HEDİYE EROĞLU

Geçtiğimiz günlerde yapılan ve adeta kılıçların çekildiği Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2020 yılı 1. olağan üstü meclis toplantısına ilişkin Akdeniz Belediye Başkanı M. Gültak’tan çarpıcı açıklamalar geldi.

Radyo Metropol’e konuk olan Başkan Gültak, meclisteki gerilimin nedenlerine ilişkin yaptığı açıklamada, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i, tansiyonu yükseltme stratejisi izlemekle suçladı.

“MECLİSİ GERDİ, TANSİYONU YÜKSELTTİ”

Tansiyonun yükselmesi ile ilgili Başkan Gültak, “Tansiyonu kimin yükselttiğini, ortamı kimin gerdiğini iyi süzmek, iyi bakmak gerekiyor. Cımbızla bazı şeyleri çekerseniz belki Mustafa Gültak o an için çok sinirli ve agresif gözükebilir. Ama meclisi baştan aşağı seyrettiğinizde meclisi kimin gerdiğini kimin tansiyonu yükselttiğini, kimin bu yönde strateji yaptığını ben tüm kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Eğer biz Mersinlileri, Mersin’de yaşayan insanları üzdüysek hepsinden özür diliyorum. Ben sessiz sakin, mütevaziliği ile öne çıkan bir insanım ama demek ki bazen haksızlıklar karşısında veya yapılan yanlışlar karşısında, vatandaşın hak-hukuku olduğu için dayanamayıp bazen sinirlerimize hakim olamıyoruz” dedi.

“BORÇLANMA NE İÇİN İSTENDİ?”

Bir önceki yıl verilen borçlanma yetkisini anımsatan Başkan M. Mustafa Gültak, “Bize, borçların çevrilebilmesi ve yeni hizmetlerin ortaya çıkarılması vaat edildi. Biz borçlanma esnasında hep şunu söyledik; ‘bu paraları nereye harcayacağınızı bize söyleyin’ dedik. Bu konuda doğru dürüst cevap alamamamıza rağmen biz seçilmiş insanların önünün kesilmesini istemedik. Her şeye rağmen o dönem Cumhur İttifakı içinde farklı düşünceler olmasına rağmen belediye başkanının borçlanması adına oy kullanarak, Büyükşehir belediye başkanımızın önünün açılması için çalıştık. Önceki günlerde ‘geçen yıl verdiğimiz paraların nereye gittiği ve yeni borçlanmanın ne için kullanacağı iyi bir şekilde anlatılırsa biz hiçbir belediye başkanının önünün kesilmesini istemiyoruz’ dedik.

Ben de borçlandım. Ama ben asfalt, kaldırım gibi yerlerde kullanılmak üzere borçlandım. Neden borçlandığımın adını koydum. Büyükşehir belediye başkanımız 2-3 ay borçlanma yetkisini kullanmadığını söyledi. Ben ise geçen yıl 10 milyon TL borçlanma yetkisi aldım ve 7-8 ay bu parayı kullanmadım. Faizler iyice düştükten sonra asfalt, kaldırım gibi hizmetler için 2 aydır bu parayı kullanmaya başlardım. Ayrıca aldığımız parayla borç kapatmadık, sözümüzde durduk. MESKİ’nin, TEDAŞ’ın çalışma yaptığı çok kritik 8-9 mahallemizde çalışmalar yaparak herkesin beğenisini aldık. Parayı nereye kullanacağımızı biz meclis kararının içine yazdırdık.

“PARANIN NEREYE HARCANACAĞI ANLATILSAYDI, BORÇLANMA YETKİSİ VERİLİRDİ”

Geçen hafta sinyali vermiştik, eğer bizim önümüze büyükşehirde istenen 250 milyon ile MESKi için istenen 100 milyonun hangi proje aşamalarında ne için kullanacağının içerikleri ve özetleri bize anlatılsaydı belki de bu borçlanma geçecekti.

“PARALARIN NEREYE HANRCANDIĞINI GÖREMEDİK”

Geriye doğru bakıldığında Cumhur İttifakı üyelerinin bu paraların nerelere harcanacağını, bir kısmının orta ölçekli esnafa dağıtılması gerektiğini ve bir kısmının gelir elde edilmesi için kullanılması gerektiğini anlattı. Ama biz bunların nereye kullanıldığını tam olarak göremedik.

“HATA ETTİM, ÖZÜR DİLERİM”

Başkan Seçer’in çok tepki gösterdiği ‘psikoloji’ tartışması ile ilgili de açıklamalar yapan Gültak, “O gün çok sabırlı olmamıza rağmen bizim de psikolojimiz belki bozuldu. Başkan beye ben o gün o lafı ederken bir terbiyesizlik yapmak, şahsını veya kalbini yaralamak adına söylemedim. Yüz yüze geldiğimizde bu konuda ‘hata ettim’ derim. Buradan da özür diliyorum, dememeliydim belki o lafı. Ama Başkan Seçer’in, hem meclis üyelerimizin hem de belediye başkanlarımızın yaptığı eleştiriler karşısında sabır ve sükunetle dinleyip, not alacağına karşılıklı reaksiyonlar verdi. Bu da ortamı gerer. Bir meseleyi sadece Gültak’ın ağzından çıkan bir kelimeyi alıp cımbızladığınızda Gültak suçlu olur. Ama meclisin atmosferini baştan sonra izlediğinizde bunun ne demek olduğunu göreceksiniz. Yoksa biz kimsenin şahsını yaralama noktasında, kimseyle uğraşma derdimiz yok, rabbim herkese sağlık versin. Ama ortamı germenin bir anlamı yoktu, Ne için yapıldı, bir strateji miydi bilemiyorum, kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Biz de belediyle başkanıyız. Sizin bürokratlarınız, işçileriniz değiliz. Şirket yönetmiyoruz. Halbuki benim son cümlem, ‘bu tür  diyaloglar Mersin’e fayda vermez’ idi.

Eğer başta kendim olmak üzere Cumhur İttifakı’nın tüm üyelerinin amacı Mersin’in önünü tıkamak olsaydı, bir önceki borçlanmayı da vermezdik. Böyle bir derdimiz yok. Biz paraların nereye kullanılacağını bilmek istiyoruz.

“BENİ CUMHUR İTTİFAKI’NIN ÖNÜNE ATTI”

Ayrıca toplantıda Başkan Seçer’in, kendisini Cumhur İttifakı’nın önüne attığını da dile getiren Başkan Gültak, “Sayın Seçer, ‘Ey meclis üyeleri sizler hiçbir şey yapmıyorsunuz, her şeyi Gültak yapıyor’ demeye getirdi. Ama hayır böyle değil. Benim büyüklerim bana destek verdiği için ben bu gücü buluyorum. Biz mi Mersin’in önünü kestik? Ankara’da çeşitli temaslarda bulunarak Mersin Büyükşehir’e önemli kazanımlar sağladık. Biz bir sürü iş yapıyoruz ama bunlar anlatılmıyor. İktidarın Mersin’in önünü kesmek gibi bir amacı yok. ‘Burası Ankara’dan yönetilmez’ dedi sayın başkan. O gün orada Vahap Seçer yoktu. Beyefendiliği, nezaketi ile başka biri vardı” dedi.

“BU İŞLER DİYALOG İLE ÇÖZÜLÜR”

Son olarak diyaloga açık olduğunu da vurgulayan Başkan Gültak, şunları söyledi; “Örneğin ekmek meselesinden sonra bir telefon görüşmesi yaptık. Onunla ilgili bir operasyon yapmadığımızı, tabiri caizse arkasından dolaşmadığımızı, engellemediğimizi söyledim. Yoksa ben diyalog halindeyim. Ben çok kere Vahap başkanı kendim arıyorum. Büyükşehir’e 2-3 defa gittim Mersin için. Ben gurur yapmam, yine giderim çünkü bu işler diyalog ile çözülecek. Diyalogsuzluk olduğu zaman çıkar konuşur, ‘beni engelliyorlar’ dersin ama öyle bir şey yok. Ben kindar bir adam değilim. Kızılcık şurubu içerim Mersin için her şeye katlanırım, yeter ki öğrenci gibi bize ders verilmesin. Biz kamu yararını düşünüyoruz, Vahap beyin yararını düşünmüyoruz. ”