HEDİYE EROĞLU

Tekfen Holding, bağlı ortaklığı Toros Tarım aracılığıyla Mersin’de 500 bin ton kapasiteli polipropilen üretim tesisi kurmak için harekete geçti.

Tesisle ilgili proje geliştirme çalışmaları devam ederken; arazinin topografik ölçümlemeleri tamamlandı ve resmi ÇED süreci de başlatıldı. Şirket ayrıca arazinin imar planlarındaki niteliğinin özel endüstri bölgesine dönüştürülmesine yönelik başvuru yaptı. Tekfen’den yapılan açıklamada tesisle ilgili tedarik, finansman ve pazarlama çalışmalarına da başlandığı ifade edildi. 

Tekfen’in bu tesis için ÇED başvurusu bakanlıkta onay beklerken bir yandan da, şirketin Karaduvar’daki bir bölgeyi özel endüstri bölgesi ilan etmek için çalıştığı biliniyor. 

Ancak kentte tesise yönelik tepkiler de artarak sürüyor. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Vahap Seçer, Ekim ayında yapılan Melis toplantısında tesisin yetki açısından kendilerini aşan bir konu olduğunu, ancak, bakanlığa konuyla ilgili olumsuz görüş bildirdiklerini açıkladı.

Tesisin yapılacağı ilçeden sorumlu Akdeniz Belediye Başkanı AKP’li M. Mustafa Gültak ise tesis ile ilgili Kasım ayında yaptığı açıklamada ÇED ile ilgili olumsuz kararın çıkacağını açıklayarak, yöre halkının vereceği tepki doğrultusunda hareket edeceklerini söyledi.

“YERİ GÖRDÜĞÜNDE CUMHURBAŞKANIMIZ DA KARŞI ÇIKACAKTIR”

Son olarak Mersin Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Güler, katıldığı bir televizyon programında tesisin yerinin değiştirilmesi önerisini gündeme taşıdı.

Mersin’e yapılmak istenen polipropilen üretim tesisinin deniz kenarındaki değerli araziye yapılmasını istemediklerini belirten Güler, “Polipropilen, Türkiye’nin çok fazla ihtiyacının olduğu, poşetten tutun da sandalye ve otomotiv aksamına varıncaya kadar geniş bir tüketim alanı olan bir madde. Şuan ihtiyaç duyulan polipropilenin yüzde 90’ı ithal ediliyor. Buna bağlı olarak cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bir takım özel desteklemeler ile Mersin’de yılda 500 bin ton üretim kapasitesi olan bir Polipropilen Fabrikası’nın kurulacağı açıklandı. Sanıyorum cumhurbaşkanımız; denize sıfır olan üstelikte limanın yapımını tehdit eden bu sahayı gördüğünde yapımına karşı çıkacaktır.

Polipropilen, petro kimya sanayinin elde ettiği, petrol türevlerinden elde edilen, kimyasal patlayıcı, parlayıcı bir üründür. Biz Mersinliler olarak 1970’li yıllarda kurulmuş olan Kromsan’ın ürettiği atıklar nedeniyle hala kabuslar görürken ondan daha tehlikeli olan Polipropilen Fabrikası’nın denize sıfır bir noktaya kurulması Mersin açısından cinayet olarak değerlendiriyoruz. Bunu yapmak isteyenlerin bunu bir kez daha düşünmesi gerekir.  Kromsan’dan dersler çıkarmalıyız” dedi.

“KİMYASAL ÜRETİM İÇİN SANAYİ ALANI BELİRLEYELİM”

Akdeniz Belediyesi’nin aralık ayı Melis toplantısında konuyu yeniden gündeme taşıyan CHP’li Meclis Üyesi Muhittin Ertaş da, ilçede bu tür tesisler için bir sanayi alanı belirlenmesi ve Polipropilen Fabrikası’nın da buraya kurulması önerisini gündeme getirdi. Ertaş, “Bana birkaç bilgi geldi, doğruluğu nedir çok da teyit edemedim ancak ilçemiz içerisinde sabun, deterjan, şampuan üreten çeşitli işletmeler olduğu ve bunların koku yaydığı ve çevreye zarar verdiği iddia edilmekte.

Bir kimya sanayi sitesi yok ilçemizde. Küçük de olsa bir sanayi sitemiz olmuş olsa hem belediye buradan gelir elde eder hem de şehir içerisindeki işletmeler şehir dışına çıkartılarak çevresel etki ve zararlarda ortadan kaldırılabilir.

Karaduvar’da yapılmak istenen Polipropilen Tesisi ile ilgili tartışmalar da yaşandı mecliste. Ama sonuçta sanayi tesisi bölgesi olarak değerlendirilen bir yer. Burayı Büyükşehir veya bakanlıklarla bir görüşme yaparak, 20-30 yıllık bir programla oradan kaldırıp başka, daha uygun bir bölgeye alma olanağı yok mudur? Bunun üzerine bir çalışma yapılamaz mı? Ki Bence yapılabilir. Her şey para, bir şey üretmek değil. İnsana, doğaya, çevreye zarar verdikten sonra o üretimin bir yararı yoktur” diye konuştu.