OLAĞAN DIŞI GECENİN MAĞDURLARI: FIRINCILAR


 

Sokağa çıkma yasağının ardından konuşan Fırıncı Tuncay Karabulut, “Hükümet yetkilileri illaki düşünmüştür yığılma olacağını ve vakaların artacağını. Ama o gece tahmin mi edemediler, artık ne olduysa olağan dışı bir gece yaşandı” dedi.

AYŞENUR ÖNAL

Sokağa çıkma yasağının gece yarısına saatler kala açıklanmasının ardından insanlar fırın ve marketlere doluştu. Yaşanan sürecin en büyük mağdurlarından olan fırıncılar hazırlıksız yakalandıkları için isyan ettiler. Mersin’de gece yarısı aniden sokaklara akın eden insanların ne marketlerde, ne fırınlarda sosyal mesafeye, maske kullanımına uymadıklarını belirten Fırıncı Tuncay Karabulut, “Halkımız tabi ki tedirgin, tüm dünya insanları tedirgin. Bilim kurulu ve hükümet yetkililerinin yaptıkları açıklama sonrası, insanların ana tüketim maddesi olan ekmeğe rağbeti çok yoğun oldu. Bu panik havası insanların sosyal mesafe kurallarına uymalarının önünde bir engel oldu. 200 metre kare bir satış alanımızda belirlenen kurala göre 20 kişi olması gerekirken, yasağın başlatılacağı gece 100-150 tane insan girdi. Engelleyemedik, ciddi bir yığılma oldu. Ama gereken açıklamaları kendilerine yaptık, fırınların yasak günleri içerisinde açık olduklarını duyurduk” dedi.

Yapılan sokağa çıkma yasağının tam olarak yerinde bir karar olmadığını söyleyen Karabulut, “En azından Fırıncılar Odasına, valiliklere önceden bir bildirge yayınlayarak bizim hazırlıklı olmamız sağlanabilirdi. Ya da fırınların, eczanelerin açık olduğunu yasak açıklamasından önce bildirerek bir nebze bu izdihamın önüne geçebilirlerdi. Bu yerlerin açık olacağını sokağa çıkma yasağından sonra yaptılar. İnsanlar acaba açık olmaz mı diye düşündü. Biz işletmeler bile açılıp, açılmayacağını bilmiyorduk” diye konuştu.

“OLAĞAN DIŞI BİR GECE YAŞANDI”

Sonuçta böyle bir gece geçirdiklerini belirten Karabulut, “Umarım bu yaşanan izdiham vakaların artışına sebep olmaz. Hükümet yetkilileri illaki düşünmüştür yığılma olacağını ve vakaların artacağını. Ama o gece tahmin mi edemediler, artık ne olduysa olağan dışı bir gece yaşandı. İnsanlar sanki 1 ay dışarı çıkamayacak gibi sokağa döküldüler. Hastalık taşıyan kişiler illaki bu virüsün daha geniş kitlelere yayılmasına sebep oldu. Yapacak bir şey yok artık. Olan oldu, ama dediğim gibi tedbirlerin önceden alınması gerekiyordu. Umarım korktuğumuz başımıza gelmez” dedi.

“HERHANGİ BİR GELİRİM YOK, ÇALIŞMAZSAM GEÇİNEMEM”

Maddi kaygılarından dolayı fırında çalışmaya başlayan öğrenci Rıfat Arslan, “Öğrenciyim, bu sene okulu bitirecektim, biter mi bitmez mi onu da bilmiyorum. Devlet yurdunda da kalmıyorum, evde kalıyorum. Evde kalmak öğrenci için masraf demek. Mersin’de kiralar çok fazla. Ev sahibi de bütün ev sahipleri gibi kira günü yaklaştığında sıkıştırıyor, bunu yetiştirmek zorundayım. Bunun dışında faturalar var. Çalışmam için bir sürü neden sayabilirim” dedi.

“OLMAMASI GEREKEN HER ŞEY OLDU”

Sokağa çıkma yasağının daha önceden verilmesi gereken bir karar olduğunu söyleyen Arslan, “Sokağa çıkma yasağını mantıklı buluyorum ama bu şekilde değil. Yapılan sürecin hiçbir mantıklı açıklaması yok, yaşanan durumun tutarlı bir noktası yok. Önceden bildirilmesi gerekirdi. Herkesin buna göre tedbirini alması gerekirdi ve bu tedbirlerde de belirli bir kısıtlama olması gerekirdi. Aslında biraz mantıksız gibi görünebilir ama karne uygulaması yapılmalıydı. Hanedeki insanlar kendi kişisel ihtiyaçları kadar marketlerden alışveriş yapmalıydı. Getirilen yasağı halk yanlış anladı, 2 günlük anlamadı. Bir sokağa çıkma yasağı yapıldı ama 2 gün sürecek sonrasında alışveriş yapabilirim demedi hiç kimse. Bundan dolayı insanlar marketlere, fırınlara saldırdı. Bizzat kendi çalıştığımın fırının halini gördükten sonra korkmaya başladım. Çünkü insanlar sosyal mesafe sınırını aştılar ve fırının içinde bir izdiham yaşandı. İnsanlar birbirine hakaret etti, kavga eden oldu. Yani olmaması gereken her şey oldu” dedi.

Sağlık çalışanlarını balkonlarından alkışlayarak destekleyen insanların bu izdihama neden olduğunu belirten Arslan, “Alınmaya çalışılan bütün önlemler o gece çöpe gitti. Virüs bulaşı 2 değil 4 katına bile çıkmıştır. Yarın öbür gün verilerde bunu göreceğiz. Bu durum bir tek Mersin’de değil, her yerde yaşandı. Ayrıca çalıştığım iş yeri birçok yere göre iyi bir iş yeri. Virüsten korunmamız için gerekli ekipmanları bize temin etti. Bir şekilde çalışanlar olarak sosyal mesafeye dikkat ediyoruz. Patronda buna teşvik ediyor ama gelen müşterilerin böyle bir kaygısı yok. Maskesiz gelen oluyor, sokağa çıkma yasağı olan bireylerden bir sürü müşteri geliyor fırına. Normal günleri bir kenara bıraktım, yaşanan izdihamda sıraya giren çocuklar bile vardı. 10-15 yaş arasında birçok kişi geldi fırına” dedi.

“POLİSİN MÜDAHALESİNİN ARDINDAN SOSYAL MESAFE KURALLARINA UYULMAYA BAŞLANDI”

Gece kalabalığın dağılması için çok çabaladıklarını ama sosyal mesafeyi oluşturmanın çok güç olduğunu dile getiren Arslan, “Kalabalığın dağılmasının en büyük nedeni yaptığımız bütün ekmekleri satmış olmamızdı. Hemen ardından ekmek üretimine geçtik ama bu sırada insanlar o kadar çok baskı uyguladı ki patron insanlara bağırmak zorunda kaldı. Fırınların yasakta açık olduğunu defalarca kere söylemesine rağmen insanlar dağılmadı. Polis gelip müdahale edene kadar kimse gitmeye niyetli değildi. Polisin müdahalesinin ardından sosyal mesafe kurallarına uyulmaya başlandı. Buna rağmen ara ara izdihamlar, tartışmalar yaşandı. Gelen müşterilerin biz çalışanlara karşı tavrı korkunçtu. Orada çalışan olmamıza rağmen bize karşı mesafeli davranmadılar. Benim tek güvencem müşterilerle aramda olan tezgah. Tezgah olmasaydı müşteriler benimle yapışık şekilde alışveriş yapacaklardı ki fırının içinde de zaten birbirlerine sıkı şekilde temas halindeydiler” dedi.

“HÜKÜMETİN DAHA AKLA YATKIN POLİTİKALAR GETİRMESİNİ BEKLİYORUM”

Yaşanan durumu korkunç olarak tanımayan Arslan, şu şekilde konuştu;

“Bu sürecin ardından virüsün önüne nasıl geçilecek bilemiyorum. Tekrardan sokağa çıkma yasakları getirilir. Birçok insanın bu izdihamda enfekte olduğuna eminim. Virüsü taşıyan binlerce insan sokağa çıktı, hepsi burun buruna vakit geçirdiler. İlerleyen haftalarda yeni bir yasak getirilir ve getirilecek yasak kaç gün sürer tahmin edemiyorum. Hükümetin daha akla yatkın politikalar getirmesini bekliyorum bu virüse karşı.

“İKTİDAR VİRÜSE KARŞI MÜCADELEYİ, MUHALEFETE KARŞI PROPAGANDA ARACIYMIŞ GİBİ KULLANIYOR”

Tekrardan sokağa çıkma yasağına ihtiyaç duyulacak. Böyle bir izdiham tekrar yaşanırsa ve bizi virüsten daha kötü olan bir durum bekliyor olacak. Bu durum ekonomik açlık. 2-3 haftalık bir sokağa çıkma yasağı getirilirse ülke ekonomisi ciddi anlamda bozulacak. Hazinede, vakıf fonlarında para yok. O paralarla ne yapılmış nereye gitmiş açıklaması yapılmıyor. İktidar virüse karşı mücadeleyi, muhalefete karşı propaganda aracıymış gibi kullanıyor. Durumun herkes tarafından ciddiye alınması ve buna göre bir politika uygulanması gerek.”


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA