HEDİYE EROĞLU
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Aralık ayı olağanüstü meclis toplantısının ikinci birleşiminde Mezitli ilçesindeki Eski Mezitli Mahallesi’nde yaşana orman katliamı gündem oldu. Meclis üyeleri yaşananları kınayarak, bölgenin korunması ve imara açılmaması için birlikte hareket etme kararı aldı.
“İMAR PLANINDAN BİLGİSİ OLAN BİRİSİNİN İŞİ GİBİ”
Dilek ve temenniler bölümünde konuyla ilgili ilk olarak söz Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, konunun partiler üstü olduğuna vurgu yaptı. Aynı bölgede 2014 yılında da benzeri bir olayın yaşandığını anımsatan Tarhan, “Aynı vatandaşlar tarafından ağaçlar kesilerek limon bahçesi tesis edildi. Şuanda ürün alınan yetişkin bir limon bahçesi var orada. Orman kesilerek elde edildi burası. 2017’de de tekrar aynı olay yapıldı. Biz gerekli tepkiyi gösterdik. Orman fidan dikti ama 50 dönümlük arazide o fidanlar tekrar sökülerek yine limon bahçesi yapıldı. Geçen Cumartesi gecesi de yine aynı şekilde 76 dönümlük alan yine kesildi. Aynı kişiler tarafından. 2017’deki olaya ilişkin bir kadının adı verildi ve Orman Müdürlüğü’nce o kişiye dava açıldı. Ama bir kadının, bir gecede bu kadar yeri kesmesi de tabiî ki mümkün değil. Bugün ile öyle bir yer kesiliyor ki, imar planından bilgisi olan birisinin işi gibi. Çünkü devlet hastanesi projesi ihale edildi yakın zamanda. Tam hastanenin sınırına kadar geliyor kesilen alan. Hastane noktaları çok iyi biliyor. Bu işi yapanların kalabalık bir grup olduğu zaten ifade edildi. Bunu bir memura yüklemek çok da objektif değil. Bir orman memurunun kestiği iddia ediliyor ama 76 dönümü bir memur tek başına kesemez. Kaldı ki o köylülerde, bunu kalabalık bir grubun yaptığını içerisinde, orman muhafaza memurlarının olduğunu kast ederek çeşitli iddiaları dile getiriyor.
Burada tüm siyasi partilerin, milletvekillerinin de mecliste bu konuda tepki göstermesi gerekiyor. Mevcut yasalarda büyük bir boşluk var. baro başkanının açıklaması da aynı yönde. Yasadaki boşluktan yararlanarak yapılıyor. Bu konuda yasa değişikliği yapmak gerekiyorsa yapılsın. İktidar partisi milletvekilleri de dahil tüm partilerin el birliğiyle, bir daha olmamak üzere bir yasal düzenleme yapması gerekir. Meclis olarak bir tepki ortaya konursa iyi olur” diye konuştu.
“SARHOŞTUM NASIL KESİM HATIRLAMIYORUM’ DİYOR. HADİSE SANKİ KAPANACAK”
MHP’li Meclis Üyesi Mahmut Tat da, olayın garipliğine dikkat çekerek, “Bir gecede bin 500 tane çam ağacı kesiliyor, bir kişi gözaltına alınıyor. ‘Sarhoştum nasıl kesim hatırlamıyorum’ diyor. Hadise sanki kapanacak. Ben dün o bölgedeydim. Bölge önümüzdeki yıllarda çok hızla yapılaşmanın olabileceği, daha da ileriye devletin yatırım yaptığı bir alan. İnsan üzülüyor neden çünkü bin 500 ağacın bir gecede 5-6 saat içinde kesilebilmesi için en güçlü motorlarla 15-20 kişinin bir anda işe başlaması gerekir. Böyle bir çalışmaya kimse müdahil olmuyor ve sonuçta 70 dönüm civarındaki bir arazideki tüm ağaçlar katlediliyor. Ben burada Mersin’den söğüt dalı kırıldığında ayağa kalkan özellikle ‘çevreciyim’ diyen arkadaşlarımızın daha da kıyameti koparması gerektiğini düşünüyordum. Ama şu saat oldu daha kimseden bir tık yok. Bu konuda inşallah biz belediye olarak başta sizler Melis üyeleri ve tüm partilerimizin duyarlı olması, o bölgede belediyemize gelecek imara açılması gibi durumlarda daha hassa davranılması için ricada bulunuyoruz” dedi.
“YEŞİLLENDİRİLMESİ İLE İLGİLİ SEFERBER OLACAĞIZ”
Yenişehir Belediye Başkanı CHP’li Abdullah Özyiğit de, Karadeniz’de art arda orman yangınları varken, Mersin’de de bir gecede 76 dönümlük bir orman alanının kesilerek el koyma girişimi yaşandığını söyledi.
Özyiğit açıklamasını şöyle sürdürdü; “Yağmacı anlayış ödüllendirildiği ve sonrasında bu toprağa sahip olduğu sürece para cezasını veya yatacakları 3-5 günü göze alıyorlar. Böyle aymazlıklar yapılmaktadır. Bunun önüne süratle geçmek gerekiyor. Aynı şahsın 2017’de de ormanı katlettiği ve burayı narenciye bahçesi yaptığı ifade ediliyor. Orman müdürlüğümüz ben konuyu takip ettim. 2017’de yapılan yer olmak üzere kesilen yerleri ağaçlandırma ile ilgili şuanda çalışıyor. Bunu dışında TEMA ile görüşmem de konuya sonuna kadar sahip çıkacaklarını ifade ettiler. Biz de kendilerine sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu yağmaya göz yumduğumuz müddetçe bunun önü alınamaz. Ancak yasal yetersizlikleri de burada konuşmak gerekiyor ve Türkiye Büyük Millet meclisi’ne de bir mesaj vermek gerekiyor. Yani insanların gözünün içine bakarak bir yerin katledilmesi, doğanın katledilmesinin para cezası ile geçiştirilmesini anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Muhakkak bu konuda da TBMM’de gerekli çalışmalar yapılacaktır vekillerimiz tarafından.
El birliğiyle halkın ortak malına sahip çıkacağız, bizim meclisimizden de görevi. Bunun Anamur’da veya Mezitli’de olması bir şeyi değiştirmiyor. O alanların yeşillendirilmesi ile ilgili seferber olacağız”.
“BİR KİŞİNİN İŞİ OLAMAZ”
HDP’li Meclis Üyesi Ali Tanrıverdi de meclisin ağaç katliamına karşı duyarlılığını takdir ederek, “Bu yapılanlar yanlarına kar kalamamalı. Kesinlikle bu iş, bir kişinin tek başına yalnız yaptığı bir iş değildir. Perde arkasında bunu teşvik edenler olduğu, bir takım çevrelerden destek gördüğünü ve birtakım yasal boşluklardan yararlanarak ilerde buranın bir rant alanına dönüştürülmek istendiğini de hepimiz biliyoruz. Bunun önün geçebilmek için özellikle meclisimizin, belediyemizin ve tüm duyarlı kurumların doğanın tahrip edilmemesi, ekolojik dengenin korunabilmesi için hassasiyet gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu işin perde arkasında birilerinin olduğunu biliyorum ve onları lanetle kınıyorum. Bu işin peşini bırakmamamız gerekiyor. Kamuoyunda bir çalışma yapmalı, onların hedeflerine ulaşamayacağına ilişkin net mesajlar vermeliyiz. Bu duyarlılığa belediyemizin öncülük edeceğine de inanıyorum. Mersin doğasıyla, yapısıyla, örnek gösterilebilecek yerdir. Gelin bunu gözümüzün nuru gibi hep beraber, siyaset gütmeden koruyalım” dedi.
AKP’li Meclis Üyesi Zafer Şahin Özturan da, “Ormanı o hale getiren her kimse esefle kınıyoruz. Biz de bu işin sonuna kadar şehirde birlik beraberlik içerisinde üzerine gideceğimizi buradan biz de deklare ediyoruz” dedi.
“YASALAR EKSİK DEĞİL, UYGULAMADA YANLIŞLIKLAR VAR”
CHP’li Meclis Üyesi Ali Dinsever de, hukukçu kimliği ile yasaların yeterliliğine ancak uygulamadıkları eksikliklere dikkat çekti. “Orman talanları ile ilgili konuda aslında mevzuat açısından bir problemimiz yok” diyen Dinsever, “Kamuoyunda yanlış tartışılıyor, mevzuatta bir eksiklik varmış gibi tartışılıyor. Bu doğru değil. Mevzuatımız son değişiklik ile birlikte Avrupa Birliği iyim sürecinde yapılmış bir düzenleme ile hem ceza kanununu hem de orman alanlarının korunması anlamında yürürlükte. Ama bizim ülkemizin genel bir hastalığı var; biz takip yapamıyoruz, sahip çıkamıyoruz. Şuan ki kanuna göre o eylemi yapan kişiler hakkında düzenlenen ceza miktarı 3 aydan 5 yıla kadar. 3 ay bölümünü görüyoruz ama 5 yıl bölümünü görmüyoruz. Arttırıcı sebeplerle birlikte maksimum ceza verilmesi halinde 10 yılın üzerinde hürriyeti bağlayıcı ve ertelenmeyen ceza çıkar. Bunlara af da yok. Bu düşük bir ceza değil ama bizde problem şu; alt sınır 3 ay, kamuoyu takip etmediği zaman kendisini özgür ve karar verici hissedemeyen mahkemeler tarafından alt sınırdan cezalar verilerek, bu suçlar sanki yokmuş gibi görülüyor.
“TAKİPÇİSİ OLMALIYIZ”
Bize düşen şu; eğer gerçekten bu konuda samimiysek, hassasiyetimizi sürekli olarak kadın cinayetlerinde, çocuk istismarlarında olduğu gibi bu alanda da göstermemiz lazım. Ve takipçisi olmamız lazım. Takipçisi olduğumuz durumda neticeye varacağız ve caydırıcı hale gelecek. Bir vatandaşın kurban seçilerek getirilmiş, teslim edilmiş bir vatandaş üzerinden meselenin lince çevrilmesinin de doğru olmadığını düşünenlerdenim. Ama cezaların caydırıcı etkisinin özellikle orman suçlarında mutlaka uygulanması ve takipçisi olunması gerekir. Büyükşehir Meclisi; bir önerge ile başkana yetki verip, bu davanın müdahili olup, sembolik de olsa takipçisi olunmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Biz takipçisi olursak bu yağmanın, bu talanın, bu kıyımın nüne geçeriz. Biz ‘yaş kesenin başını keserim’ diye fetva veren bir kültürden geliyoruz. Evet kimsenin başını kesmeyelim ama ormanlarımızı koruyalım istiyoruz” şeklinde konuştu.
BÜYÜKŞEHİR DAVAYA MÜDAHİL OLACAK
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de, davaya müdahil olma talebine destek olacağını belirterek, “Orman kesimi hiçbirimizin arzu etmediği bir durum. Herkes de hassasiyetin idile getirdi. Aslında yasalar, anayasa açık. Ormanla ilgili değerlendirmeler açık, ‘devlet burayı koruyacak’ diyor. Alamaz, satamaz, daraltamaz, zarar verilmesine müsaade edilemez. Her şey orada yazıyor. Buna bağlı kanunlarda açık, cezai müyedeler var üstelik bu cezalar af kapsamı dışında tutulmuş. Ama uygulamada sıkıntılar var. Bir öneri geldi. Ben açığım. Meclis kararına gerek var mı bilmiyorum ama bu davalara hukukçu meclis üyeleri katılabilir. Bu konuda bir hazırlık yaparsanız ben de desteklerim.
“İMARA AÇILMAYACAK”
Evvel eski Türkiye’de olan bir şey, arazi mafyası olayı var. Özellikle rant kokan yerlerde orman katliamları çok olur. Tatil beldelerinde, bunlar hep olur, işgaller olur. 2B arazilerine bakın daha çok hep bu bölgelerdedir. Ama bu demek değildir ki, ‘bu tip kriminal olaylar oluyor, ağaçlar kesiliyor, biz de burada uyuyoruz, yarın önümüze gelecek planlar biz de oraları imara açacağız’ bu komik bir durum. Böyle bir durum kesinlikle söz konusu değil. Biz kesinlikle karşısında oluruz. Neden kestiler, nasıl kestiler, organize bir tertip midir, birileri göz yummuş mudur yetkili merciler bunu araştırıyordur ama bunun sonucunda, ‘biz buradan ağaç keselim, nasıl olsa biz belediyeden adam buluruz, orayı imara açarız’ diyenler bunları geçsinler. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olamaz, böyle bir muhatap da bulamazlar”