Haber Merkezi
Önceki Dönem Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in göreve geldiği günden itibaren yaptığı açıklamalara sert bir cevap verdi. 14 aylık dönemde Seçer’in kavgalarla ve halkı aptal yerine koyarak ilerleme kaydedemeyeceğini belirten Kocamaz, “Temennimiz artık 14 ay geçti. Artık taşların yerine oturması. Bugüne kadar yaşananlardan dersler çıkarılması” dedi.
Sosyal medyada paylaşım yapan Kocamaz, “Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi olağanüstü oturumunda gördüğüm manzara karşısında şoke oldum, gelecek adına endişeye kapıldım ve bu yazıyı yazmak ve sizlerle paylaşmak zorunda kaldım” diye açıkladı.
“BELEDİYEYİ DE BİZZAT KENDİ ELLERİMLE TESLİM ETTİM”
Seçer’le aynı işleri yapan insanlar olduklarını söyleyen Kocamaz; “Gerek ticarette gerekse de belediye ile ilişkilerinde, hatta benim Başkan olduğum dönemde Tarsus İdman Yurdu (TİY) yönetiminde ve kendisinin milletvekilliği döneminde kent adına yapılacak işlerde birbirimizi destekleyen, yardımlaşan siyaset üstü iki eski dost ve arkadaşlık çerçevesinde gayet medenice ilişkilerde bulunduk. Netice de bu son yerel seçimde bizim önümüz kesildi. Seçime giremedik. Bizim önümüzün kesilmesi Vahap Beyin önünü açtı. Ve birbirimize birebir, karşılıklı rakip te olamadık. Ayrıca Mersin’de CHP ile herhangi bir seçim ittifakı olmadı. Biz sayın Ayfer Yılmaz Hanımefendiye destek verdik. Netice de kısmet Vahap Beyinmiş. Bize yapılanlardan sonra bir kısmı da tepki oylarıyla Halkın tercihi Vahap beyden yana oldu. Kendisini tebrik ettim. Hayırlı olsun dileklerimi ilettim. Belediyeyi devrederken de nezaket gereği olarak devir törenine katıldım. Belediyeyi de bizzat kendi ellerimle teslim ettim. Bana ne Tarsus’ta ne de Mersin’de Belediyeyi Başkanlar teslim etmemişti. Ve orada Vahap Beyden bazı konularda talepte bulundum. Ekmek fabrikası, AŞ Evi, Dost eli market, Evde bakım hizmetleri, Engelliler Dairesi, Uluslararası Mersin Maratonu, Dünya Engelsiz Mersin Festivali gibi bizim başlattığımız Sosyal projelerin devam ettirilmesini istedim” dedi.
“LİYAKATLİ OLMADIĞI ORTADA”
Taleplerinden dolayı Seçer’in “Gözünüz arkada kalmasın” dediğini belirten Kocamaz, “Belediyenin emin ellerde olduğunu ve hizmetlerin aksamadan devam ettirileceğini ifade etti. Ben de ayrıca 24 saat telefonumun açık olduğunu, siyaseten değil ama Mersin’e hizmet konusunda takıldığı her konuda yardımcı olabileceğimi söyledim. Dışarda özellikle CHP camiasında yanlış bir algı olarak çok konuşuluyor olsa da o günden bu yana birkaç resmî tören dışında Vahap beyle ne yüz yüze, ne de telefonla detaylı herhangi bir görüşmemiz olmadı. Vahap bey, önceliğinin liyakat olduğunu söylese de ilk günden bu yana yapılan yanlışlardan, sık sık değiştirilen daire başkanlarından bunun gerçek olmadığı açık bir biçimde görülüyor” diye açıkladı.
“İŞLER, İŞ BİLMEZ, LİYAKATSİZ ELLERE KALDI”
Kocamaz açıklamasını şu şekilde sürdürdü;
“Maalesef bizim üzerimize oynanan onca oyuna rağmen, beş yılda oluşturduğumuz deneyimli kadroların birçoğu siyasi nedenlerle görevden alındığından işler, iş bilmez, liyakatsiz ellere kaldı. Vahap Başkan iyi niyetli olsa da geçmişten gelen bir devlet tecrübesi ve yöneticiliği olmadığından, birçok konuda başkana yanlış şeyler yaptırılıyor! Üzülerek söylemem gerekirse, sadece dünkü Meclis toplantısını izleyenler bile Mersin Büyükşehir Belediyesinde işlerin iyiye gitmediğini ve yönetim eksikliğini görebilir!
“İDARECİLİK VE YÖNETİŞİM HEM ÇOK ZOR, HEM DE VEBALİ AĞIR OLAN BİR GÖREVDİR”
Her zaman söyledim. Bir kez daha tekrar etmek istiyorum. İdarecilik ve yönetişim hem çok zor, hem de vebali ağır olan bir görevdir. Herkes iş adamı olabilir. Herkes bugünkü seçim ve partiler kanununa göre Ankara ile ilişkileri çerçevesinde öyle ya da böyle milletvekili olabilir. Ancak herkes Belediyeci olamaz. Belediye Başkanlığı kibirle, halka tepeden bakarak, insanları küçük, kendisini de dev aynasında görerek, zoraki ve yapmacık tebessümlerle, her şeyi ben bilirim anlayışı ile değil, Halkla gönül bağı kurarak, sıcak ilişkiler kurarak ve bu işi bir vebal bilerek, gerçekten severek ve isteyerek, istişare ederek yapılabilir. Belediyecilikte hiçbir şekilde ayrımcılık yapamazsınız!
“VERDİĞİNİZ SÖZÜ TUTMAK ZORUNDASINIZ!”
Belediyede çalışanlara mobing uygulayarak, iş barışını ortadan kaldırarak ve işçi çıkarırken sırf tazminat vermemek için uyduruk tutanaklar tutarak insanları işinden ekmeğinden edemezsiniz! Belediyecilikte açık ve şeffaf olmak zorundasınız! Belediyecilikte yalan olmaz! Olmamalı! Verdiğiniz sözü tutmak zorundasınız! Seçim öncesi işçi çıkarmayacağım, kimsenin ekmeği ile oynamayacağım dediyseniz sözünüzde duracaksınız! Seçim öncesi su pahalı, suyu ucuzlatacağım deyip, seçim sonrası 4-5 aylığına yüzde 10 indirim yapıp, daha sonra geçmiş yönetim popülizm yapmış, maliyetler çok yüksek, böyle olursa ben yeni yatırımlar yapamam diyerek, kat be kat zam yapıp, vatandaşı aptal yerine koyamazsınız! Belediye sadece geçmişi kötüleyerek geçiştirilecek, ağlamakla vakit geçirilecek bir yer değil, ne pahasına olursa olsun hizmet üretilmesi ve halkın hayatını kolaylaştıracak işler yapılması gereken bir kurumdur.
“14 AYDIR YAPILAN TEK ŞEY HUKUKSUZ BİR ŞEKİLDE LOGONUN DEĞİŞTİRİLMESİ”
14 aydır her konuşmada geçmiş dönem eleştirildi! Peki adama sormazlar mı? Sen ne yaptın? 14 ayda yapılan tek şey hukuksuz bir şekilde meclisten onay almadan logonun değiştirilmesi, geçmiş dönemi karalamak, geçmiş yönetimi kötülemek, sözüm ona geçmişin izlerini silmeye çalışmak! İsimleri belki bir yerlerden kaldırıp hizmetlerde hiçbir dahiliniz olmadığı halde kendi isminizi yazarak geçmişi silemezsiniz! Şayet gücünüz yetiyorsa Halkın gönlünden geçmiş yönetimin izlerini silin! Her defasında geçmiş yönetimden kalan borçlardan bahsediliyor! Belediye sizde. Bütün evraklar ve kayıtlarda elinizde.
“BUNLARI HALKA AÇIKLAYIN!”
Cesaretiniz varsa o borçlar ne zamandan, hangi yönetimlerden yıllara sari olarak bu günlere gelmiş, ne için borçlanma yapılmış, Burhanettin Kocamaz ne kadar borç devralmış kendi döneminde hangi yatırımlar için ne kadar borçlanmış, bu borçlar yıllara sari olarak ne zamana kadar ödenecek, geçen dönem hangi yatırımlar yapılmış, Kocamaz göreve geldiğinde döviz kuru neymiş, şimdi döviz kuru nedir? Bunları halka açıklayın! Olayları saptırarak, yüzde 31 faizle borçlanma yapmışlar, biz daha düşük faizle borçlanıyoruz gibi popülist bir yaklaşım gösteremezsiniz. Buna kargalar bile güler! Bunu söylerken O dönemde döviz kuru ne imiş, banka faizleri ne imiş sizin borçlandığınız dönemde nedir bunları da açıklamanız gerekir. O dönemde bankalar yüzde otuza kredi veriyormuş ta biz yüzde 31‘le mi borçlanmışız?
“HER GÜN AĞLAYARAK SIZLAYARAK BU BEŞ YIL GEÇMEZ!”
Bizim borçlanma yaptığımız dönemde dövizdeki dalgalanmalardan ve faizlerdeki artıştan dolayı bankalar kredi vermemek için direniyordu! Bu konuda lütfen halkı yanlış bilgilendirmeyin! Bizi eleştirirken bu kadar da ahlaki sınırları zorlayıp, halkı yanıltmaya çalışmayın! On dört ay boyunca rütin işlerin dışında bir tek çivi çakılmamışken tasarruftan bahsediliyor. Doğru! İş yapmazsanız, yatırım yapmazsanız elbette tasarruf olur. Ama siz hem borç ödemek, hem de yatırımlar yapmak için göreve talip oldunuz! Her gün ağlayarak sızlayarak bu beş yıl geçmez!
Biz de geçmiş dönemden, kapanan belediyelerden, hizmet birimi büyükşehire geçen belediyelerden ve özel idareden gelen borçlarla birlikte dolar 2tl iken 850 milyon civarında borç devraldık. Göreve geldiğimizde Bir kere açıkladık bir daha da hiç konuşmadık. Bu dönemde kendi ifadeleriyle ve dolar 6tl iken yıllara sari olarak 2,2 milyar borç devretmişiz. Yani dolar üç katı iken. Reel bazda devraldığımız borçtan daha az borç bırakmışız. Ancak buna karşın Adana’dan Antalya’ya kadar bütün yerleşim alanlarında üstelikte kurucu Belediye Başkanlığı olarak olağanüstü hizmetler üretmiş, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılamamış birçok hizmeti hayata geçirmiş, vatandaşlarımızın yüzünü güldürmüşüz.
“İLK GÜNDEN KAVGAYA TUTUŞARAK HİZMET ÜRETMENİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Elbette Belediyelerin bütçesi kentin yılların ihmali olarak gecikmiş, eksik kalmış problemlerini çözmeye yetmiyor. Elbette zaman zaman borçlanmak gerekebiliyor. Bizde borçlanma kararlarını çok kolay almadık! Ankara’daki sorunları çok kolay aşmadık! Belediye başkanları bir siyasi partiden seçilmiş olsa da seçildikleri sonra rozetini çıkarıp herkesi kucaklamak durumundadır. Zaman zaman zorlandığınız konular olabilir. Siz, zorlandığınız dönemlerde de bu zorlukları aşmak için gayret gösterecek, herkesle özellikle de iktidar kanadı ile ilişkilerinizi sıcak tutacaksınız! Kavga sizin en son seçeceğiniz olmalıdır. Ilk günden kavgaya tutuşarak hizmet üretmeniz mümkün değildir. Siz yasaları iyi irdeleyip, işinizi doğru yapmak durumundasınız!
“YANLIŞ BİR YOL İZLEDİNİZ VE ŞOV YAPMAYA KALKTINIZ!”
Dost eli marketi kapatmasaydınız bu pandemi sürecinde yardım toplama konusunda sıkıntı çekmezdiniz. Belki kurallar uygun olarak ve Valilikten izin alarak yola çıkmış olsaydınız böyle bir süreçte bakanlıkta size daha müsamahakar davranabilirdi. Ancak siz yapmanız gerekenleri yapmadan ses yükseltmeye başladınız. Valilikten izin almanız gerekirken almadınız! Valilikler size izin vermeseydi, siz o zaman haklı olarak sızlanabilir, sesinizi yükseltebilirdiniz! Siz işi bilmediğinizden, yanlış bir yol izlediniz ve şov yapmaya kalktınız! Ve haklı iken haksız pozisyona düştünüz! Daha sonra bir yerel politikacının yapmaması gereken hatayı yaparak, ekmek dağıtımı konusunda devlet yönetimi ve Valilik ile polemiğe girdiniz! Yine söylüyorum. Dost eli marketi kapatmasaydınız ekmek dağıtımı işini oradan çok rahat çözebilir Vatandaşa yaptığınız koli yardımını çok daha ucuza mal edebilirdiniz. Sizin bu yerel yönetimde iken genel politikalara yön vermeye çalışmanız, kendi ifadenizle ‘Türkiye’yi Mersin’den düzelteceğiz’ şeklindeki düşünceniz kente ve kentin geleceğine zarar veriyor.
“KEŞKE BÖYLE OLMASAYDI!”
Siz bir yerel yöneticisiniz. Kenti topyekün kucaklamanız, siyasi polemiklerden yazmak durmanız, bu şekilde yapılan ya da yapılacak popülist siyasetlerin öznesi olmamanız gerekir! Üstelik mecliste azınlıktasınız. Dengeleri korumak ve ilişkilerinizi sıcak tutmak zorundasınız. Sizin şu anki tutum ve davranışlarınız, eylemleriniz, söylemlerinizle asla örtüşmemekte ve bu durum Mersin’i ve Mersin’in geleceğini olumsuz yönde etkilemektedir. Keşke böyle olmasaydı! Keşke son dönemlerde yaşanan hadiseler yaşanmamış olsaydı da Meclis size borçlanma yetkisini vermiş olsaydı. Bugün Meclisten borçlanma yetkisi alamamış olmanızın altında da bu gerçekler yatmaktadır.
Temennimiz artık 14 ay geçti. Artık taşların yerine oturması. Bugüne kadar yaşananlardan dersler çıkarılması. Mersin’in ve Mersinlinin beklentilerine cevap verilmesi ve Mersin’e yapılacak, eksikliği hissedilen ve ihtiyaç duyulan yatırımların bir an evvel öncelik sırasına göre başlatılması. Mersin hepimizin. Belediyenin başarılı olması Mersin’deki eksikliklerin giderilmesi, Mersin’in gerginliklerden uzak bir şekilde barış huzur ve kardeşlik içerisinde geleceğe emin adımlarla yürümesi hepimizin ortak temennisidir. Şu Corona nedeniyle siz değerli hemşehrilerimize evde izolasyon döneminde böyle bir rahatsızlık verdiğim için üzüntülerimi belirtiyor en derin saygılarımı sunuyorum. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.”