GİZEM EKİCİ

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu öncülüğünde, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu tarafından “Demokratik Türkiye- Halk İçin Bütçe Mersin Bölge Mitingi” düzenlendi.

Mersin Tevfik Sırrı Gür Stadı Meydanı'nda yapılan mitinge KESK ve DİSK’e bağlı sendikalar, meslek odaları, Emek Partisi, ÖDP, HDP, Nükleer Karşıtı Platform ve Mersin Kadın Platformunun içinde yer aldığı çok sayıda kurum ve kuruluş katıldı.

Mitingde sık sık “İnsanca yaşam için iş, ekmek, özgürlük”, “Savaşa değil, eğitime bütçe”, “Korkma, sen gerçeksin, sinme, sen isçisin, örgütlen güç sensin”, “İşçi sınıfı iktidara”, “Nükleer santral istemiyoruz”, “Demokratik Türkiye, halk için bütçe”, “İşimizi, ekmeğimizi ve öğrencimizi geri istiyoruz” sloganları atıldı.

Mitingde ilk söz alan KESK Mersin Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Yılmaz Bozkurt, talepler için birlikte mücadele çağrısı yaptı.

“KAPİTALİST SİSTEM KRİZ İÇİNDE”

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de, savaş politikalarına ve Meclis'te kabul edilen bütçeye tepki gösterdi.

Kapitalist sistemin bir kriz içinde olduğunu söyleyen Bozgeyik, “Hegemonya krizi, savaşları tetiklemekte savaşlar halkların direnişiyle karşılaşmakta, emperyalist bloklar bu direnişlere şiddet, faşizan politikalarla saldırılarını arttırmaktadır. Yoksulluk, açlık dünyada her geçen gün artmaktadır” diye konuştu.

Şili, Lübnan, İran, Irak ve Arjantin’de ki halkların ayaklandığını söyleyen Bozgeyik, “Son yıllarda anti demokratik, sivil darbe niteliğindeki uygulamaların yarattığı siyasi kriz kaçınılmaz olarak ekonomik krizle bütünleşti. Aylardır hayatımızın her hücresine nüfuz eden bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Krizin en önemli nedeni savaş ve çatışma politikalarından medet umulmasıdır. 90’ların savaş ve çatışma konsepti nasıl ki ekonomik krizlerle rejimde tıkanmaya yol açtıysa imha ve inkar siyaseti bir kez daha büyük bir ekonomik krize ve rejimin tıkanmasına yol açmıştır” dedi.

“DUR DEMEK İÇİN ALANLARDAYIZ”

Türkiye’de gizli ödenekler, güvenlik harcamaları gibi kalemlerde yaşanan devasa artışa dikkat çeken Bozgeyik, “Siyasi iktidar savaş politikalarına sarıldıkça kaybeden halklarımız, emekçilerimiz oluyor. İşte 2020 bütçesinde emekçiye, işçiye, toplumsal cinsiyet eşitlikçi politikalara kaynak yok. Buna dur demek için alanlardayız. İktidar yerel seçimleri kaybedince; yine toplumsal kutuplaşma ve gerginliği arttırmayı, milliyetçilik ve şovenizm üzerinden çökmeye başlayan iktidarının ömrünü uzatmayı hedefliyor. Yıllardır birlikte huzur içinde yaşadığımız Suriye halkına, Kürtlere, Alevilere, Süryanilere, Ermenilere, Asurilere saldırıyor. Emekçilere savaş değil barış, çatışma değil demokratik çözüm istiyoruz. Halkların bir arada barış içinde yaşamasını savunduk, savunacağız” şeklinde konuştu.

“ÜLKEDE YAŞANAN KRİZİ TEYİT EDİYOR”

Silahlanmaya ayrılan payın maaşlardan, sağlık, eğitim, ulaşım, yatırım ve hayati tüm harcama kalemlerinden büyük kesintiler yaptığını söyleyen Bozgeyik, “İğneden ipliğe ardı ardına gelen zamlar, toplu işten çıkarmalar, ücretsiz izinler, angarya çalışma, mesai, nöbet ücreti ödememe gibi durumlar gittikçe artıyor. İflas eden, kepenk kapatan, konkordato ilan eden firmalara her gün onlarcası ekleniyor. Sağlıkta acil durumlar dışında malzeme kullanılmasını engelleyen sözüm ona ‘tasarruf tedbirleri’ ile hayatımız tehlikeye atılıyor. Siyasi iktidar ne kadar kriz yok dese de, TÜİK’te yaşanan Ali Cengiz oyunlarına rağmen, çarpıtılan resmi enflasyon ve işsizlik, gelir dağılımı verileri, üst üste yenilemek zorunda kalan büyüme oranları bile ülkede yaşanan krizi teyit ediyor” dedi.

“YETER Kİ KOL KOLA OLALIM”

Krizin faturasının kimler tarafından ödeneceğinin sorun olduğunu söyleyen Bozgeyik, “Her zaman olduğu gibi yine yoksulun sırtına yıkılması hedefleniyor. Ülkenin yüzde 1’inin yarattığı krizin faturası yüzde 99’a kesilmek isteniyor. En önemlisi, kriz emeğe yönelik saldırıların fırsatı haline getiriliyor” sözlerine yer verdi. Bozgeyik ardından şöyle konuştu:

“Bu sömürü Düzenine itirazımız var, bu düzenin yarattığı krizin faturasını ödemeyeceğiz. İnsanca bir yaşam mücadelemizin önündeki engelleri amanın tek yolunun emek karşıtı, sermaye dostu düzenin değişmesinden geçtiğini vurguluyoruz. Hepimiz biliyoruz ki yüzünü sermayeye, sırtını emekçilere dönen bu düzen kendiliğinden değişmeyecek. Üzerimize çöken karanlık bulutları dağıtarak emeğin, barışın, kardeşliğin dünyasını yakınlaştıracak, laik, demokratik bir ülkeyi kuracak yegane güç bizleriz. Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz. Emeğin birliği ve halkların kardeşliği için bilimden yana, aydınlık bir gelecek umut biziz. Yeter ki kol kola, omuz omuza olalım. Yeter ki dünyanın en büyük ailesi olarak bizi bölmeyi, parçalamayı hedef alan oyunları boşa çıkaralım, birbirimize daha fazla kenetlenelim. Yeter ki yaşadığımız bu güzelim ülkeye özlenen baharı, beklenen aydınlığı getirmek için birlikte mücadele edelim”.

Sözlerine son verirken sokaklarda mücadeleyi büyüten, direnen, demokrasi ve barış için yollara düşen yolculara, sürgün edilen, tutsak edilen herkese selam gönderen Bozgeyik, “Hoşça kalın, umutla kalın, mücadele ile kalın” dedi.

Miting Praksis gurubunun şarkılarının ardından sona erdi.