HEDİYE EROĞLU
Petrol-İş Sendikası’nın Şişecam’a ait Mersin’in Akdeniz ilçesindeki Kazanlı mahallesinde yer alan soda ve krom üretim tesisleri ile Adana’nın Seyhan ilçesinin Arabali mahallesinde yer alan tuz işletmesinde 14 Eylül’de aldığı grev kararının ertelenmesine dair karar Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı karara göre Petrol-İş Sendikası tarafından alınan grev kararı 60 gün süreyle ertelendi. Kararda grevin "genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğü" belirtildi.
Kararın 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 63’üncü maddesi gereğince alındığı da açıklandı.
İŞÇİLERDEN TEPKİ
Ancak Petrol İş Sendikası Mersin Şubesi’ne bağlı Soda Sanayi işçileri bir basın açıklaması yaparak, kararı protesto etti. Sabahın erken saatlerinde fabrika önünde bir araya gelen iyçiler yapılan basın açıklaması ile kararı protesto etti.
“HANİ BİZ BİR AİLEYDİK?”
Petrol- İş Sendikası Genel Sekreteri Salih Akduman, Mersin Şube Başkanı Çulcu ve diğer sendika yöneticileri ile birlikte fabrika önünde işçilerle buluştu.
Burada bir konuşma yapan Genel Sekreter Akduman, Şişecam Grubu’nun sık sık tekrarladığı; “Biz bir aileyiz” cümlesine tepki göstererek, “Şimdi çıkıp aile olduğumuz söyleyemezler. Çünkü aile olmak; acısıyla sevinciyle, neşesiyle, üzüntüsüyle gerektiğinde en küçük anı bile paylaşmaktır.
BASKILARA GÜVENİP TAFRA YAPILIYOR
Oldu be ne güzel! Ülkeyi yönetenlerin emek üzerindeki baskılarına güvenip, gelin karşımıza tafra yapın! Ok yaydan çıktı! Şu kadar zam istenir mi, bu kadar zam istenir mi? Yok şunu yaptınız, yok bunu yaptınız’ deniyor. Ne kadar isteyeceğimize bile karışılıyor. İstediğimi verdin mi? Geldin yine pazarlık yapıyorsun. Tamam biz de geldik pazarlık yapıyoruz. 3 yıllık yapınca işçinin menfaatine olacakmış. 3 yıllık olmaz ise bu sözleşme yürümezmiş. Tamam dedik, 3 yıllık yapalım. Zaten biz 2 yılda bir imzaladığımız sözleşmenin ilk yılında 3-5 ne alıyorsak onunla idare etmeye çalışıyoruz. 3 yıllık teklifleri ise enflasyon artı yüzde 2 zam oldu. Bu mudur yani? Daha karlı çıkacakmışız. İnsanın aklı ile oynuyorlar. Buna inanan var mı? ‘Hadi biz hazırız, 3’üncüyıl enflasyon artı 10 puan istiyoruz, imzalamayan namerttir’ dedik. Ama imzalamadılar. Onu konuşmaya bile korktular.
“EMEK, SERMAYE DÜŞMANI DEĞİLİZ AMA UYSAL KOYUN DA DEĞİLİZ”
Her şeye sen karar veriyorsun. Hadi gel konuş. Şimdi gelecekler grup grup, baş mühendisi, müdürü aramıza girip nifak sokmaya çalışacaklar. ‘Şöyle oldu, böyle oldu’ diyerek. Bizim birbirimizden başka gidecek bir yerimiz yok. Bu işverenler kanat çıkartıp melek olsalar, melek olarak bize bir şey yapmanın peşine düşerler. Emek, sermaye düşmanı değiliz ama uysal koyun da değiliz. Siz dediniz diye her dediğiniz de çalışacak da değiliz. Biz de bunu söylüyoruz. Ben sizin adınıza sizin temsilciniz olarak buradayım. Benimle teklifleşiyorsunuz en son tekliften sonra ‘başkan bir düşüneceğiz’ dediyseniz, ortalama bu kadar nezakete sahip olacaksınız. Ama alışmışlar nasıl olsa kafasının bir köşesinde var ya cumhurbaşkanlığı kararnamesinin geleceği, babaya sığınacaksınız, bununla iş çevirecek, yarında gelip ‘aileyiz, hadi gelin beraber piknik yapalım, ağaç dikelim’ diyeceksiniz. Sen gel önce bu insanların gönlüne barış ağacı dik, nasıl yapacaksan yap, biz her şeye varız. Biz kimseye yıkın, dökün demiyoruz, bu işyerleri bizim, bu işyerlerinde gelecek inşa etmeye çalışıyoruz. Biz çoluk çocuğumuz ile refah içinde yaşayabileceğimiz bir dünya istiyoruz. Başka gidecek memleketimizde yok.Bu topraklardan başka gidecek yer de yok. O yüzden bu topraklar nasıl bize hak ve helal ise bu işyerlerinde çalışıyorken hak ettiğimiz ücrette hak.
“ÜLKEYİ YÖNETENLERİN ETEĞİNE YAPIŞTINIZ GİDİYORSUNUZ”
Sözleşme öyle veya böyle biter. Ülkeyi yönetenlerin eteğine yapıştınız gidiyorsunuz. Ama bu ülke var ya bu ülke gerçekten çok büyük ülke. Ama bunu suratlarına söylediğiniz zaman ya gözaltına alınıyor ya da ifade veriyorsunuz. Neye mahkum ediliyor şimdi; ücretsiz izne. Ondan sonra da ‘ben sosyal devletim’ diyeceksiniz. Biz yapılanı kınamıyoruz, evet küçük ölçekli yerler vardır, orada sıkıntılar vardır, bir şeyler yapıyorsunuzdur. Biz bunu kınamayız. Ama bu işyeri çalışıyor, kar ediyor. Bu işyerinin içinde pandemi, hastalık, dünyayı kavuran şeyin içinde çalışırken bu insanlar ‘hastalık var, ölürüz’ demedi. Geldi işine sahip çıktı ve üretti” diye konuştu.
Devamı geliyor…