Mersin Tabip Odası, panik ortamı yaratan corona virüsüne halkın daha sakin yaklaşması gerektiğini açıkladı. Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, “Paniğe değil, önlem almaya ihtiyacımız var” dedi.
AYŞENUR ÖNAL
Mersin Tabip Odası Türkiye’ye de gelen corona virüsü hakkında halkı bilinçlendirmek için basın açıklaması yaptı. Paniğe değil, önlem almaya ihtiyacımız olduğunu söyleyen Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, “Sağlık bakanlığı nihayet geçtiğimiz gün Türkiye’de corona virüs vakası olduğunu kabul etti. Dünya Sağlık Örgütünün Pandemi ilan etmesinden hemen önce vakanın kabul edilmesi önemli ama geç kalınmış bir açıklamadır” dedi.
Türkiye’de 2 temel yanlış yapıldığına vurgu yapan Antmen, “Birincisi, hiçbir şey yokmuş gibi davrananlar, ikincisi de panik havası yaymaya çalışanlar. Bu iki tavrın da çok yanlış olduğunu; paniğe değil, önlem almaya ihtiyacımız olduğunu bir kez daha vurgulamak ve dünyada yeni corono virüs salgınının nasıl bir durumda olduğunu gözler önüne serdikten sonra neler yapmamız gerektiğini de sizlerle paylaşacağız” diye konuştu.
Dünya çapında corona virüs Covıt-19 bulaşan kişi sayısı 114 bin 809 kişi olduğunu söyleyen Antmen, şunları kaydetti;
“Bu vakalar dünyanın 115 farklı ülke ve bölgesinde yaşandı. Virüs nedeniyle ölen kişi sayısı 4 bin 031, iyileşen sayısı 64 bin 081. Ağır ve kritik vaka sayısı 5 bin 711. En çok vaka Çin 80 bin 754, İtalya 9 bin 172, Güney Kore 7 bin 513, İran da 7 bin 161 görüldü. Ölümler de buna paralel; Çin 3 bin 136, İtalya 463, İran 237, Güney Kore 54 kişi.
“ENDİŞENİZİ YÜZDE 94 ATIN”
Çin’de değilseniz ve yakın bir tarihte Çin’i ziyaret etmediyseniz, endişenizi yüzde 94 atmanız lazım. Gerçekten Covit-19 size bulaştıysa, yine de paniğe gerek yok çünkü: yüzde 81 hafif formda, yüzde 14 orta, sadece yüzde 5 kritik formda seyrediyor. Atipik zatürede ölüm oranı yüzde 10, Covit-19 da yüzde 3,4; elli yaş altı ise 0,2.
10 Şubat pik günlerden birisiydi; Çin’de Covıt-19 dan 108 kişi öldü. Aynı gün; 26 bin 283 kişi kanserden, 24 bin 641 kişi kalp hastalıklarından, 4 bin 300 kişi şeker hastalığından öldü. Her gün; sivrisinekler 2 bin 740, insanlar bin 300, yılanlar 137 kişinin ölümüne sebebiyet veriyor.”
“GEREKLİ TEDBİRLER BİR AN ÖNCE ALINMALI”
Tüm bu tespitlerden yola çıkan Antmen, “Sağlık Bakanlığı tarafından; gerekli tedbirler bir an önce alınmalı, TTB ve diğer sağlık meslek örgütleri ile gerekli diyalog sağlanmalıdır. Son iki gündür Pandemi Kurullarının kurulması, henüz tamamlanmamış olsa da çalışma planlarının hazırlanması, merkezi hastanelerin bazı bölümlerinin olası salgına yönelik hazırlanması çok önemli gelişmelerdir ancak çok daha önceden yapılması gereken şeylerdir. En azından bugünden sonra bu önlemlerin alınmasında ve kişilerin eğitiminde kamunun gücünden yararlanmak ve görsel medyayı yaygın bir şekilde kullanmak önemlidir” dedi.
“BİRİNCİ BASAMAK OLAN AİLE HEKİMLİKLERİNİ TERCİH ETMEYE ÇALIŞIN”
Halka yönelik ise gereksiz panik yapmayın diyen Antmen, “Klasik ve sosyal medyadaki abartılı haberlere kanmayın. Dünyanın sonu gelmiş gibi medikal malzeme, ilaç, gıda maddesi stoklamayın. Kişisel hijyeninize dikkat edin, Kapalı alan etkinliklerinden uzak durmaya çalışın. Yurtdışı seyahatlerinizi erteleyin, Çok basit şikayetleriniz nedeniyle hastanelere ve özellikle acil servislere gitmeyin, birinci basamak olan aile hekimliklerini tercih etmeye çalışın. Aksırırken ve hapşırırken ağzınızı tek kullanımlık mendil ya da dirseğinizin içi kısmı ile kapatın, Özellikle ellerinizi sabun ve suyla sık sık yıkayın, minumum yüzde 70 seyreltilmiş alkol ile ellerinizi sık sık dezenfekte edin. Bol su, bol sıvı gıda, C vitamini yüksek meyve, sebze ve doğal vitamin-minerallerle bağışıklık sisteminizi güçlü tutun. Tüm bunları yaptığınız taktirde çok kısa bir süre içerisinde bu salgın ortadan kalkacak ve bizler normal hayatımıza devam edeceğiz” diye konuştu.
“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMINDAN VAZGEÇMELİ”
Yaşanan salgının sağlık alanını olumsuz etkilememesi gerektiğini kaydeden Antmen, “Bu vesileyle şunu bir kez daha anımsatıyoruz ki; onlarca yıldır iddia ettiğimiz gibi Türkiye acilen tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik politikalarından ve özellikle son 17 yıldır yerleştirmeye çalıştığı sağlıkta dönüşüm programından vazgeçmeli, koruyucu sağlık hizmetlerine yönelmeli ve özellikle ‘224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası’ günümüze uygun bir şekilde yeniden düzenlenerek uygulanmalı, hastalıkların yayılmasında doğrudan etkisi olan ‘aşı karşıtı’ eğilimlerle mücadelesini arttırmalıdır.