Mersin’e ve bölgeye büyük ekonomik katkı sunması beklenen TÜİOSB’nin bir an önce tamamlanması için çalışmalar hızla sürüyor. Tarsus ilçesi Kurbanlı Köyü mevkiinde 245 hektar alanda, yaklaşık 100 yatırımcının katılımıyla hayata geçirilecek TÜİOSB’de temel altyapı çalışmaları başladı. TÜİOSB’de yatırımcılara arsa tahsisleri de devam ediyor.
TÜİOSB Yönetim Kurulu Başkanı Gül Akyürek Balta, bölgedeki çalışmalarda gelinen son durumu İHA muhabirine anlattı.
“İLK ETAPTA OLUŞTURULAN 70 PARSELİN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ YATIRIMCILARIMIZA TAHSİS ETTİK”
TÜİOSB’de en az 100 yatırımcıyla tarımsal üretime inovatif teknolojilerle yüksek katma değer kazandırmayı, kadın iş gücü ile küresel markalar oluşturmayı, 10 bin kişiye nitelikli istihdam sağlamayı hedeflediklerini belirten Gül Akyürek Balta, “28 Aralık 2019 tarihinde Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’ın katılımıyla temellerini attığımız TÜİOSB’de ilk etapta 180 hektarlık alanda oluşturulan 70 parselin büyük bölümünü yatırımcılara tahsis ettik. Üretim üssünde ilk etapta 7 bin kişiye istihdam sağlayacağız. İlk yatırımcılarımızın yüzde 15’i yabancı, yüzde 25’i il dışından ve yüzde 60’ı Mersin ilimizden oluştu. Adana, Eskişehir, Ankara, Mardin, İstanbul, Hatay, Bursa ve Osmaniye illerinden yatırımcılarımız var” dedi.
“TÜİOSB’NİN ALTYAPI PROJELERİNDE SON TEKNOLOJİ SİSTEMLERİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ”
Yatırımcılara arsa tahsislerine hızla devam ederken, yatırımların başlaması için de gerekli olan temel altyapı çalışmalarına başladıklarını belirten Balta, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı iş birliği ve destekleriyle istinat duvarları ve sanat yapıları için hafriyat ve dolgu çalışmalarına da hızla başlayacaklarını söyledi. “TÜİOSB’nin altyapı projelerinde son teknoloji sistemleri üzerinde çalışıyoruz” diyen Balta, bölgenin enerji ihtiyacını yerleşke içerisinde kurulacak ortak güneş enerji santralinden temin edeceklerini vurguladı. Yenilenebilir enerji yatırımları yaparak, katılımcıların enerji birim fiyatlarını daha uygun hale getirip yurt dışı pazarlardaki rekabet güçlerini artıracaklarını ifade eden Balta, “Modern arıtma tesisinde arıtacağımız atık suyu, yeşil alanlarda sulama suyu olarak yeniden değerlendireceğiz. Lojistik maliyetleri azaltmak için de bazı çalışmalar yürütüyoruz. Bölge içerisine kuracağımız atık yönetim tesisi, ortak sağlık güvenlik birimi ve çevre laboratuvarı ile girişimcilerimizin bu alanlardaki giderlerini de minimize etmek için planlamalarımız hazır durumda” diye konuştu.
“İLK ETABINI 2 YIL İÇİNDE TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Bölgeyi tamamlama hedeflerini de açıklayan Balta, “TÜİOSB’nin ilk etabının 2 yıl içinde tamamlanmasını hedefliyoruz. 5 yıl içerisinde 245 hektar alandaki bütün fazlarının tamamlanmasıyla en az 100 yatırımcıyla birlikte modern ve görkemli bir üretim üssü haline gelecek” ifadelerini kullandı.
“ÜRÜNLERİ EN YENİ TEKNOLOJİLERLE İŞLEYECEĞİZ”
Balta, bölgede gerçekleştirilecek faaliyetlere ilişkin de bilgi verdi. Mersin’in çok verimli tarım arazilerine ve zengin ürün çeşitliliğine sahip olduğuna işaret eden Balta, bu tarımsal ürünleri en yeni teknolojileri kullanarak işleyip yüksek katma değere ulaştıracaklarının altını çizerek, şöyle devam etti: “Meyve ve meyve özlerini işleyeceğiz, bölgede sadece yöremizde yetişen endemik, tıbbi ve aromatik bitkileri yüksek katma değerli mamul madde haline getireceğiz. Bölgemizde tarımsal ürünlerin katma değerini artıracak konvansiyonel kurutma yöntemlerinin dışında, ürün kalitesini ve besin değerlerini yüksek oranda koruyan mikrodalga, radyo frekansla ve dondurarak kurutma gibi teknolojiler kullanacağız. Tüm bu ürünlerin yurt içi pazarlara satılmasının yanında ağırlıklı olarak dünya pazarlarına ihraç edilmesini hedefliyoruz.”
“KOGİF PROJESİNİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Türkiye’nin en önemli ihtiyaçlarından birisinin; eğitimli, cesur ve özgüveni yüksek kadın girişimciler olduğuna inandıklarını ve bu çerçevede Kadın Ortak Girişim Fabrikaları Projesini (KOGİF) de uygulamaya koyduklarını söyleyen Balta, “Kadın yatırımcıların, girişimcilerin ve iş gücünün, üretimde ve ticarette daha çok var olması, değişen rekabet koşullarına karşı desteklenmesi amacıyla KOGİF Projesini hayata geçiriyoruz. Çalışma hayatında, kadınların önündeki engelleri kaldırmayı, üreten, gelişen, iş ve aile yaşamında başarılı bir kadın girişimci profili hedefliyoruz. Hayata geçireceğimiz Kadın Ortak Girişim Fabrikalarında yatırımcıların, yöneticilerin ve üreticilerin ağırlığının kadınlardan oluşmasını arzu ediyoruz. Bu fabrikalarda bölgesel tarım ürünlerinden, inovatif ve yenilikçi bir yaklaşımla yüksek katma değer üreten, uluslararası markalar oluşturacağız. Burada üretilen inovatif ürünleri teşviklerle destekleyeceğiz ve Melek Yatırımcılarla buluşturacağız” şeklinde konuştu.
KOGİF’in TÜİOSB’nin en anlamlı projelerinden biri olduğunu vurgulayan Balta, burada çalışan kadınların çocukları için kreş yapacakları bilgisini de verdi. Balta, şehit eşleri ve çocuklarının istihdamı için de tüm yatırımcıların fabrikalarında kontenjan ayıracaklarının altını çizdi.
“BÖLGEMİZE YÜZ MİLYONLARCA DOLARLIK YATIRIM ÇEKMİŞ OLACAĞIZ”
Balta, TÜİOSB'nin Mersin'e, bölgeye ve ülkeye sağlayacağı katkıyı ise şu cümlelerle anlattı:
“Mersin bölgesinde kadın iş gücü ile yüksek teknolojiden yararlanarak tarımsal üretimde küresel markalar çıkarmayı hedeflediğimiz TÜİOSB’de, 5 yıl içerisinde en az 100 yatırımcıyla 10 bin kişiye nitelikli istihdam sağlamayı amaçlıyoruz. TÜİOSB ile bölgemize sürekli değer üreten yüz milyonlarca dolarlık yatırım çekmiş olacağız.”
“YENİ NORMALDE DÜNYA PAZARLARINDA ÜRETİM TEKNOLOJİSİNİ VE KALİTE FARKINI OLUŞTURAN ÜLKELER HIZLA YÜKSELECEK”
Balta, böyle bir OSB kurmakla tarımsal ürün işleme sektöründe düşük maliyetle daha verimli üretim yapmayı, yurt içi ve yurt dışı pazarlarda rekabet avantajının yanında, bölge ve ülke ekonomisine katkı ve nitelikli istihdam sağlamayı, kadın girişimciliğinin gelişmesini amaçladıklarını dile getirdi. Balta, “Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak ani gelişen olumsuz hava olayları ve son süreçte etkisini aralıklarla artıran Covid-19 pandemisi nedeniyle tarımsal üretimde ileri teknoloji kullanılma zorunluluğunun başladığı bir süreçten geçiyoruz. Yeni normalde dünya pazarlarında üretim teknolojisini ve kalite farkını oluşturan ülkelerin hızla yükseleceğine inanıyoruz. Çünkü inovatif teknolojiler ürün kalitesinin artırmakla kalmıyor, onların yüksek katma değer kazanmasına neden oluyor. Yani ürünler teknoloji ile 7 kat daha değerli hale geliyor. Bu teknolojiler aynı zamanda gıda saklama güvenliğini en yüksek düzeye çıkaracak. Yenilikçi sanayi tesisleri yatırımları yüksek maliyetli yatırımlar gibi görünse de yerli makine üretimleri her geçen gün artıyor.
Yeni normalde tarım ve gıda sanayisinde üretilen ürünlerin sağlıklı, uygun maliyette ve güvenilir olması temel amaç ve bunun sürdürülebilir, verimli ve sürekli kılınması ise temel hedef olmak zorundadır. Covid-19 pandemisinin 21’inci yüzyılda sadece gıda güvenliğinde değil, daha birçok alanda, yeni yaklaşımların benimsenmesine neden olacağı ve değişimi getireceği açıktır. Bu sebeple sürdürülebilir gıda temini için tarım yatırımlarının önemi daha da artıyor. Biz tarımda ihracatçı bir ülkeyiz, Avrupa'da birinci, dünyada da ilk 10'un içindeyiz. Bunun daha fazlasını yaparak potansiyelimizi Mersin’e taşımamızın tam zamanı olduğunu düşünüyoruz” dedi.
“YILMADIK, TAMAMLAMAYA DA KARARLIYIZ”
Türkiye'de ilk kez bir kadının OSB'nin başında olmasının avantaj ve dezavantajlarını da değerlendiren Balta, Türkiye’de kadın olmanı, birçok alanda yarışa geriden başlamak anlamına geldiğini söyledi. “Hepimiz bu süreçleri yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz” diyen Balta, kadınların artık bu alandaki eşitsizliğin ortadan kalkmasını istediklerini vurguladı. Balta, “Türkiye olarak kadına seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere birçok hakkın gelişmiş Avrupa ülkelerinden önce verilmesine rağmen maalesef biz toplum olarak bunları daha da ileriye götürüp her alanda kadın-erkek eşitliğini sağlayamamışız. Kadın erkek eşitliğini sağlayamaz, toplumun yarısını oluşturan kadınlarımızı iş ve sosyal yaşama tam anlamıyla entegre edemezsek bir yanımız yarım kalır. Kadın ve erkeğin el ele verip her alanda eşit olarak hak ve sorumluluklara sahip olması halinde gelişmiş uygar bir toplumdan bahsedebiliriz. TÜİOSB olarak gerek bölge müdürlüğümüzde gerek fabrikalarımızda gerekse yürüteceğimiz özel projelerde gözeteceğimiz en önemli konu, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için çalışmak olacaktır. TÜİOSB’nin fikir aşamasından bugün geldiğimiz noktaya kadın olarak neden bu işlerle uğraştığımızdan üretimin organize sanayi bölgesi kurmanın erkek işi olduğuna varıncaya kadar birçok söylemle karşılaştık. Ancak yılmadık. Bu arada çıkmış olduğumuz yolda bizleri destekleyen, cesaretlendirenler yok muydu? Elbette ki vardı. Bizlerin cesareti, azmi ve kararlığı ve onların da destekleri sayesinde süreci bu noktaya kadar getirdik ve tamamlamaya da kararlıyız” diye konuştu. (İha)