GİZEM EKİCİ
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, çoklu baro düzenlemesine, Mersin Barosu önünde yaptığı basın açıklaması ile tepki gösterdi.
Baro başkanlarınca, Türkiye Barolar Birliği’ne Adalet Komisyonunda görev yapacak TBB temsilcilerinin baro başkanları arasından belirlenmesi talebinde bulunulduğunu ancak bu talebin reddedildiğini anımsatan Yeşilboğaz, “En başından itibaren tüm müzakere yollarını deneyen ve bugün de yasa yapma sürecine aktif olarak katılmak isteyen baroların tüm taleplerinin geçersiz olarak reddedilmesi, Meclis önünde son günlerdeki yaşanan tabloyu ortaya çıkarmıştır. Barolar olarak, bu aşamadan sonra da tüm taleplerimizin arkasında olduğumuzu ve yasa yapma sürecinde aktif olarak katılma kararlılığımızı ve talebimizi bildiriyoruz.
Teklif, alt komisyona sevk edilerek ve tüm demokratik söz hakları kullandırılarak bu yanlıştan dönmek için hala geç değil. Biz baro başkanları olarak Meclis önünde nöbetimizi sürdüreceğiz. Görüşme ve kendimizi ifade edebilme talebimizin de arkasındayız. Bizi içeri almayacaklarda, burada siz basın temsilcilerinin ve sizin aracılığınızla tüm halkımızın huzurunda komisyona kendimizi ifade etmeye hazır olduğumuzu bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Son söz! Savunmadan hiç hazzetmediniz, biliyoruz. İlk fırsatta kapılarınızı ayırdınız, sonra susturmaya çalıştınız. Olmayınca, duruşma salonlarından atmaya; Olmayınca, tutuklamaya; Olmayınca, hastanelere göndermeye çalıştınız, avukatlığı hastalık derecesinde sahipleniyorlar diye. Olmayınca, hukuksuz yargılamalarla on yıllarca ceza vermek yolunu seçtiniz. Şimdi de teslim alamadığınız baroları parçalayarak, cübbelerimize ilik açmaya, düğme dikmeye çalışıyorsunuz. İstiyorsunuz ki, yargının bağımsız kalan son ayağı da iktidara bağlansın. İstiyorsunuz ki, herkes sussun. İstiyorsunuz ki, bu karanlık böyle sürsün. Sizden öncekilere de söylemiştik duruşma salonlarında; Şimdi size de aynı şeyleri söylüyoruz: Bu projenin eski sahiplerinin yakalandıklarında ilk sözlerinin ‘avukatımı istiyorum’ olduğunu hiç hatırınızdan çıkarmayın. Unutmayın; tarih aydınlık için, umut için, insanlık için mücadele edenleri, umudu savunanları yazar. Bu ülkede avukatlar var: Aydınlığı onlar temsil ediyor. Özgürlüğü onlar, hukuk devleti ve demokrasi adına ne varsa onlar temsil ediyor. Onlar; bütün baskılara, tehditlere, gözdağlarına, yargılamalara rağmen susmayanlar, güce biat etmeyenler, vazgeçmeyenler, özgürlükler için bedel ödeyenler. Ne yurttaşın sesinin kısılmasına izin verecekler, Ne de karanlığınızın sürgit devam etmesine. Bizlere iyi bakınız. Teker teker saymakla bitireceğinizi sandığınız bu avukatlar gökyüzü kadar büyük bir kararlılığı cübbelerinin altında taşıyorlar. Şimdi onların cübbeleri bir barınak, bir çatı, bir kalkan. Altına kimsesiz çocuklar, öldürülen kadınlar, yakılmış ormanlar ve ortadan kaldırılmak istenen koca bir adalet sistemi sığıyor. Ve iyi dinleyin, hepsi bir ağızdan hiçbir baskıya boyun eğmeyeceklerine, mesleklerine ve cumhuriyet’e sahip çıkacaklarına dair bu ülkenin teker teker her bir çocuğuna yemin ediyorlar. ‘Bu barolar artık çok oldu’ diyorsunuz ya; siz yargıyı bağımlı kıldıkça, hukuku yok saydıkça, adaleti unuttukça, insan haklarını ayaklar altına almaya devam ettikçe; biz de ‘çok’ olmaya devam edeceğiz. Siz çocuk istismarına, kadına şiddete, kadın cinayetlerine, doğanın talan edilmesine sessiz kaldıkça; biz barolar da ‘çok’ olmaya devam edeceğiz. Bu ülkenin baro başkanlarının adalet adımlarına çelme takmaya çalıştığınızda da ‘çok’ olmaya devam edeceğiz. Baroları bölmeye, susturmaya yönelik tasarı yasalaşırsa, ‘daha çok’ olmayı sürdüreceğiz. Savunmaya dokunma! Paralel baro istemiyoruz!” dedi.