Haber Merkezi
AB Türkiye Delegasyonu Sivil Toplum, Temel Haklar, Adalet ve İçişleri Bölüm Başkanı Alexander Fricke ve Program Yöneticisi Ulrich Rainer, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz’ı makamında ziyaret ederek, Mersin’deki Suriyeli mültecilerin adalete erişimde yaşadığı aksaklıklar ile Mersin Barosu’nun mültecilere vermiş olduğu adli yarımlar ve saha çalışmaları hakkında bilgiler aldı.
“EN ÇOK BOŞANMA VE ŞİDDET KONULARINDA HUKUKİ DESTEK İSTİYORLAR”
Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. Hasan Keleşoğlu, Adli Yardım Sorumlusu Av. Ayşegül Acar ve Mülteci Haklarından sorumlu Av. Serdan Söylemez’in de bulunduğu ziyarette konuşma yapan Baro Başkanı Yeşilboğaz, Mersin’de 350 bin Suriyeli göçmen olduğunun bilgisini vererek, “Mersin’de yaşayan mültecilerin hukuki hak ve hizmetlere erişimi ile sosyal entegrasyonunu sağlamak amacıyla, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile birlikte proje hayata geçirdik. Mağduriyet yaşamamaları için yönetim kurulu ile birlikte karar alarak, mağdur olan mülteci kadınlara ve çocuklara kendi imkânlarımızla hukuki destek vermeye devam ediyoruz. En çok boşanma ve şiddet konularında bizlerden destek istiyorlar” şeklinde konuştu.
Mülteci sorununun, sadece Türkiye’nin tek başına çözeceği bir konu olmadığını, tüm Avrupa ülkelerinin bu konuda işbirliği yapması gerektiğinin altını çizen Yeşilboğaz, “Suriye’de yaşanan iç savaş, Türkiye’de kontrolsüz göç alımına neden oldu. Kontrolsüz göç beraberinde, hem mültecilerin, hem de Türkiye’de yaşayan vatandaşların, hukuksuzluğa maruz kalmasına neden olmuştur. Mülteciler yerel halkla entegrasyon sağlayamamaktadır. Ancak bu sorunlara rağmen Mersin’de çok daha korktuğumuz olayların yaşanmaması tesellimizdir. Kentimizde yaşanan mültecilerle uyum sorununa, Mersin halkı da çok fazla tepki göstermedi” diye konuştu.
Yeni yargı reformu paketinde af yasasının, cezaevlerindeki popülasyonun azaltılmasına yönelik gündeme geldiğini ifade eden Yeşilboğaz, “Bu, toplumda suç oranının artmasına neden olacak ve yeni suçların işlenmesinin önünü açacaktır. Ülkede hukuk güvenliği sorunu vardır. Ülkemizde adalet mekanizması çalışmadığı için, insanlar kendi haklarını, kendi adaletini aramaya çalışıyor. Bu da beraberinde hukuksuzluğun ve suç oranlarının artmasına neden oluyor” dedi.
“MÜLTECİLER ADALETE ERİŞİMDE AKSAKLIK YAŞIYOR”
Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi, Adli Yardım ve Mülteci Hakları sorumlusu avukatları ise Suriyeli mültecilerin Mersin’de yaşadığı sorunlara değinerek; Mersin’de mültecilere yönelik Geri Gönderme Merkezinin olmadığını, en yakın Adana ve Hatay’da olduğunu, ülkelerine sınır dışı edilecek olan mültecilerin bu nedenle zorluklar yaşadığını, mültecilerin mahkeme salonlarında tercümanlıkta iletişim sorunu yaşanmasından dolayı, adalete erişimlerinde aksaklıklar yaşadığını, mültecilerin Mersin Göç İdaresinde olumsuz tutumlarla karşılaştıklarını, mültecilerin sınır dışı edilme sürecinde hak ihlalleri yaşadığını, sınır dışı edilmesine karar verilen mültecilerin, hangi gerekçelerle sınır dışı edileceği bilgisine avukatların ulaşamadığını, Türkiye’deki kampüs cezaevi inşa edilmesinin beraberinde hak ihlalleri getirdiğini ve OHAL sürecinde avukatların belgelere erişememesinden dolayı hak ihlallerinin yaşandığını söyledi.
FRİCKE: “YARGI BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ OLMALI”
AB Türkiye Delegasyonu Bölüm Başkanı Alexander Fricke ise, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu olarak, kadın ve çocuk hak ihlallerinin önlenmesine yönelik Türk hükümeti ile işbirliği içerisinde ortak çalışmalar yapacaklarının bilgisini vererek, “Türkiye’de insan hak ihlalinin önlenmesi için bağımsız ve tarafsız yargının olması gerektiğini düşünüyorum. Toplumsal barış ve kalkınmasının sağlanmasında o ülkenin hukuk, eğitim sisteminin yanı sıra, siyasilerin kullanmış olduğu dil çok önemlidir. Mersin Barosunu, hak ihlallerinin önlenmesine yönelik etkin çalışmalar içerisinde olmasından dolayı ziyaret ettim. Çalışmalarımıza ışık tutacağına inanıyorum” dedi.