GİZEM EKİCİ
Eğitim-Sen Mersin Şubesi, Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve Alan Yeterlilik Sınavı’nı (AYT) değerlendirdi. 24 soruluk Türkçe testinden 4,7; 40 soruluk matematik testinden 7,5 doğru yanıtlama ortalaması olduğunu açıklayan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, suçun öğrencilerde olmadığını, 18 yıllık iktidarın kendi siyasal anlayışını dayatmasının sonucu olduğunu belirtti.
Eğitim sisteminin yıllardır alarm verdiğini söyleyen Sümbül, “Fakat son sınav sonuçlarına bakıldığında eğitimde alarm seviyesinin de geçilip can çekişme noktasına gelindiği görülmektedir” dedi. İktidarın eğitimi dünya ve ülke gereksinimlerine göre düzenlemediğini söyleyen Sümbül, “18 yıldır iktidar kendi siyasal anlayışı üzerinden dizayn etmeye çalışmaktadır. Bu tek yönlü, ötekileştirici, cinsiyetçi, çağın gereksinimlerinden kopuk, bilimsel kriterlere uymayan, yeterli yatırımlarla desteklenmeyen eğitim anlayışı sonuç olarak vasatın da altında bir eğitime dönüştü. Bütün eğitim aşamalarını dini temellere dayandırma arzusu, zorunlu din derslerinin yanında zorunlu seçmeli din derslerinin getirilmesi, Lise Geçiş Sınavlarında başarılı olamayan öğrencileri özendirici olanaklar sunarak hatta mahalle baskısı biçimine dönüştürerek imam hatip okullarına yönlendirme çabaları TYT ve AYT’deki mevcut başarısızlığı doğurdu” diye konuştu.
“EĞİTİMİN DAMARLARI TIKANDI”
İmam hatiplerde sınıfların artık neredeyse boş olduğuna değinen Sümbül, “24 derslikli bir imam hatip lisesinde birkaç sınıflık öğrenci kaydı yapılıp sınıf mevcutları 20 öğrencinin altındayken; akademik eğitim veren okullarda derslik yetersizliği, öğretmen eksikliği, sınıf mevcutlarının 40’in üstünde olması, ikili eğitime rağmen dersliklerin yetersizliği, öğretmenlerin özgün ve özgür ders işlemelerine sürekli müdahale edilmesi, çağın gereksinimlerinden kopuk köhnemiş bilgileri gerçekmiş gibi sunma arzusu, sınıflarda etkileşimli tahta kullanımının zorlanması, ortak sınav yapma böylece öğretmeni denetleme iradesi eğitimin damarlarını tıkamış, can çekişen bir duruma sokmuştur” dedi.
“Z KUŞAĞININ OKULA GÜVENİ AZALDI”
Eğitimde çok sesliliğin, farklı yeteneklerin eğitimi, eğitim programlarının çeşitlendirilmesinin terk edildiğini vurgulayan Sümbül, “Tek tip imam hatipleşme eğitim yönetiminin odağına konulmuştur. Dini derslerin dışındaki dersler de dahi inanç temelli anlatımlar tercih edilmiş, fen bilimleri gibi bilimsel verilerle, akılcı yöntemlerle işlenmesi gereken dersler inanca uygun hale getirilmiş, inanca uymayan yönler müfredattan çıkarılmıştır. İktidarın paydaşı gibi düşünen kesimlerin bilimsel kanıtlamalardan uzak, farazi bilgilerle donatılmış eserleri derslerde asıl kaynaklarmış gibi kullanılmış; ‘Z Kuşağı’ denilen ve bilgiye rahatlıkla ulaşan gençlerin bu tutarsız bilgileri ciddiye almamaları, okullarda verilen içeriklerin kendilerini tatmin etmemesi nedeniyle okula olan güvenleri zayıflamış, okuyup araştırmak yerine test çözerek, sınav odaklı ezberci eğitimi benimsemişlerdir. Teknolojinin olanaklarını çok iyi kullanan gençler bilgi gereksinimlerini sanal ortamdan kazanmaya çalışmışlardır. Bu durumda da mevcut sınav sonuçları ortaya çıkmıştır” diye açıkladı.
EĞİTİM SİSTEMİ İÇİN ÖNERİLER
“24 soruluk Türkçe testinden 4,7; 40 soruluk matematik testinden 7,5 doğru yanıtlama ortalaması eğitimin artık bitme noktasında olduğunun açıkça göstergesidir” diyen Sümbül, bu sorunun aşılması için şu önerileri sundu; “En kısa sürede açık bulunan 90 bin öğretmen ataması yapılmalı. Derslik sayısındaki yetersizlikler giderilmeli. Bilimsel, demokratik, laik, çağdaş ilkelere göre eğitim müfredatı güncellenmeli. Zorunlu din dersleri kaldırılmalı. Sanat derslerinin ağırlığı artırılmalı. Felsefe grubu dersler her düzeydeki sınıflarda zorunlu hale getirilmeli. Ders içerikleri ve müfredat sadeleştirilmeli. EBA gibi dijital platformların kullanılmasına zorlanılmamalı, bu platformların destek amaçlı olduğu unutulmamalı. Öğrencilerin yönelimi, yetenekleri ilkokuldan itibaren takip edilip öğrencinin gereksinimlerine göre eğitim içerikleri zenginleştirilmeli. Okullar arasındaki farklar kaldırılmalı. Öğretmenlerin özgünlüğü ve özerkliği eğitimin odağına oturtulmalı. Bütçeden eğitime ayrılan pay artırılmalı, eğitimin her aşaması ücretsiz olmalı. Sınavlar başarısızlığı değil eksikliği ölçmeli böylece başarısızlık nedenleri tespit edilip çözümler üretilmeli. Rehberlik hizmetleri özerkleştirilmeli. Açık ortaokul, açık lise zorunlu haller dışında eğitimin bir parçası olmaktan çıkarılmalı. Okullarda kütüphane, laboratuvar, resim-müzik atölyeleri, spor salonları oluşturulmalı. Eğitimdeki yan hizmetlerde kadrolar hemen doldurulmalı. Öğretmen maaş ve ücretleri yoksulluk sınırının üstünde olmalı. Ücretli, sözleşmeli, kadrolu öğretmen ayrımına son verilmeli; tüm öğretmenler kadroya alınmalı. Yönetici atamalarında liyakat esas alınmalı; yöneticiler okul bileşenleri tarafından seçimle görevlendirilmeli. Pandemi döneminde olduğu gibi uzaktan erişimli derslere erişemeyen öğrencilerin ihtiyaçları karşılanmalı. Öğretmenler kurulu okul yönetiminde görev almalı.”
“BAŞARISIZLIK SİZİN HATANIZ DEĞİL”
Uyarılarının dikkate alınmasını umduklarını söyleyen Sümbül, alınmazsa çok geç olacağını belirtti. Sümbül, “Eğitim için her türlü fedakarlık yapılmazsa sil baştan başlama şansımız olmayacaktır. Sınavda istediği başarıyı elde edemeyen çocuklarımıza da seslenmek istiyoruz: Başarısızlık sizin hatanız değil sevgili gençler, eğitimi planlayamayan biz yetişkinlerindir başarısızlık. İçinizdeki güze inanın, biz Eğitim-Sen olarak sizin gücünüze inanıyoruz” dedi.