar var. Bu tarihi evleri korumayı amaçlıyoruz. 2012 yılında Akdeniz Belediyesi olarak bir imar çalışması yapılmış ve Büyükşehir’den de geçmiş. Fakat 2014 seçimlerinden sonra gelen yönetim bu koruma amaçlı yapılan imar planını rafa kaldırmış. Kentsel değişim ve yenileme alanında yeniden bir imar planı çizilmiş. İkisinin sınırları örtüştüğü için birinci olan iptal olmuş durumda” dedi. Yapılan imar planlarını yeniden devreye sokulması gerektiğini söyleyen Başkan Gültak, “Bizim bu planı yeniden devreye sokmamız gerek, aksi takdirde biz bu tarihi koruyamayız. Şehrin önünü tıkamamak gerekiyor, eğer o imar planının revize edilip yeniden hayata geçirilmesi gerekiyorsa buna da varım. Yani bir şeyler Türkiye’de korunmaya çalışırken, bir şeyin önü tıkana biliyor. Adı yenileme, değişme ne olursa olsun yaptığınız andan itibaren birçok şeyi kaybede biliyorsunuz. Çukurova büyük bir medeniyet. Her tarafımız tarih ama biz bu tarihi alanları yeteri kadar değerlendiremiyoruz” diyerek, yanlıştan dönülmesi için elinden geleni yapacağını belirtti.

Mersin’in antik çağlardan itibaren bir çok uygarlığa ev sahibi olduğunu söyleyen Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Korkmaz da, “Antik çağda Mersin’in adı Kilikya olarak geçiyor. Persler, Bizanslar, Romalılar, Osmanlı ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti kuruluyor. Türkiye’nin ihracatının bel kemiği ve yükselen bir şehir. İlk defa düzenlenen bu sempozyumun büyüyerek devam etmesini umut ederek tüm katılımcılara saygılar sunuyorum” dedi.

AKADEMİSYENLERDEN TAİRİHİ KENT MERKEZİNE TEKNİK GEZİ

Mersin’in her yanının açık hava müzesi olduğunu söyleyen Mersin Valisi Ali İhsan Su, “Tarsus’ta Anamur’a kadar her yer tarih. Bizim amacımız bunları ortaya çıkarmak. İlimizde kazılar devam ediyor. Normalde 3 ay sürmesi gerekirken biz 1 yıla çıkardık kazıları. Ortaya çıkardığımız eserlerin restorasyonu ile ilgili projeler gerçekleştiriyoruz. Sonra onarımı yapıyoruz ve kentin atmosferine uygun bir alanda kullanmaya gayret ediyoruz” diyerek tarihe çok önem verdiğini belirtti.

Yapılan konuşmaların ardından katılan ve destek verenlere plaket takdim edilmesi sonrasında Prof. Dr. Murat Durukan, Mersin’in Antik Çağdaki Yerleşimi Zephyrion Antik Kenti başlıklı sunum yaptı. Sunum sonrasında Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen akademisyenler 22 farklı başlıkla; tarih, mimarlık ve sosyoloji gibi alanlarda sunumlar yaptılar.

8 Kasım’da da devam edecek olan etkinlik kapsamında; Atatürk Evi, Rum Ortodoks Kilisesi, Uray Caddesi, Mersin Büyükşehir Belediye Binası ve Toros Üniversitesi Uray yerleşkesine teknik gezi düzenlenecek.