Haber Merkezi
EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu), BOTAŞ (Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi), Yargıtay Başkanlığı ve bazı okullar başta olmak üzere çalışanlardan mesaj yoluyla korona virüs salgını tedbirleri için bağış istenmesini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a soran CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in soru önergesi TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a takıldı.
CHP’li Vekilin önergesini “kişisel” bularak iade eden Mustafa Şentop’a yanıt veren Antmen “Pandemi nedeniyle çoğu ülke vatandaşına ekonomik olarak destek verirken Türkiye’de tam tersi olmuş, iktidar vatandaşından IBAN vererek para istemiştir. Bazı kurumlarda da bu bağış zorunlu kılınmıştır. Kurum çalışanlarına gelen mesaj ve bilgilere göre, personel maaşlarından 200 ila 400 TL kesinti yapılacağı açıklanmıştır. Ben de bunu sordum. Şentop önergemi iade etti. Bunun neresi kişisel? Saraydan, saltanattan ve lüksten zerre feragat etmeyenlerin vatandaştan fedakarlık beklemesinin nesi kişisel? Burada konu kişisel değil genel genel!” ifadelerini kullandı.
Antmen, Cumhurbaşkanının tarafsızlık yemini etmesine rağmen muhalefete karşı hep taraf olduğunu belirterek “Cumhurbaşkanı tarafsız değil, hiç değilse Meclis Başkanı tarafsız olsun ama o da tarafsız değil. Meclis Başkanının görevi saraya değil Meclise ve onun üyelerine taraf olmaktır. Meclisin itibarını korumaktır” dedi.
Şentop’un iade ettiği önergede yer alan sorular şu şekildeydi;
Çalışanlarından korona virüs nedeniyle bağış isteyen kurumlar hangileridir? Bu zorunlu bağışları kim ya da kimlerin talimatı ile kurum yöneticileri istemektedir?
Devlet ve iktidar mensuplarının kamu çalışanlarından zorunlu bağış isteyebileceği Anayasa’nın neresinde yazmaktadır? Bu yapılan gasp değil midir? Zaten çok zor şartlarda borç içerisinde, icra baskısı ile ayakta kalmaya çalışan memur ve işçiden zorla bağış toplamak zulüm değil midir? Bu zorunlu bağış Anayasamızın değişmez hükmü olan “sosyal devlet” ilkesine aykırı değil midir?
Bu durum, zorunlu bağışı yapmak istemeyen çalışanların fişlenmesi demek değil midir? Bağış yapmayan çalışanların baskı altına alınmayacağının ya da mobbinge uğramayacağının garantisi var mıdır?
İktidar mensuplarının durmadan bizi kıskandıklarını iddia ettiği Almanya, Fransa, Kanada, İtalya ve bütün çağdaş ülkeler halkına parasal yardım yaparken; Türkiye’nin tam tersine kendi memurundan zorunlu bağış altında para toplamasını devlet adabına ve makamlarınızın ağırlığına sığdırıyor musunuz?
Çalışanlardan zorla para toplayacağınıza, vergisini sıfırladığınız holdinglerden o vergileri geri almanız ve dolar geçişiyle garanti verdiğiniz köprü ve yolların ücretlerini Türk Lirasına geçirmeniz daha adil olmaz mı?
Kamu çalışanlarından zorla para toplayacağınıza; yıllık gideri 3 Milyar lirayı geçen Cumhurbaşkanlığı Sarayının giderlerini kısmak daha makul bir çözüm değil midir?