Haber Merkezi
HMH’daki değişiklik önerisindeki amacın, yargının üç sacayağından biri olan avukatı yargının dışında bırakmak olduğunu vurgulayan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Duruşma düzenine ilişkin HMK m. 151’in yeni önerilen şekli şudur: Madde 151- (1) Hakim, duruşmanın düzenini bozan kimseyi, bunu yapmaktan men eder ve gerekirse, taraf avukatları hariç, derhal duruşma salonundan çıkarılmasını emreder. Taraf avukatları hakkında ise 79. madde hükmüne göre işlem yapılır. (Eski Hali: Hâkim, duruşmanın düzenini bozan kimseyi, bunu yapmaktan men eder ve gerekirse, avukatlar hariç, derhâl duruşma salonundan çıkarılmasını emreder.
Yürürlükteki HMK ile avukatların mesleklerini daha rahat yerine getirmeleri, yargıdaki eşitlik ilkesini ve savunmanın önemini ortaya koymaları adına duruşmadan çıkartılması uygulamasına son verilmişti. Ancak, HMK’da önerilen değişiklik, hak arama özgürlüğüne, etkin, adil yargılama ve savunma özgürlüğüne vurulan bir darbedir. Keyfiliğin önünü açabilecek bir düzenlemedir. Yargının üç sacayağından biri olan avukatı yargının dışında bırakmaktır” diye konuştu.
“HAKİME VERİLEN YETKİNİN MAKUL HİÇBİR SEBEBİ YOKTUR”
HMK’da yapılması düşünülen değişikliğin hakime sınırsız güç vereceğine dikkat çeken Yeşilboğaz, “Uygulamada zaman zaman avukatların duruşmalarda mesleki faaliyeti nedeni ile zor anlar yaşadıkları görülmekte iken, avukatı yalnızlaştırarak etkin ve ısrarlı savunma yapmasını engellemeye çalışılmaktadır. Uygulamada avukatların zaman zaman sözlerinin kesildiği, ısrarlı taleplere rağmen önemli beyanlarının tutanaklara geçirilmediği, hâkimlerin kural ve etik dışı davranışlarının tutanak altına alınması taleplerinin geri çevrildiği, usûl hükümlerinde yer almayan gerekçelerle taleplerinin reddedildiği, hatta hâkimin avukatın meslek ve onurunu zedeleyen davranışlarda bulunduğu olaylar çok kez yaşanmıştır. Böyle bir durumda mahkemenin tek yanlı tutacağı tutanakla avukatın sorumluluğunun doğması ve kendi açısından olayı açıklayamaması gibi durum ortaya çıkacaktır. Taraf avukatları duruşma salonundan çıkarılamazken, duruşmada bulunan avukatların duruşmadan çıkarılması konusunda hâkime yetki verilmesinin makul hiçbir sebebi yoktur. Adliyelerin sadece hâkimlerin değil, aynı zamanda avukatların da çalışma alanları olduğu unutulmamalıdır. Bu uygulama, savunma mesleğine yapılan sözlü ve fiili saldırıların önünü de açacaktır” şeklinde konuştu.
“AVUKATIN DURUŞMADA BULUNMASI KEYFİ DEĞİL, ZORUNLULUKTUR”
Avukatlık Kanunu’nun 1. ve 2. maddesi ile diğer hükümler kapsamında; avukatın yargının ayrılmaz parçası olup kamu hizmeti gördüğünü ve adaletin gerçekleşmesine hizmet ettiğini belirten Yeşilboğaz, “Bir avukatın taraf vekili olmasa dahi, duruşma salonunda bulunması orada zaman geçirmek için keyfi bir durum değil, mesleki bir zorunluluktur. Çocuk istismarı, kadın cinayetleri gibi hak ihlali davalarına gözlemci ve muhadil olarak katılan baroların duruşma salonlarından uzaklaştırılarak mağdurun savunma hakkına, adil yargılanma hakkına engel olunacaktır. Avukatın hukuk ve meslek kurallarına aykırı davranışı tabiki korunmamalıdır. Buna ilişkin gerekli yaptırımlar da Avukatlık Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ülke olarak corona virüs salgını nedeniyle zor günler geçirdiğimiz bu süreçte, birlik ve dayanışma içinde olmamız gerekirken, avukatlık mesleği ve adil savunma hakkı için endişe verici ve utanç verici bu yasa teklif geri çekilmelidir” dedi.