Haber Merkezi
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından pandeminin geldiği son duruma ilişkin açıklama yapıldı.
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu adına Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen tarafından yapılan açıklamada; “15 Mayıs tarihine değin resmi olarak 248 vaka ve 8 ölüm olayı bildirilmiş olmasına karşın 27 Mayıs tarihinde kaynağı belli olmayan bir şekilde yayınlanan bir haberde Mersin'de ölen insan sayısının 25 olduğu açıklandı. 31 Mayıs tarihli yerel gazetelerde de İstanbul'dan gelen misafirler nedeniyle gerek sivil vatandaşlarımızda gerekse de sağlık çalışanlarında fazla sayıda pozitif vaka olduğu, Covid-19 şüphesi ile hastanelere başvurularda ciddi artışlar meydana geldiği belirtilmektedir” denildi.
“SAĞLIKLA İLGİSİNDEN ZİYADE EKONOMİK OLDUĞUNU VURGULAMAYA ÇALIŞTIK”
Mersin Tabip Odası olarak pandemi sürecinin yeterince bilimsel yönetilmediğini, yapılmaya çalışılan şeyin daha çok algı yönetimi olduğunu anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Antmen; “Özellikle henüz vaka sayılarında yeterli bir azalma sağlanmadan AVM'ler, ibadet yerleri gibi kapalı alanların açılmasının çok sakıncalı olduğunu, futbol karşılaşmalarının seyircisiz başlatılmasının halkımızı şifreli yayınları kapalı alanlarda izlemeye zorlayacağını, başta İstanbul olmak üzere üç büyük şehirde giriş çıkışların serbest bırakılmasının vaka yoğunluğunu tüm ülkeye yayacağını, bu anlamda da alınan tedbirlerin bilimsel ve sağlıkla ilgisinden ziyade ekonomik olduğunu vurgulamaya çalıştık” dedi.
“BİRİNCİ BASAMAĞIN ÖNCELİKLİ GÖREVİ KORUYUCU HEKİMLİKTİR”
Tüm bu sıkıntıların ana kaynağının bilgi aktarımında yeterli şeffaflık olmamasından kaynaklandığını vurgulayan Antmen; “Türkiye'deki hekimlerin tek birliği olan TTB ve Mersin'deki tüm hekimlerin tek meslek örgütü olan Mersin Tabip Odası olarak Çin'de, ABD'de, Rusya'daki vakaların demografik bilgilerine kolayca sahip olmamıza karşın, Türkiye'de ve Mersin'deki vakaların sayısına dahi ulaşma şansımız olmamaktadır. Bu nedenle pandemide öncelikli korunması gereken sağlık çalışanları ve hekimlere yönelik yeterince önlem alınmasının önüne geçilmektedir. Bu durum aslında bugüne değin Türkiye'de ölen 23 hekim ve toplam 42 sağlık çalışanının nasıl bir ihmal ile karşı karşıya olduğunun çok somut bir göstergesidir.
Bugüne değin sağlık çalışanlarına yönelik yeterli tedbirleri alamayan, kişisel koruyucu donanımların dağıtılmasında ve sağlık çalışanlarına ulaşmasında yeterince başarılı olamayan sağlık bakanlığı özellikle birinci basamağa yönelik hala hiçbir önlem almadığı gibi birinci basamağın iş yükünü arttıran pek çok uygulamayı da hayata geçirmeye başlamıştır. Ayrıca son alınan kararlarla 1 Haziran itibari ile her şey normale dönmüş gibi birinci basamakta hasta kabulleri başlamıştır. Birinci basamağın öncelikli görevi koruyucu hekimliktir. Gebe, lohusa, bebek, çocuk izlemleri ile bu gruba yapılacak aşıma işlemleri için fiziki şartların sağlanması gerekmektedir” diye konuştu.
“COVİD-19 HALA CİDDİ BİR TEHLİKE”
Covid19’un hala ciddi bir tehlike olduğunu ifade eden Antmen şunları söyledi:
“Özellikle AVM gibi kapalı mekanlardan uzak durulmalı, maske, dezenfektan kullanımı, el hijyeni ve fiziksel mesafe gibi temel önlemlerden asla vazgeçilmemelidir.
Mersin Valiliği'ne ve Sağlık Müdürlüğü'ne bir kez daha çağrı yapıyoruz; Bizimle iletişime geçin, bugüne dek yeterince yapılmamış olan pandemi yönetimini bundan sonra birlikte yapalım, vaka sayılarını ve bilgilerini kişisel bilgileri koruyarak bizimle paylaşın, bilgiler şeffaf olsun.
Sağlık Bakanlığına ve Cumhurbaşkanına da seslenmek istiyoruz; Bugüne dek ölen 42 sağlık çalışanı göz önünde bulundurularak Covid-19 nedeniyle ölen sağlık çalışanlarını meslek hastalığı ve iş kazası olarak değerlendirilmesi için gerekli hukuki düzenlemeleri bir an önce yapın. Başta meslektaşımız Dr. Erdinç Şahin olmak üzere, Covid-19 tedavisi almış, kliniği ve epidemiyolojisi Covid-19 olan ancak testi negatif çıktığı için Covid-19 tanısı almadan defnedilen pek çok arkadaşımıza gerekli özeni gösterin ve çocuklarının, ailelerinin mağduriyetlerini giderin.
Taleplerimiz halkın sağlık hakkı ve hekimlerin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik taleplerdir. Biz bugüne değin bu taleplerin takipçisi olduk ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.”