AYŞENUR ÖNAL
İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açıldığı günden itibaren sokaklarda olan ve “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!” diyen Mersinli kadınlar, meclisin açıldığı ilk günde sokaklardaydı. Para cezaları, gözaltılar ile sindirilmeye çalışılan Mersin Kadın Platformu, bir kez daha “Kararlıyız. İstanbul Sözleşmesi’nden, sokaklardan, haklarımızdan vazgeçmiyoruz” dedi.
Mücadele ile kazanılan hakların yine mücadele ile savunulacağını söyleyen Çiğdem Serin, “Kadın mücadelesini engelleyemeyeceksiniz. Sokakları kadınlara yasaklayamazsınız. Bugün meclis açıldı. Ve biz kadınlar ülkenin dört bir yanında eş zamanlı olarak sokaklarda takipteyiz! Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeye niyetimiz yok. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız. Temmuz başında AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un ‘Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır’ diyerek başlattığı ve ardından Erdoğan’ın ‘Halk istiyorsa kaldırın’ sözüyle gündeme oturan, tarikat ve cemaatlerin kampanyalar yaparak destek olduğu, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma tartışmaları kadınların itirazlarıyla ve mücadelesiyle bir süreliğine ertelenmişti” dedi.
“DEVLETİN GÖREVİ KADINLARIN PARASI İLE KASASINI DOLDURMAK DEĞİL”
Yaz boyunca İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak, erkek şiddetine ses çıkarmak için sokakta olduklarını söyleyen Serin, “Bir süredir Mersinde yaptığımız eylemlere kesilen idari para cezaları ile kadın mücadelesini susturacaklarını sanıyorlar. Hayır dediği için eski erkek arkadaşı tarafından katledilen Pınar Gültekin eylemine kesilen idari cezaların üzerinden çok geçmeden 18 kadına 5 Ağustos ve 18 Ağustos’ta İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yaptığımız eylemlerden, pandemi de bahane edilerek idari para cezaları kesilmiştir. Pandemiyi ve eylemlerimizi bahane göstererek cezalar kesen devletin görevi kadınların parası ile kasasını doldurmak değil İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere haklarımızı korumaktır!” ifadelerine yer verdi.
“TÜM GÖZALTILARI DERHAL SERBEST BIRAKIN”
İdari para cezalarının yanı sıra Mersin Kadın Platformu üyesi HDP Mersin İl Eş Başkanı Bahar Şöfer’in da gözaltına alındığını söyleyen Serin, “Arkadaşımız 3 gündür gözaltında. Baharı ve HDP’ye yönelik operasyonlarla gözaltına alınan kadınları erkek egemen sisteme, erkek şiddetine, çocuk istismarına, kadın cinayetlerine karşı birlikte verdiğimiz mücadeleden tanıyoruz. Bu gözaltı kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine saldırıdır. Gözaltılarla kadın mücadelesini engelleyemezsiniz. Bahar arkadaşımızı ve tüm gözaltıları derhal serbest bırakın. Tüm baskılarınız ve cezalarınınız boşuna. Bugün yine buradayız, sokaktayız. Hayatlarımıza, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyoruz. Uyarıyoruz: Sözleşmeye alternatif olabilecek ‘yerli’ bir sözleşme hazırlama ve basına sızan bilgilere göre Erdoğan’ın ‘biraz gündemden düşürün’ uyarısıyla Meclis açıldıktan sonraya bırakıldığı söylenen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme çalışmalarına karşı takipteyiz. Meclisin yeni yasama yılında İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açmayı aklınızdan bile geçirmeyin” diye konuştu.
İKTİDAR ŞİDDET VE CİNAYET FAİLLERİNİ KORUYOR!
İktidarın sadece sözleşmeyi tartışmaya açarak değil, şiddet ve cinayet faillerini de koruyarak kadınları güvencesizleştirdiğine değinen Serin, “18 yaşındaki İpek Er’e tecavüz eden ve intiharına neden olan Uzman Çavuş Musa Orhan kadınların tepkisiyle önce tutuklandı sonra devlet tarafından korunup serbest bırakıldı. Evinde ölü bulunan Aleyna Çakır’ın cinayet zanlısı Ümitcan Uygun Erdoğan ve Bahçeli’yle verdiği pozları arkasına alıp Süleyman Soylu’ya cinayeti araştıran televizyon programını şikâyet etti. Ümitcan Uygun hala serbest. AKP milletvekili Şirin Ünal’ın evinde ölü bulunan Nadira Kadirova’nın odasında boğuşma olduğuna dair görüntüler birkaç gün önce ortaya çıktı. Nadira’nın dosyası alelacele kapatılmıştı. Ocak ayından bu yana kayıp olan Gülistan Doku’nun en son görüştüğü Dersim’de görevli bir polisin oğlu olan Zainal Abarakov, olayın ardından yurt dışına kaçtı. Gülistan hala bulunamadı. Dersim’de Gülistan’ın ailesinin yaptığı eylemleri engellemek için peş peşe eylem yasakları getiriliyor. Mersin’de polis memuru Fatih Burak Aykul tarafından katledilen Feray Şahin’in dosyası ölümünün üçüncü yılında Yargıtay’a taşındı. Çünkü katil Fatih Burak Aykul bir buçuk yıl hapis yatıp ödül gibi cezayla serbest bırakıldı. Daha iki gün önce Ataşehir’de 20 katlı rezidansın 8’inci katından düşmüş halde bulunan Şeyda Yılmaz’ı kaybettik. Şeyda’nın düştüğü iddia edilen dairenin sahibi olan Muhammed Ada Demir isimli erkek gözaltına alınıp, serbest bırakıldı… Yine Mersin’de 17 yaşındaki daha kendisi çocuk olan Zeynep Sarıaydın 4 aylık hamileyken evli olduğu erkek tarafından katledildi! Burada adlarını anamadığımız onlarca kadın İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının kadınlara karşı düşmanlık haline dönüştüğü günlerde erkekler tarafından katledildi. Sözleşmeye ve haklarımıza saldırının nasıl bir aymazlığa dönüştüğünü görmek için son bir örnek verelim: Sakarya'da, 12 yaşındaki çocuğu istismar ettiği gerekçesiyle tutuklanan tarikat lideri Fatih Nurullah, müritlerine yazdığı mektupta ‘İstanbul Sözleşmesi'ndeki beyan esas alınarak, bu durum zuhur etmiştir’ dedi. Çocuk İstismarcısı böyle dedi” sözlerine yer verdi.
UY-GU-LA-TA-CA-ĞIZ!
TBMM’ye ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamakla yükümlü olan tüm kamu kurumlarına seslenen Ayşegül Göçmen ise, şunları söyledi;
“Toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesis edilmesi, devletin istihdamdan eğitime tüm alanlarda gerekli adımları atması, kadınların eşit temsilinin sağlanması için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! İşyerlerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ve ayrımcılığı önlemek için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! Her mahallede ve işyerine kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreş, etüt merkezi ve çocuk bakım merkezlerinin açılması için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! Kadınların aileye hapsolmaması için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! Kimsenin ‘sığınakta yer yok’ ya da ‘karakolda Kürtçe bilen yok’ denilerek şiddet gördüğü eve geri gönderilmemesi için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! Kimseye cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği dahil hiçbir nedenle ayrımcılık yapılmaması için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! 6284 sayılı şiddetin önlenmesi yasasının uygulamadaki eksiklerinin giderilmesi için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! Cezasızlığın son bulması için, kadının gece sokakta gezmesinin ya da alkollü olmasının ‘rıza’ sayılmaması için, kadın katillerinin iyi hal indirimi almaması için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! Mülteci, sığınmacı, göçmen bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunması için eşit haklara sahip olması için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! Her yanımızı saran cinsel istismar ve şiddet vakalarına etkili müdahale edilmesi için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! Kadınların kürtaj gibi temel üreme sağlığı hizmetlerine güvenle erişebilmesi için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! Nafaka hakkına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına ve zorunlu arabuluculuk uygulamasına, çocuk yaşta evliliklere af getirilmesine; kısacası kadınların ve çocukların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara son verilmesi için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız! İmza attığınız sözleşmenin yükümlülüklerinden kaçmayın. Sesimize kulak verin. Biz yaz aylarında olduğu gibi bundan sonra da haklarımızı savunmak ve uygulatmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bütün kadınları dayanışmaya ve haklarımız ve hayatlarımız için mücadele etmeye çağırıyoruz.”