KA.DER’in en genç şube başkanı unvanına sahip Aysu Zeka, eşit temsil için kadınları dernek çatısı altında el ele vermeye çağırdı.
HEDİYE EROĞLU
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Mersin Şube Başkanı Aysu Zeka, Mercan TV’de yayınlanan Arka Plan Programına konuk oldu ve önemli açıklamalar yaptı. Geçtiğimiz günlerde yapılan genel kurulda güven tazeleyerek KA.DER’in en genç şube başkanı unvanını koruyan Başkan Aysu Zeka, kadınlara KA.DER çatısı altında birleşme çağrısı yaptı.
KARAR ORGANLARINDA EŞİT TEMSİL DEMOKRASİNİN GEREĞİ
SORU: KA.DER hakkında bilgi verebilir misiniz?
A.ZEKA: KA.DER, kadınların ve erkeklerin her alanda eşit olarak temsil edilmelerini savunan bir kadın örgütüdür. Toplumu ve bireyleri ilgilendiren kararların alındığı, seçim ve atama ile oluşan tüm karar organlarında kadın erkek eşitliğini demokrasinin bir gereği olarak kabul eder.
Türkiye’de kadınlar, farklı sosyal alanlarda varlıklarını kanıtladıkları halde üst düzey yönetimlerde, özellikle de siyasette, eşit temsilden hala çok uzak bir konumdadırlar. Bu eşitsizliği gidermek, tüm yurttaşların kararlara katılımını sağlamak, kadın deneyimi ve çözüm üretme yeteneğini sosyal ve siyasal alanlara kazandırmak amacıyla Mart 1997’de kurulan KA.DER, seçimle ve atamayla gelinen tüm karar organlarındaki kadın temsil oranlarını yükseltmek için çalışır.
KA.DER, siyaset alanının toplumsal yaşam üzerindeki tayin edici özelliğini göz önünde bulundurarak, öncelikle siyasette eşit temsilin sağlanmasını ana hedef olarak belirlemiştir. Siyaset alanında sağlanacak eşit temsil, kadın erkek eşitliğinin her alanda gerçekleşmesini kolaylaştıracaktır
“1850’LERDEN BERİ MÜCADELE EDİLİYOR”
SORU: Eşi temsil mücadelesinde bugün neredeyiz?
A.ZEKA: 1850’lerden beri Türkiye’de bir kadın mücadelesi var. Aslında, Osmanlı döneminden beri kadınlar siyasete girebilmek için, toplumda var olabilmek için birçok çaba sarf ediyor. İlk önce 1850’lerde Osmanlı’da dergiler, dernekler kuruluyor. Yavaş yavaş Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte 1900’lerde ilk feminizm dalgası Türkiye’ye yerleşiyor. Kadınların bu mücadelesi 1934 yılında resmiyete kavuşuyor ve kadınlar resmi olarak seçme ve seçilme hakkını elde ediyor. Birçok ülkeden de çok önce elde ediyor. 1997 yılında KA.DER kurulduğunda bizim seçim oranımız yüzde 2.2 civarıydı. 1998 seçimleri ile birlikte ikiye katlandı. Hedefimiz tabi ki yüzde 50, eşit temsil.
SORU: KA.DER aynı zamanda Türkiye genelinde örgütlü bir yapı. Bu yapıdan da biraz bahsedebilir miyiz? Mersin’in bu yapı içerisindeki yeri nedir?
A.ZEKA: Genel merkezi İstanbul’da. Temsilcilikler şeklinde yürütülen iller ve şubeler de var. KA.DER, Mersin’de 2000 yılında kuruldu, şube olarak başladı sonra bir müddet temsilcilik olarak devam etti. Şu anda da geçtiğimiz kasım ayında tekrar şubeleşmiş bir süreç genel merkezin aldığı karar doğrultusunda şubeleşti. Burada da sayımız çok arttı. Genel merkez politikalarıyla uyumlu çalışan, farkındalıkları Mersin’de de yaratmaya çalışan, bu noktada genel merkezin uyguladığı politikaları Mersin’de yaşatmaya çalışan bir dernek. 20 yıllık emekten dolayı ve Mersin’de sayımız gitgide arttığı için tekrardan şubeleştik ve şu anda şube olarak devam ediyoruz.
SORU: Genç kadınları artık siyasete daha yakın görüyoruz. Bunda KA.Der gibi yapılarca zemin yaratılmasının etkisi var diyebilir miyiz?
A.ZEKA:Her ne kadar siyasi partiler ‘kadın kotası’ deseler de bu kota çok düşük. Eşit temsil sistemi istiyoruz biz. Kota konulacaksa yüzde 50 kadın kotası konulsun mesela. Bu noktada siyasi partiler, kadınlara bu olanağı çok kısıtlı tanıyorlar. Dernek ya da sivil toplum kuruluşları aracılığıyla kadınlar kendilerine yer bulmaya çalışıyorlar. Mesela ben 25 yaşındayım daha ve bir sivil toplum kuruluşu şubesinin başkanlığını yürütüyorum. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarının da, derneklerin de, siyasi partilerin de gençleşmeye ihtiyacı var. Çünkü dünya değişiyor, sorunlarımız değişiyor, sorunlara gençlerin bakış açıları daha farklı oluyor, daha pratik çözümler üretebiliyorlar. Bu noktada KA.DER güzel bir adım attı. Devam eden süreçte, KA.DER’le birlikte güzel işler yapacağımı umuyorum. Partileri, dernekleri de gençleşmeleri için de destekleriz.
GENÇLERİN ÖNÜ AÇILMALI
SORU: Genç kadınların da bunu istemesi önemli. İsteme kısmında bizim takıldığımız nokta neresi? Siz 25 yaşındasınız, ‘benim önüm açılmaz, mutlaka ben geri planda kalırım, izin vermezler engellenirim’ önyargısı oluşuyor mu ilk etapta da olsa?
A.ZEKA: Tabi ki var çünkü hem kadınlar açısından hem de gençlerin genel sorunu bu ama kadın olunca 2 katı eşitsizlik oluyor. Hem geleceğe olan güvensizlik, hem iş hayatının kötü gidişi, üniversite hayatının belki kötü gidişi, bunlar üst üste binince ister istemez insanda acaba olur mu endişesi oluyor ama olur neden olmasın ki? İnsanların isteyince yapamayacakları şey yok. Bir şeyleri değiştirme umudu, bir şeyleri başarma umudu yetiyor. Her ne kadar karşılarına olumsuzluklar çıksa da o umut insanı bence yaşatıyor. Eğer siyasiler, yerel yönetimler ya da diğer siyasi dernekler, sivil toplum da gerçeklerle iç içe girerse daha güzel bir dünya olur.
Yaptığımız sloganlardan biri de, siz kapı kapı geziyorsunuz adaylar için, kendiniz aday olun, kendiniz için gezin. Özellikle muhtarlık seçimlerinde ya da ilçe belediye seçimlerinde aday olsalar bu kadın kollarının, gençlik kollarının mükemmel şekilde çalıştıklarını görüyoruz.
MUHTARLARDA, MERSİN ÖNDE
SORU: Mersin için ne söyleyebiliriz, eşit temsil mücadelesi için?
A.ZEKA: Mersin’de geçen yerel seçimde 8 tane kadın muhtar vardı, şu an 21 tane var. Türkiye ortalamasının çok üstünde. Bunda KA.DER’in de etkisi olduğunu inkar edemeyiz çünkü biz kadın muhtarların propaganda sürecinde bir aradaydık. Kadınları bir araya getirdik, farklı mahallelerden kadınlar var ve bir araya geldiklerinde çok güzel bir sinerji yarattılar. Öyle ki kendi aralarında küçük gruplar oluşturup birbirlerinin mahallelerinde broşür dağıttılar. Kadın dayanışması böyle bir şey. Biz KA.DER olarak bu noktada kadınlara çeşitli eğitimler verdik. Geçtiğimiz seçimlerden önce KA.DER Genel Merkezi Antalya’da, çeşitli illerden 100 tane muhtarın katıldığı bir eğitim düzenledi. Mersin’den de katılım oldu fakat Mersin’de o kadar çok kadın aday vardı ki biz hepsini Antalya’ya gönderemedik. Bunun üzerine buradaki kadın adaylara Mersin’de 2 günlük bir eğitim düzenledik.
SORU: Bu eğitimlerden biraz örnekler, başlıklar verelim. Neler anlatıldı?
A.ZEKA: Bunlar eğitimler afiş basma, broşür hazırlama, toplumsal cinsiyet eşitliği, propaganda süreci yürütme, seçildikten sonra yapılacak bürokratik işler. Bunlara genel olarak her eğitimde özellikle muhtar eğitimlerinde yer vermeye çalışıyoruz. Bundan öncesinde 2018 yılında Şirin Tekeli Siyaset Okulumuz vardı. KA.DER ile tanışmama vesile olan bir okuldu.16 haftalık bir sertifika programı bu. 10 hafta boyunca her hafta sonu 2 gün kadınlar eğitime geldiler. Toros Üniversitesinin ev sahipliğinde yaptığımız bir etkinlikti. Bu eğitim boyunca bu başlıkların hemen hemen hepsine yer verdik. Ama son yaptığımız muhtar eğitimi daha kısa süreli oldu. 2 gün boyunca kadınların seçilmek için neler yapması gerektiğinden propaganda sürecine, broşürlerin tasarımına kadar. Biz mümkün olduğunca bize başvuruda bulunan her aday için bunu yapmaya çalışıyoruz.
KA.DER üyesi olsanız da olmasanız da eğitimlerden yararlanabilirsiniz. Karşıdan herhangi bir talep istenmiyor, beklenmiyor. Bu eğitimlerimiz ücretsiz oluyor. Bahsettiğim 2 günlük muhtar eğitimi ücretsizdi ve tüm muhtarlara, tüm adaylara açıktı.
“LÜTUF DEĞİL, HAK”
SORU: Eğitimler nasıl fark ediyor, nasıl değişim gözleniyor? Mesela siz yaşadınız bunu kendiniz.Doğru bilinen yanlışlar var çünkü.
A.ZEKA: Çok fazla var. Toplumsal cinsiyete duyarlılığı, farkındalığı çok fazla olmayan bir toplumda yaşıyoruz. Mesela bayan kelimesi dilimize yapışmış, bayan değil kadın. En basitinden bu farkındalığı yaratmak bile bu eğitimlerde çok kıymetli oluyor. Kadınların özgüveni artıyor, kadınlar aday olmaya istekli oluyor, korkmuyorlar. Çünkü korkunun en temel nedeni bilmemektir. Bilmediğimiz için adım atmaya korkuyoruz. Bu eğitim süreci bize hem öğrenmeyi hem de öğrendiğimiz zaman özgüvenimizin ne kadar arttığını gösteriyor. O eğitimlerden sonra aday olmak kafasında yer edinen pek çok kadın var.
Aslında bunun bir lütuf değil, bir hak olduğunu idrak ediyor. Zaten eğitimlerin en başında kadınların haklarından bahsediyoruz. Siyasi hakları, siyasette yer alma hakları, seçim süreci, mesela seçilmiş kadın adaylar var, bu adaylar aynı zamanda bizim üyelerimiz, genel merkez üyemiz, danışma kurulu üyemiz. Örnek olarak geliyorlar, kendilerini anlatıyorlar, seçim sürecinden bahsediyorlar, tecrübelerinden bahsediyorlar. Zor ama aşılması mümkün olmayan bir engel olmadığını anlatıyorlar. Bu da karşıdaki kadına özgüven yüklüyor. Muhtarlık deyip küçümsememek gerekiyor, demokrasi yerelde başlar. Bu eşitlik, demokrasi muhtarlıkta başlarsa tüm Türkiye’ye sirayet eder aslında.
GELECEK UMUT VERİCİ
SORU: Muhtarlığın devamında Belediye Meclisinde de mesela Büyükşehir Belediye Meclisinde, diğer alt ilçe meclislerinde de kadınlar daha görünür şu anda. Bu sayı artar mı gelecek seçimlerde?
A.ZEKA: Şu an bildiğim kadarıyla 36 tane kadın meclis üyesi var. Tabi ki artacak, artması gerekir. Mesela Büyükşehir Belediyesinde bir kadın meclis üyemiz aynı zamanda başkan yardımcısı olduğu için temsilde de artık öne çıkıyor. Bunlar çok kıymet ve umut verici şeyler. Ama yetmez, yüzde 50 eşit temsile kadar KA.DER bu uğurda çabalayacak.
KA.DER’in en büyük sloganlarından biri de yüzde 50 eşit temsildir. Fermuar sistemiyle işlemeli her şey, her alanda, 1 kadın 1 erkek şeklinde olmalı.
SİYASETE KADIN BAKIŞ AÇISI LAZIM
SORU: Değişim siyasetle mümkün. Bunu geçmişte çok hissetmiyorduk, yatırım olarak bakıyorduk siyasete artık böyle değil, biliyoruz. Ama mevcut siyaset dili özellikle kadınlar için zorlayıcı, bu nasıl aşılabilir?
A.ZEKA: Zaten siyasette emin bir dil mevcut. KA.DER’in önemli bulduğu konulardan biri de eril siyaset dilini kırmak ve kadın siyaset bakış açısıyla siyaset yapmak.
SORU: Nedir bu kadın siyaset bakış açısı?
A.ZEKA: Toplumsal cinsiyet eşitliğini, kadın bilincini, kadın sorunlarını, çocuk sorunlarını, LGBT-i sorunlarını göz ardı etmeden yani insan olmanın gereklerini barındırarak siyaset yapabilen bir bakış açısı, kadın bakış açısı. Bu noktada baktığımızda siyaseti böyle yapmalıyız. Çünkü ötekileştirmek, göz ardı etmek zaten mevcut olan bu, bunu değiştirmeye çalışıyoruz ama bu bakış açısıyla zaten şu anda mevcut durum içerisinde yer almamız çok zor. Bu noktada değişimi buradan başlatmalıyız.
SORU: Biz hep batıdan örnek veriyoruz ama yanıldığımız şey şu; batıda kadın hakları çok iyi düzeyde değil, insan hakları ön planda aslında. Kadınlara pozitif ayrımcılık söz konusu değil.
A.ZEKA: Doğru bir noktaya parmak bastınız. Şöyle ki kadın cinayetleri dünyanın her yerinde var. Şiddetin sadece fiili bir boyutu yok, psikolojik, ekonomik boyutu da var. Bu noktada şiddet, ataerkil yapı her yerde. Biraz da bunu kırmak için mücadele ediyoruz. KA.DER’de daha çok bunun siyasi ayağında var olmaya çalışıyor, bu ayağını kırmaya çalışıyor. O eril yapıyı kırmak aslında önemli olan bu noktada. Kadınlara bu bakış açısını yerleştirmeye çalışıyoruz. Eğitimlerimizde o yüzden toplumsal cinsiyet eşitliği konusu çok önemli. Bu konudan ne kadar çok bahsedersek o kadar çok görünür olur. Bu mantalite ile ilerliyoruz. Gerek billboardlarda bunu yansıtıyoruz, gerek reklamlarda, gerek kamu spotunda, gerek yaptığımız her eğitimde buna değiniyoruz ki, bu yapıyı böyle kırabiliriz çünkü.
“İSTEMELİYİZ”
SORU: İstememiz gerektiğini kavramamız gerekiyor. İstemediğimiz taktirde kimse bize bir şey vermeyecektir, ne eşit temsil, ne sorunlarımıza çözüm. Öyle mi?
A.ZEKA: Kesinlikle öyle. Ne kadar çok istersek, ne kadar çok dile getirirsek, ne kadar çok birlikte çalışırsak, o kadar çabuk hedefe hep birlikte ulaşırız. Hepimizin sorunu ise hep birlikte çözebiliriz.
Örneğin kadınsan daha düşük ücret alacaksın, ya da mobbinge maruz kalacaksın, daha çok çalışacaksın. Bu algıları yıkmak için çalışıyoruz.
Ayrıca şöyle bir algı da oluşmasın, belli bir eğitim seviyesine ulaşmış ya da ekonomik özgürlüğünü elinde tutan kadınlar şiddet görmüyor. Karı koca profesörler adam, eşini dövüyor, yani bu hayatın her yerinde. Şiddet; eğitim, bilgi birikimi, ekonomik birikim bunların hiçbirini tanımıyor. Şiddet hepimizin problemi, bunları hepimiz bir araya gelerek çözebiliriz. KA.DER zaten burada farklılık yaratmaya çalışıyor. Son olarak şunları söylemek istiyorum, kadınlar aday olmaktan korkmasınlar, bu bir cesaret işi ama adım atıldıktan sonra, sizi destekleyenler de yanınızda olduktan sonra kolayca hedefinize ulaşabileceğinizi umuyorum. Bu noktada aday olmak, bilmediğinizi öğrenmek, bunlar sorulup da öğrenilebilecek şeyler. Tabi ki yardımlaşmak, dayanışmak bu noktada çok kıymetli. KA.DER olarak da biz sizlere kadın bakış açısıyla hareket ettiğiniz zamanlarda destek olacağız. Biz bunun için varız, bunun için kurulan bir derneğiz. Yüzde 50 eşit temsil sağlanana kadar devam edeceğiz.