HEDİYE EROĞLU
Mersin’de 2004-2009 yılları arasında AK Parti İl Başkanlığı yapan, Haziran 2018 seçimlerinde birinci sıradan milletvekili seçilen M. Mustafa Gültak, 31 Mart yerel seçimlerinde ise HDP'nin kalesi olarak bilinen merkez Akdeniz ilçesinin Ak Parti belediye başkanı oldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kuruluşundan bu yana Mersin merkezde seçilen ilk belediye başkanı olan Gültak, Mercan TV’de yayınlanan gazeteci Hediye Eroğlu’nun hazırladığı Arka Plan Programı’na katılarak, önemli açıklamalar yaptı.
ÇAY MAHALLESİ’NDE 4 BLOK BİTTİ
SORU: Akdeniz halkı bundan sonrasını görmek, neler olacağını duymak istiyor. Özellikle kentsel dönüşüm alanında yürütülen çalışmalarda son durum nedir?
M. GÜLTAK: Sadece Akdeniz’in değil Mersin merkezin yarısından çoğunun dönüşmesi gerekiyor. Mersin gibi çok az il kaldı aslında dönüşmeyen, 50 yıllık, 100 yıllık kaçak yapıların oldu. Biz seçildikten sonra hemen sonra bölgeyi de iyi bildiğimizden dolayı hemen çalışmaya başladık. Öncelikle Çay Mahallesi’nde start verdik ve 140 dönüm arazi üzerine kurulacak 20 bloktan oluşan bir projemiz var. Şuan 4 blok bitmiş durumda. 1,5 yıl sonra Çay Mahallesi’ndeki tüm TOKİ evlerimizi ve işyerlerimizi teslim etmiş olacağız. Dışarıdan gelenlere kapalı burası, Çay Mahallesi’nde oturan vatandaşlarımıza sadece açık. Amacımız Çay Mahallesindeki insanlarımızın güzel ve refah bir ortamda yaşaması. Evlerini ve tapularını bize takas ettikten sonra Çay Mahallesi’ndeki dönüşümümüz devam edecek.
BARIŞ, BAHÇE VE TURGUTREİS’TE DÖNÜŞECEK
Ama bu yetmez dedik. Barış ve Bahçe Mahalleleri için de çalışmalar yaptık. Vatandaşlarla görüşmelerden net bir anlaşma elde edilemedi ama biz TOKİ ile tekrar görüşerek hem projede değişikliğe gidilmesini sağladık hem de vatandaşlarımızın ödeyeceği paraları azalttık. Proje hazır yüklenici yakın zamanda TOKİ’nin yüklenici firmaları gelecek ve yeniden pazarlığa oturulacak. Bu sefer olacağına inanıyorum çünkü fiyatlar bayağı aşağı çekildi.
Turgutreis Mahallesi’ni ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşmelerimizi sonucu riskli alan ilan ettik. Eylül ayı sonunda buradaki tüm görüşmeler bitecek ve TOKİ değil Çevre Bakanlığı üzerinden bir dönüşüm başlatacağız.
MÜFTÜ DERESİ DE DEĞİŞİM GEÇİRECEK
SORU: Müftü Deresi ile Çamlıbel’de dönüşüm beklenen bölgeler, buradaki çalışmalarınız neler ve ne aşamada?
M. GÜLTAK: Bu dediğimiz yerler şehrin kalbi. Bu bölgede Müftü Deresi bölgesini de ele alıyoruz. Müftü Deresi’ni denizden itibaren içeri doğru 1,8 kilometre revize edilecek. Bunun ilk etabı olan 600 metresi 29 Ekim’e yani Millet Bahçesi’nin açılış tarihine kadar bitmiş olacak.
Bu bölge kentte rantın en yüksek olduğu alanlardan biri ki örneğin yıkılan stadyumun alanına AVM yapılacağı söylenmişti. Ama böyle olmadı. Öte yandan Kışla Arazisi 30 senedir hiç kimsenin giremediği bir alan. Kışla içerisindeki askerlik bölgesi ve askeri lojman kalıyor ancak oradaki 29 dönüm arazinin içindeki tescilli ağaçlar kalacak ve içindeki bugün yıkılmış olan tarihi karakol ayağa kaldıracağız. Bu karakolun bir tarafı kültür müdürlüğü diğer tarafı ise Akdeniz’in ilk gençlik merkezi olacak.
Ayrıca Millet Bahçesi ile Kışla Arazisi arasına bir köprü yaparak iki bölgeyi birleştireceğiz. Yürüme ve bisiklet köprüsü olacak bu yapıda.
ÇAMLIBEL ESKİ GÜZEL GÜNLERİNE DÖNECEK
Tüm bu yapılar Çamlıbel’i tetikleyecek. Çamlıbel zaten dönüşümün içinde. 140 dönümlük Millet Bahçesi projesi Çamlıbel’in çehresini değiştirecek, eski güzel günlerine dönecek. Ayrıca bu bölgedeki Marina’nın etüt çalışmaları da yapıldı. Marina’da ki profesyonel balıkçıların hepsi Karaduvar’a gidecek. Kısa vadede Çamlıbel Millet Bahçesi ve Marina ile değişim yaşayacak. Çamlıbel’de ayrıca Emniyet Müdürlüğümüzün lojmanını da bölgeye kazandıracağız.
Çamlıbel için bir de ışık koridoru projesi hazırlamıştık. Projesi, kaynağı hazırdı ancak maalesef Büyükşehir’in iznine takıldık, izin vermedikleri için şuan bunu yapamıyoruz.
ÇANKAYA İLKOKULU YAŞAYACAK
SORU: Çankaya İlkokulu ile ilgili arazisi ticaret ve konut alanına dönüştürüldü. Endişeler nedeniyle tepkiler var. Gelecekte burası için bir tehlike söz konusu mu?
M. GÜLTAK: Çankaya İlkokulu’nun mezunuyum ben. Kentin önemli isimlerinin mezun olduğu bu okul 2002’den buyana boş. Ancak ben buraya el atınca ortalık karıştı. Burası benim okulum, benim anılarım var. Buradan 200 metre ileride doğdum ben çocukluğum anılarım var burada. ‘Ben burayı kimseye yedirmeme’ dedim. İmar ile ilgili sıkıntılar vardı, bunları düzelttik. Okul alanı içerisinde absurt bir bina var, bu bina için yıkım kararı çıkarttırdık. Bir aylık yasal süreç sonrası Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile de görüştük, bu alanının en az 25 yıllık tahsisini alarak, restorasyon çalışmaları yapacağız. Bu binayı Akdeniz Belediyesi’nin kreşi yapacağız. Çünkü o bölgede buna ihtiyaç var. Bizim çocukluğumuzu hatırlayacağız aynı zamanda çünkü yine bir eğitim merkezi olmuş olacak. 18 yıldır kaderine terk edilmiş bu binayı kreş haline getirip tekrardan hayata geçirmiş olacağız.
‘Ticaret alanına çevirdiniz, taks ve yoğunluğunu arttırdınız’ eleştirileri var. Biz bunları imarda koşmamıza rağmen tescilli binanın şeklini değiştiremezsiniz ki ben 5 binlik plana uydum. Burayı ticaret alanı ve konuta çevirmekle yeni yasayla tescilli binaların yanına bina yaparken Anıtlar Kurulu’ndan izin almak zorundasınız. Vakıflar uygun olmayan bir projeye zaten izin vermez. Burası hayır değil akar. Kiraya verebilmesi için bu imar düzenlemesinin yapılması gerekiyor.
HAYAL ETMEK GÜZEL AMA PARA LAZIM
SORU: Tarihi kent merkezinin korunması için ciddi çalışmalara ihtiyaç var. Siz neler yapıyorsunuz?
M. GÜLTAK: Kiremithane ve diğer bölgelerde bir çok uygulamalarımız var. Örneğin Hadra Hamamı’nı restore ettik ve sanat evi olarak attık. Buralarda yapılması gereken; Büyükşehir Belediyesi ve alt belediyelerin bu işe ödenek ayırması ve birlikte çalışması gerekiyor. Mesela en azından buranın etap etap yapılması gerekiyor. Uygulama projeleriniz olacak ve kamulaştırma için de köşeye para ayıracaksınız. Her yıl 150-200 milyon TL para ayıracaksınız ki 10 yıl sonra kentin o bölgesi yani eski kent merkezi dediğimiz eski emniyet Binası’ndan Çamlıbel’e kadar olan bölgeyi ayağa kaldırabilelim. Hayal etmek güzel ama bu iş için para ayırmak gerekiyor. Biz mesela şimdi hemen birkaç Mersin Evi’ni hayata geçiriyoruz. Bunları ticarete kazandırmak aynı zamanda hayata kazandırmak anlamına geliyor. Örneğin bir tanesini Millet Kıraathanesi’ne dönüştürüyoruz. Buralarda kitap okunabilecek, ders çalışılabilecek, dinlenebileceğimiz, kitabınızı, gazetenizi okuyabileceğiniz alanlar olacak içerisinde.
İşte tüm bunlar için kafa yormak, para ayırmak gerekiyor. Bugün kadar belediyeler bugüne kadar kafa yormamışlar.
“AĞLAMAYA MEME VERMEZLER”
SORU: Para lazım demişken Ankara’yı su yolu yaptınız ancak iktidar partisine mensup olduğunuz için destek alabildiğiniz iddia ediliyor. Doğru mu bu?
M. GÜLTAK: Belediye başkanı olarak Ankara’ya ne kadar çok gider, projelerinizi anlatır, ne kadar çok ağlarsanız ki ağlamayana meme yok derler, ağlamaz, projelerini sunmaz, bakanların kapılarını aşındırmazsan kimse sana ‘senin ihtiyacın var’ demiyor.
Biz altımızda iyi bir ekip kurduk. Üst düzey bürokrasimizi, başkan yardımcılarımızı, teknik ekibimizi sağlam kurduk. Ben olmasam da işler yürüyor. Ben işin Ankara ayağını, siyasi, protokol, sokak, halk boyutunu yürütüyorum.
“BÜYÜKŞEHİR’DE İŞLER KADRO OLMADIĞI İÇİN YÜRÜMÜYOR”
Bugün Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde işlerin yürümemesinin en büyük nedenlerinden bir tanesi de bence iyi bir ekip ve kadronun olmamasından kaynaklı. ‘Benden habersiz Akdeniz’de çivi çakılmayacak’ dersem o belediyede hiçbir iş yürümez. Belediye başkanlığı iyi bir ekip işidir. Siz alt ekibinizi iyi kurarsanız işler tıkır tıkır yürür ki biz de bunu kurduk.
SORU: Kazanlı ve Karaduvar’da değişim yaşanan bölgeler. Ancak burada projeleriniz Büyükşehir ile çakışıyor sanırım. Son durum nedir?
M. GÜLTAK: Karaduvar’da sahil düzenlemesi yaptık. Gölgelikler, banklar, duşlar konuldu, sahil temizlendi şuan da plaj rahatlıkla kullanılıyor. Şimdi doğu tarafın yani Adana tarafının parklarını yapıyoruz. Geçen Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan gelindi bu bölge ile ilgili ama projelerini beğenmedim. Karaduvar’da balıkçıların olduğu sokağın son 200 metresini trafiğe kapatmayı önerdim. Tüm balıkçı tezgahlarını ve binaları giydirip, orta alanda gölgelik mekanlar yaratmayı önerdim ve bu da kafalarına yattı. Büyükşehir Belediye Başkanına sunacaklarını söylediler. Orada dönüşüm, değişim gerekiyor.
Kazanlı, Kazanlı olalı en büyük spor tesisini kazandırdık, bitti ve ihaleye çıktık. İhale süreci bittikten sonra Kazanlı’ya sentetik saha yapacağız. Tribünlerde değişecek. Ayrıca Akdeniz’de 3 ayrı sentetik saha daha yapıyoruz. Yine Özgürlük Mahallesi’ne çok büyük bir park kazandırdık. TCDD’dan 17 dönümlük bir alan kiraladık. Bunları söylüyoruz ama 5 yılı bitirmiş de ikinci 5 yılına giren bir belediye başkanı gibi konuşuyoruz oysa daha 17 ayımızı bitirdik.
Kazanlı’da ayrıca sahilde temizlik yapacağız ve plaj çalışmalarımız var. kazanlı veya Adanalıoğlu’nu halk plajı olarak kentimize kazandırmak istiyoruz. Önümüzdeki sezon inşallah bunu yetiştirmeye çalışacağız. Mersin merkezde de Aquapark bölgesinde yani Millet Bahçesi içerisindeki projede böyle bir alan var. Hatta küçük bir tribün de hazırladık, insanların seyir amaçlı kullanabilmesi için. Planlanmamış ne yazık ki Mersin’de denize girilebilecek alanlar.
CEKETE OY VERİNCE BÖYLE OLUYOR!...
Çünkü cekete değil içindeki oy vermek gerekiyor. Cekete oy verince böyle oluyor!...
Mersin’in en büyük sıkıntısı şu; belediye başkanlığı seçimlerinde Mersin’in karar verirken dikkatli olması gerekiyor.
Mersin’de ideoloji siyasi açıdan istismar ediliyordu ama bunun bizimle kırıldığına inanıyorum. Çünkü ben bunu sokaklarda insanlarla görüştüğümde hissediyorum. Biraz da Mersin(de yerel siyasetin gergin geçmesinin nedeni o. Biraz da bizim yaptığımız uygulamalar bazı hesapları bozuyor. Biz çünkü hem Arap, hem Kürt kardeşlerimize, hem de Yörük kardeşlerimize hiçbir hizmeti aksatmadan götürüyor, ayrımcılık yapmıyoruz. Tam tersine daha çok önemsiyoruz. hepsi için. Bu da tabi Mersin siyasetini biraz değiştirdi. Daha da değiştireceğine inanıyorum. Akdeniz her kesimden renklerin olduğu bir yer biz de her yere dokunmaya çalışıyoruz.
BORÇLU BELEDİYENİN HAVUZU DOLMAYA BAŞLADI
SORU: Borçlu bir belediye devraldınız ama yatırımlarınız sürüyor, bu paralar nereden geliyor? Belediye nasıl dönüyor?
M. GÜLTAK: Biz 232 milyon TL borçlu bir belediye devraldık, gelirlerimiz çok azdı ama bunu arttırdık. Havuz problemleri vardır biz de havuz hiç dolmuyordu, delikleri tıkadık ve havuzda yavaş yavaş su birikmeye başladı. Ankara’dan proje karşılığı hibeler alıyoruz.
İller Bankası’ndan gelen paranın yarısı borca gidiyor, geri kalan para ile de maaşları, vergileri ve sigortaları ödüyoruz. Geldiğimiz günlerde Akdeniz Belediyesi’nin kasası 20 bin TL çekiyordu bugün 200 bin TL bantlarına kadar çıkardık bunu. Vatandaşa güven verirseniz, verdiği paranın hizmete dönüştüğünü anladığında vatandaş gelip vergisini ödüyor.
Ayrıca vatandaşa borcu olduğunu hatırlatıyoruz. Bizim belediyeden hiç kimseye borcu olduğuna dair evrak gitmemiş, vergileri toplama gibi bir dertleri olmamış. Ayrıca en iyi yaptığımız şey, proje hazırlayıp Ankara’ya gidip para kopartmak. Gereksiz harcamaları durdurduğunuz zaman para zaten birikir.
SORU: İşbirliği ve diyaloga büyük önem veriyorsunuz, diğer belediye başkanlarını ziyaret ettiniz, bu ziyaretler sürecek mi? Diyalog ortamı sağlandı mı?
M. GÜLTAK: İl başkanlığı dönemimde de ben aynı şekilde ziyaretler yaptım. Seçilmiş insanların önlerini tıkama, kavga etme gibi bir durum olamazdı. Şahsiyetlerimiz, duruşlarımız, aile hayatlarımız, siyasi görüşlerimiz, mezheplerimiz, her şeyimiz farklı olabilir. İnsanlar bizi hizmet etmek için seçti. Dolayısıyla buradaki uyumsuzluk Mersin’in ahengini bozar. Ziyaretlerimiz sürecek tabiî ki. Sorunlarımızı masaya yatırıyor, fikir alışverişi yapıyoruz.
“BÜYÜKŞEHİR’İN KENDİ TAVRI BELİRLEYECEK”
SORU: Büyükşehir bu diyalogun dışında kalmış gibi görünüyor şuanda sizce de öyle mi?
M. GÜLTAK: Büyükşehir’in kendi tavrı bunu belirleyecek. Büyükşehir ağabeylik yapmak zorunda. ağabeyler sadece bağırıp çağırmazlar. Aynı zamanda affederler arayı bulurlar, çağırır, sohbet ederler. ağabeylikte sadece itaat söz konusu değildir. Yöneticilik çok önemli bir şey. ‘Ben büyüğüm herkes benim ayağıma gelsin’ veya ‘ben bunları yaparım’ ile olmaz o işler. Yönetici iseniz gideceksiniz. Ben bugün iktidar partisinin belediye başkanı olarak başka belediye başkanlarının yanına gitmeyi kendime zül görmüyorum tam tersine faydalı görüyorum. Çünkü şehrin barışa, kardeşliğe, hizmete ihtiyacı var. Biz beraber olabilir, akıllarımızı, güçlerimizi yan yana getirebilirsek bundan Mersin kazanır.
Biz merkezde işimizi çözüyoruz, Büyükşehir’de Allah büyük bir gün belki düzelir. Ama burada benim yapacağım bir şey yok çünkü ben kendimi hatalı, eksik bulmuyorum.
Ben haklıyım, benden özür dilenmesi gerekiyorken özür dileğinde her şey normale dönüyor. Ben haklıyım da demiyorum, bunlarla uğraşmıyorum, Şehrin kaderi ile oynamaya niyetim yok. Biz hak aramıyoruz, biz iş yapmaya geldik. Herkesin eksiği var. Dolayısıyla büyük makamların büyüklük yapması gerekiyor. Biz işimizi yapıyoruz, büyükşehir belediye başkanımız ile de bir sıkıntımız yok. Kendisi halkın yararına projeler yaptığında Cumhur İttifakı yanında yer alıyor ve her türlü desteği de veriyor.