Haber Merkezi
KESK Mersin Şubeler Platformu adına Büro Emekçileri Sendikası (BES) Mersin Şube Başkanı Murat Doğan, KESK bünyesinde kurulan salgın izleme kuruluna eş zamanlı olarak Mersin’de de İl Salgın İzleme Kurulu oluşturulduğunu duyurdu.
Şube ve temsilcilikler olarak salgının Türkiye’de görüldüğü günden itibaren, yapılan/yapılmayan veya eksik yapılan konularla ilgili tespit ettikleri hususları yetkililere ilettiklerini duyuran Doğan, iletmeye devam edeceklerini belirtti.
“BU SIKINTILARIN NEDENİNİN BU ÖNGÖRÜSÜZ DAVRANIŞ OLDUĞU AÇIKTIR”
Sözleşme gereği ASM'lerdeki (Aile Sağlık Merkezi) sağlık emekçilerine yeterince (kişisel koruyucu donanım) verilmediği belirten Doğan, “Gerekçe olarak ise ‘ASM’lerin ihtiyaçlarını kendileri karşılamak zorunda’ olduğu gösterilmektedir. Aile hekimliği sözleşmesi hazırlanırken pandemi durumunun düşünülmemiş olduğu, bu sıkıntıların nedeninin bu öngörüsüz davranış olduğu açıktır” dedi. Bugün itibariyle Mersin’de 5 sağlık çalışanında Covid-19 tespit edildiğini söyleyen Doğan, “Bu nedenle, ASM’lerde ve diğer basamaklardaki sağlık merkezlerinde yaşanan kişisel koruyucu donanım eksikliğinin ivedi olarak giderilmemesi halinde daha fazla sağlık emekçisi enfekte olacağından korona virüs mücadelesi de sekteye uğrayacaktır” dedi.
Sağlık emekçilerinin psikolojik ve ruhsal olarak dinlenebilecekleri çalışma sistemine geçemediklerini söyleyen Doğan, bu çapta bir durum için yeterli sayıda sağlık emekçisi olmadığı için Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işlerine son verilen sağlık emekçilerinin bir an önce işlerine iade edilmesi gerektiğini vurguladı.
AKKUYU’DA RİSK BÜYÜK!
İnşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’nin salgın günlerinde riski arttırdığını söyleyen Doğan, “6000 civarında kişinin çalıştığı, zaman zaman çok sayıda işçinin işe alındığı ve çıkarıldığı, bazı şantiyelerin yerleşim yerlerinin içinde bulunması, şantiyede çalışan yabancı uyrukluların daha çok Silifke ilçesinde kalmaları, İşçilerin kaldığı yerlerin koğuş tipi olması gibi nedenlerden dolayı salgın açısından İlimiz için büyük risk taşımaktadır. Bu durum olası salgının Mersin geneline yayılmasına zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle yetkilileri harekete geçmeye ve santral inşaatının acilen durdurulmasını talep ediyoruz” dedi. Ayrıca Mersin’de 100 üzerinde işçinin çalıştığı birçok fabrika ve tesisin de çalışmasını sürdürdüğüne değinen Doğan, acilen çalışmanın durdurulması gerektiğini belirtti.
Hafta sonları uygulanan sokağa çıkma yasağının Cuma ve Pazartesi günlerinde sokakların ve marketlerin çok kalabalık ve hareketli olmasına sebep olacağını söyleyen Doğan, “Evde karantinaya uyan kesimin bu sürecin uzamasıyla ve havaların ısınmasının yaratacağı psikolojik etkiyle sokağa çıkma eğilimi göstereceği dolayısıyla bu salgın sürecinin çok daha fazla uzamasına neden olacaktır. Bu nedenle biran önce en az 14 günlük bir karantinanın hayata geçirilmesi ve bu sürede zorunlu ihtiyaçlar için belirli market ve fırınların açık bulundurulmasını talep ediyoruz” dedi.
“ÇEVREMİZDEKİLERE BU YARDIMLAR ULAŞMAMIŞTIR”
Maske temini konusunda sıkıntı olduğunu ve hatta ulaşılamadığını söyleyen Doğan, “Devletin vatandaşa göndermeyi vaat ettiği maskeler 1 hafta-10 gün geçmesine rağmen gelmediği tespit edilmiştir. Bu nedenle maskelerin eczanelerde bir an önce dağıtımına başlanması, maske dağıtımının belediyeler ve muhtarlıklar eliyle de ücretsiz dağıtılması ve kamu kurum ve kuruluşlar ile işverenler iş yerlerinde yeteri kadar maske ve dezenfekte malzemesi bulundurmaları sağlanmalıdır. Her gün televizyonlarda ‘şu kadar aileye yardım eli uzanmıştır, 1 milyon TL destek verilmiştir’ gibi açıklamalar yapılırken çevremizde ihtiyaç sahibi bir çok kişiye bu yardımlar ulaşmamıştır. Bu nedenle, yardımların kime ve ne şekilde yapıldığı soru işareti yaratmaktadır. Yardımların şeffaf bir şekilde, siyasi rant sağlamayı amaçlamadan ayırımsız bir şekilde ihtiyaç sahibi her bir vatandaşa sosyal devlet olmanın bir gereği olarak ‘hak’ olarak verilmelidir” diye konuştu.
Salgınla ilgili olarak Mersin’de tüm kamu kurum ve kuruluşlar ile eş güdüm içinde çalışılmasının daha verimli sonuç vereceğini söyleyen Doğan, daha etkili bir mücadele için bunun önemli olduğunu vurguladı.
BU TALEPLER ACİLEN KARŞILANMALI!
Taleplerini yerine getirilmesini istediklerini söyleyen Doğan, taleplerini şu şekilde belirt;
“Zorunlu hizmetler hariç tüm hizmetlerin durdurulmasını. İl Pandemi Kuruluna KESK adına Sağlık ve Sosyal Emekçiler Sendikasının da dahil edilmesini. Mersin üniversitesi hastanesi dışında salgın ile ilgili düzenli bilgilendirme yapılmamaktadır. Sağlık Bakanlığının her akşam açıkladığı ülke verilene benzer bilgilerin, ancak daha detaylı olarak İlimizde de Valilik tarafından düzenli paylaşılmasını. Başta sağlık emekçileri olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında vatandaşlarla sürekli diyalog içinde bulunan çalışanlara düzenli, belli periyotlarla test yapılmalı ve ilimiz genelinde günlük yapılan test sayısı bilinmemekle birlikte bu sayının maksimum düzeye çıkarılmasını. Salgın bitene kadar başta işyerleri ve toplu taşıma araçları olmak üzere ilimiz genelinde temizlik ve hijyen hizmetlerine daha çok önem verilmesini. KHK’larla ihraç edilen ve haklarında herhangi bir soruşturma ve kovuşturma bulunmayan tüm KESK’lilerin işlerine acil bir şekilde iade edilmesini. Engelli ve yaşlı bireylerle çalışan sosyal hizmet emekçileri, karantina adı altında 7 veya 14 günlük kesintisiz uzun süreli çalıştırılmaktadır. Bu tür hizmet sunumu, hem hizmet sunan hem de hizmet alanlar açısından olumsuz bazı sonuçlara neden olmaktadır. Çalışanların kuruluşlarda kalarak uzun süreli ve kesintisiz çalıştırılması yerine, kuruluş dışında konaklayabileceği ve kişisel ihtiyaçlarını karşılayabileceği yer belirlenerek “salgından dolayı dönüşümlü çalışması” sağlanmalıdır. Aralıksız ve kesintisiz çalışma düzenlemesi sosyal hizmet emekçilerinin çalışma süresini arttırdığından, bunun karşılığı olarak da ek ödeme yapılmasını,
8-Yatılı kamu kurumlarında (sosyal hizmet kurumları, KYK yurtları gibi) görevli tüm personel ve kalmakta olan vatandaşların, Covid-19 tarama testlerinin ivedilikle yapılmasını ve belli periyotlarla tekrarlanmasını. Kamu kurum ve kuruluşlarında işi olan vatandaşların çok sayıda olması nedeniyle sosyal mesafe korunamadığından salgının yayılması konusunda sorunlara yol açacağı aşikârdır. Bu nedenle gerekli tedbirlerin alınmasını. Pandemi süresince su, elektrik ve doğalgazdan ücret alınmamasını. İş akitleri feshedilen, ücretsiz izne ayrılanlara ve ihtiyaç sahibi her vatandaşa ayni ve nakdi yardım yapılmalı, yardımlar siyasi rant sağlamayı amaçlamadan herkese eşit olarak yapılmalı, ülkemizde bulunan göçmenler ile diğer dezavantajlı grupların da yardımlardan aynı şekilde yararlandırılmalarını. Kamu kurumlarında esnek çalışma yöntemi sonucunda bazı kurumlarda çalışanların mali, sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük haklarında (5996 sayılı kanun kapsamında çalışan personel ilave ek ödeme ve tazminatlar fiili çalışma istenmektedir. Bu kapsamda çalışan personelin aylık ortalama 400/500 TL kayıp yaşanmaktadır.) yaşanan kayıpların giderilmesini. Ekim ve dikim mevsimi olması nedeniyle salgın sonrası sorun yaşamamak için tarım ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını, olası bir karantina uygulama öncesinde de üretim ile ilgili planlamaların yapılmasını ve çiftçinin desteklenmesi ile gıda üretimi ile ilgili düzenlemeler yapılırken ZMO, TMMOB, sendika gibi meslek örgütlerinin önerilerinin dikkate alınmasını. İlimizdeki mevsimlik işçiler için başta Akdeniz, Tarsus, Erdemli ve Toroslar ilçeleri olmak üzere tüm ilçelerde elektrik ve su gibi alt yapısı hazırlanmış, insanca yaşanabilir asgari şartların sağlandığı konaklama yerlerinin belirlenmesi ve hazırlanması ile sağlık kontrollerinin düzenli yapılmasını. Mevsimlik işçilerinin tarım alanlarına taşınmaları sırasında (taşıt kapasitesinin maksimum yüzde 50’si aşılmamalı gibi.) ve tarım alanlarında sosyal mesafe ile ilgili tedbirlerin alınması ve denetlenmesi ile ücretsiz maske ve diğer dezenfeksiyon malzemelerinin verilmesini. Özellikle sokağa çıkma yasağının uygulandığı günlerden önce sokak hayvanları için gerekli önlemlerin alınmasını. Salgın döneminde işyerleri kapanan küçük işletmelere kira vb. destek verilmesini. Kadına karşı şiddet konusunda TV, radyo, gazete, sosyal medyadan kamu spotları yayınlanması, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkin şekilde uygulanmasını. Bu süreçte ilan almakta sorun yaşayan ve zor günler yaşayan yerel basının desteklenmesini. İnfazda eşitliğin sağlanmasını ve cezaevlerinde olası salgının önüne geçilmesi için acil tedbir alınmasını ve alınan tedbirlerin de kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz.”