AYŞENUR ÖNAL
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 24 Ağustos’ta okulların açılmasının ardından Türkiye’nin her yerinden karantinaya alınan okul haberleri gelmeye başladı.
Okulların açılmasının üzerinden daha 1 hafta geçmemişken, 80 okul Covid-19 pozitif çıkan eğitimcilerden ve çalışanlardan dolayı karantinaya alındı. 4 okul da Mersin’de karantinaya alınırken, eğitimcilerin kaygıları daha çok arttı. Bazı okullar online seminerlere geçiş yaparken geçmeyen okullardan vaka haberleri de gelmeye devam ediyor. Mersin’de verilen bilgilere göre; Tarsus Kelahmet İlkokulu, Tarsus Turgut İçgören Ortaokulu, Çavuşlu Ortaokulu, Zeki Koyuncuoğlu İlk ve Ortaokulu karantinaya alındı. Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, sayının her dakika daha da arttığını vurguladı.
OKULARDA KAOS ORTAMI HAKİM!
Konuya ilişkin açıklama yapan Sümbül, “Arkadaşlarımız oldukça kaygılı. Biz daha önce uyardık, hala uyarılarımız devam ediyor. Uyarılarımız da seminerlerin online olmasını istemiştik, bazı illerde seminerler online olmaya başladı” dedi. Yüz yüze eğitime geçilmeyi en başından beri desteklediklerini kaydeden Sümbül, “Ama gerekli önlemler alınmadığı için kaosa yol açtı. Bu durum insanların sağlığını ve psikolojisini çok zorlayan bir pratik oldu. Bu bakımdan da okullarda acilen gerekli önlemlerin alınması ve seminer faaliyetlerinin online olması gerek. Yoksa her geçen gün testi pozitif çıktığı için kapatılan okullar ve karantinaya alınan okullar artacak. Hala yeni yeni isimler geliyor, bir an önce bakanlığın önlem alması ve okullarda da yüz yüze eğitime geçilmesi için çok daha yoğun önlem alınması gerekiyor” sözlerine yer verdi.
BULAŞI VE CAN KAYBI ARTAR!
Eğitim faaliyetinin alınmayan önlemlerle devam etmesinin salgını toplumun her kesimine bulaştıracağını vurgulayan Sümbül, “Zaten Sağlık Bakanlığının açıkladığı sayılar her geçen gün artıyor. Eğitimin başlıyor olması sadece eğitim emekçilerini ilgilendiren bir durum değil. 18 milyon insanın sokakta, caddede, AVM’de, kırtasiyede, okulda hareket halinde olması demek. Bulaşın bu şekilde artmaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Tabi önlemler doğru bir şekilde alınırsa yüz yüze eğitim devam edebilir ama alınmazsa tam tersi bulaşı ve can kaybının daha da arttığını göreceğiz” diye uyarılarda bulundu.
“KARAMSAR BİR RUH HALİ TOPLUMUN GENELİNDE YAYGINLAŞIYOR”
Türkiye genelinden bilgiler alan Eğitim-Sen Merkez Yürütme Kurulu ise konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu;
“Salgının geldiği aşama kaygılarımızı artırmaya devam ediyor. Her gün artan vaka sayıları, alınmayan önlemler ve ne olacağını bilememenin verdiği karamsar bir ruh hali toplumun genelinde yaygınlaşıyor. Mesleki çalışmaların uzaktan yapılmasının mümkün olmasına rağmen yüz yüze yapılmasında ısrar edilmesi ve yeterli önlemler alınmadan öğretmenlerin okullara çağrılması salgınla mücadelede yaşanan eksiklikleri göstermektedir. Salgınla mücadelede başarılı olmak için öncelikle alınacak tüm önlemelerde ve atılacak adımlarda halk sağlığını ve toplum yararını esas almak gerekmektedir. Siyasi gelecek beklentisinin veya sermayenin elde edeceği kazancın halk sağlığı ve kamusal yararın önüne geçmesinin yaratacağı olumsuz sonuçların telafisi mümkün olmayacaktır.
“MEB VE YÖK SENDİKALARLA BİR ARAYA GELMELİ”
25 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile kamu çalışanlarına uzaktan ve dönüşümlü çalışma olanağı tanınarak bu süre içerisinde idari izinli sayılmalarına dönük bir düzenleme yapıldı. Bu kararnamenin kendisi dahi salgında gelinen aşamanın ciddiyetini göstermektedir. Sağlıklı karar verebilmenin ön koşulu geçerli ve güvenilir bilgiye sahip olmaktır. Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumların bu dönemde tüm bilgileri şeffaf olarak kamuoyu ile paylaşması gerekmektedir. Cumhurbaşkanlığı genelgesinin nasıl uygulanacağı ile ilgili MEB ve YÖK sendikalarla bir araya gelmeli ve uygulama ile ilgili geniş bir toplumsal mutabakat sağlanmalıdır.
EĞİTİMCİLERİN TALEPLERİ
Sadece salgınla ilgili yaşananlar değil, bazıları salgınla ilişkili olmak üzere, çok sayıda sorunun acilen çözülmesi gerekmektedir. Bu nedenle Eğitim Sen olarak taleplerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz:
25 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı genelgesinin uygulanmasına dönük sendikalarla bir araya gelinmelidir. Öğretmenlerin 2020 Yılı İsteğe Bağlı İl Dışı Tayin dönemince sınırlı sayıda kadro açık ilan edildiğinden öğretmenlerin çalışmak istediği yeri belirleme hakkı fiili olarak sınırlandırılmıştır. Norm kadrolar güncellenerek il dışı tayin hakkı verilmeli ve hızla bununla ilgili düzenleme yapılmalıdır. Mazeret tayinlerinde kadro yokluğu nedeniyle bazı öğretmen arkadaşların ataması gerçekleştirilemedi. Eş durumu özründen tayini çıkmayan arkadaşlara il emrine atanma hakkı verilerek hızla aile birliği sağlanmalıdır.
Ortaöğretime geçiş sistemi öğrencileri mağdur etmeye devam etmektedir. Her ne kadar MEB açıkladığı verilerle öğrencilerin büyük bir bölümünün kendi istediği okula yerleştiği algısı yaratmaya çalışsa da, aslında gerçek öğrencilerin tercih etmek zorunda kaldığı okula yerleştiğidir. LGS’de öğrencilerin sorunlarına bir parça da olsa çözüm üretebilmek için 3. nakil dönemi planlamalı ve boş kontenjanları öğrencilerin tercih etmesine olanak sağlanmalıdır.
RAM’ların özel eğitim bölümlerinden alınan raporların yenilenmesi ciddi bir yoğunluğa neden olmaktadır. Bu da salgının yayılmasına zemin oluşturmaktadır. RAM’lardan alınan raporların yenilenmesi yerine bu raporların süresinin MEB tarafından alınacak bir kararla 1 yıl uzatılması sorunu çözecektir.
2019 KPSS mağdurları haftalardır yaşadıkları mağduriyeti anlatmaya, sorunlarına çözüm üretmeye çalışmaktadır. MEB, arkadaşlarımızın, kendilerinden kaynaklanmayan bu durumdan dolayı, daha fazla mağdur olmamaları için hızla ek atama da dâhil çözüm üretmelidir.
Öğretmenler MEB’in aldığı karar gereği mesleki çalışmalar için okullarda bulunuyor. Öğretmenlerin bu koşullarda ve alınan yetersiz önlemlerle okullarda bulunmasının salgının yayılması açısından istenmedik sonuçlar üretebileceği uyarısını hem yaptığımız açıklamalarla kamuoyu ile hem de yaptığımız görüşmelerde MEB yöneticileri ile paylaşmıştık. Genel Merkezimize şubelerimizden şu ana dek ulaşan bilgiler maalesef bizleri haklı çıkarmaktadır. Bu konuda yanılmayı çok isterdik. Tek bir eğitim emekçisinin dahi salgından olumsuz etkilenmesini istemeyiz ve salgının başından bu yana da ortaya koyduğumuz çaba öğrencilerimiz, eğitim ve bilim emekçileri ile halkımızın sağlığını koruma isteğimiz ve kararlığımızdandır.
“MASKE TAKARAK SALGINLA MÜCADELE EDİLEMEYECEĞİ AÇIKTIR”
Gelinen aşama var olan durumu yeniden değerlendirmeyi zorunlu hale getirmiştir. MEB, hızla sendikalarla bir araya gelmeli ve bundan sonra sürecin nasıl devam edeceğine ilişkin bir yol haritası oluşturmalıdır. Yüz yüze eğitimin başlaması eğer gerçekten isteniyorsa sağlıkla ilgili tüm önlemlerin tam olarak alınması gerekmektedir. Yetersiz önlemler, niyetten öteye geçmeyen tavsiyeler ve sadece maske takarak salgınla mücadele edilemeyeceği açıktır. MEB başta olmak üzere sorumluluğu olan tüm kurumları bu hususta yeniden düşünmeye davet ediyoruz.”