Haber Merkezi
Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Koordinatör Başkanı ve Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Hayri Uğur, koronavirüs salgınının kontrol altına alınıp, hayatın normalleşmeye başlama sürecinde hazır giyim ve konfeksiyondaki moda akımına maskenin de dahil olduğunu belirtti. Başkan Uğur, nonwoven kumaşlardan üretilen cerrahi maskenin dışında dokuma ve örme kumaştan imalatı yapılan maske taleplerinin her geçen gün arttığına dikkat çekip, Türk firmalarının bu alanda doğan önemli fırsatları değerlendirebilmesi için ihracatın önünün açılması gerektiğini söyledi. Dokuma ve örme kumaştan üretilen maskelerin standartlarını belirleyen üçüncü ülkenin Türkiye olduğunu kaydeden Uğur, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Ticaret Bakanlığımız, TSE, TÜBİTAK ve üreticilerle iş birliği ile yürütülen çalışmalarla bez maske standartları belirlendi. Ancak gümrük tarifelerinde cerrahi maskelerle bez maskelerin ihracat şartlarını ayrıştırılması gerekiyor. Bunu gerçekleştirebilirsek kıyafet kombinlerini bez maskelerle renklendiren dünya markalarının taleplerini karşılayabiliriz” dedi.
“3 MİLYON ADET CERRAHİ MASKE ÜRETİP, HİBE EDİYORUZ”
Akdeniz İhracatçı Birlikleri olarak pandeminin başladığı zamandan bugüne kadar en önemli gündemlerinin insan sağlığı olduğunu vurgulayan AKİB Koordinatör Başkanı Hayri Uğur, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) öncülüğünde sağlık personelinin ihtiyaç duyduğu, maske, dezenfektan ve koruyucu malzemelerin üretimi için seferber olduklarını ifade etti. Başkan Uğur, “AKİB olarak 200 bin adet maske ile başlattığımız kampanyada bugün 1,5 milyonu aştık. 1,5 milyon adet daha maskenin üretim sürecini başlattık. Ürettiğimiz maskeleri Adana, Mersin, Kayseri, Hatay, Karaman ve Osmaniye başta olmak üzere valiliklerimizin koordinasyonunda il sağlık müdürlüklerine, üniversite ve şehir hastanelerine ulaştırmaktayız. İhtiyaçlar doğrultusunda önümüzdeki günlerde bu sayı daha da artacaktır” diye konuştu.
“YENİ NORMALDE EN ÖNEMLİ TEDARİK MERKEZİ OLMA POTANSİYELİMİZ VAR”
Tekstil sektörünün üç bileşeni olan kumaş, aksesuar ve insan gücü açısından Türkiye’nin dünyanın en önemli ülkelerinden biri olduğuna dikkat çeken Başkan Uğur, küresel ticarette daralmalara ve tedarik zincirinde kırılmalara neden olan Covid-19 salgınından en fazla etkilenen sektörlerin başında tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün geldiğini dile getirdi.
Bu zorlu süreçte sektörün üretim kapasitesinin korunmasının önemine değinen Başkan Uğur, “Gelişmelere baktığımızda, krizin ardından Türk tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim sektörüne yoğun bir talep olacağını görüyoruz. Tüm dünya, tek tedarik merkezi yerine farklı coğrafyalarda farklı tedarik merkezlerinin oluşmasının, bir kriz anında üretimin ve tedarik sürecinin davam etmesinin önemini kavramış durumda. Türkiye olarak bu yeni normalde en önemli tedarik merkezlerinden biri olma potansiyelimiz var. Yeter ki bu süreci iyi yönetebilelim” dedi.
“İHRAÇ EDİLECEK MASKE MİKTARI KADAR HİBE ŞARTI VAR”
Salgının etkilerinin derinleştiği günlerde Türkiye’nin haklı olarak cerrahi maske ihracatını önce yasakladığını, ardından da ön izne bağladığını hatırlatan Başkan Uğur, bu ürünün ihracının yurt dışına gönderilecek miktar kadar Devlet Malzeme Ofisi’ne (DMO) hibe edilmesi ile mümkün olabildiğini, bu şartın uluslararası alanda Türk ihracatçıların rekabet şansını ortadan kaldırdığını belirtti.
“MASKE UZUNCA BİR SÜRE VAZGEÇİLMEZ AKSESUAR OLACAK”
Dokuma ve örme kumaşlardan yapılan, birden fazla kullanıma uygun, yıkanabilir ve aksesuar olarak da moda akımına giren maskelerin, nonwoven kumaşlardan üretilen cerrahi maskelerle aynı GTİP numarasına sahip olmasından dolayı ihraç edilemediğine dikkat çeken Başkan Uğur, şunları söyledi: “Dünyanın önde gelen hazır giyim firmaları kendi logolarının kullanıldığı dokuma veya örme kumaştan maske satın almak istemekteler. Bu maskeleri satmanın yanında alışveriş yapan müşterilerine hediye etme yönünde yaklaşımları var. Maske ihracatına getirilen kısıtlama, bu ürünlerin de aynı gümrük tarifesi üzerinden ihraç edilmesi nedeniyle bizim elimizi kolumuzu bağlamakta. Dokuma ve örme kumaşlardan üretilen maskeler uzunca bir süre giyimin vazgeçilmez aksesuarlarından biri olacaktır. Bu farkındalıkla dokuma ve örme kumaştan üretilen maskelerin standartlarını belirleyen üçüncü ülke Türkiye oldu. Türk Standartları Enstitüsü de kullan-at maskelerin alternatifi olacak şekilde ‘Bez Maske Standartları’nı yayımladı. Dünya markaları bu tür maskeleri ‘güvenilir ticaret ortağı’ olarak gördükleri Türk firmalardan almak istiyor. Ancak, şu günlerde artarak gelen bu talepleri karşılayamadığımız için başka ülkelerden temin etme yoluna gidiyorlar. Hükümetimizden, tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe çarkların dönmesini sağlayacak, ihracatımızı artırarak bizlere yeni pazarlar ve müşteriler kazandıracak dokuma ve örme kumaşlardan yapılan maske ihracatının önünü bir an önce açmasını talep ediyoruz. Standartlara uygun şekilde bez maske üretimimizi hızlandırıp dünya markalarının siparişlerini karşılayarak bu pazarda en etkin ülkelerden biri olabiliriz.”