AYŞENUR ÖNAL

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 11 Mart’ta Covid-19’u pandemi ilan etmesinin ardından Türkiye’de yüz yüze eğitime ara verilmişti. Verilen 8 aylık aranın ardından Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumları aşamalı olarak yüz yüze eğitime geçmeye başladı. Yüksek Öğreti Kurumu’na (YÖK) bağlı üniversiteler için ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde, üniversitelerde yüz yüze eğitime en kısa sürede geçileceğini açıkladı.

Covid-19 tehlikesi geçmemiş olmasına ve aşının bulunmamış olmasına rağmen 8 milyona yakın üniversite öğrencisinin yüz yüze eğitime geçmesine yönelik sözlere Öğrenci Sendikası’ndan tepki geldi. Pandemi kaygılarının hala devam ettiğini vurgulayan Öğrenci Sendikası Mersin Temsilcisi İpek Arapoğlu, tedavi bulunmadan ya da önlemler sıkı sıkı alınmadan yüz yüze eğitime geçilmesini istemediklerini belirtti.

“PANDEMİ MÜCADELESİ BİLE SINIFA GÖRE!”

‘Hayat eve sığar’ kampanyası ile çalışmadan hayatını geçindirebilecek kişilerin karantinaya alındığına dikkat çeken Arapoğlu, “Ancak çalışmadan hayatını geçindiremeyecek insanlara baktığımızda, onların payına her gün ölüm ile burun buruna bir terkediliş düştü veya işsiz kalındı, öğrenciler de yine güvencesiz sağlıksız koşullarda ailesine destek olmak için çalışmak zorunda kaldı. Pandemi ile mücadele konusunda bile sınıfa göre tavır sergilenmiş oldu” diye konuştu.

“MİLYONLAR MAĞDUR OLDU”

Haziran sonrasındaki sürece değinen Arapoğlu, “Ekonomi politikaları esas alınarak turizm sektörünün yerli, yabancı turistlere kolları açılmış oldu. Sırf bu politikalar uğruna üniversite sınavı öğrencisi olan milyonlar ciddi anlamda mağdur edildi. Haziran sonrası süreçte geçmişte kapatılmış olan camiler, kafeler, eğlence merkezleri, oteller yeniden açıldı ve bu süreçte vaka sayılarında ciddi artışlar olduğunu Sağlık Bakanı da söylüyor. Bu yüksek rakamların bile şeffaf olmadığını kendisi itiraf ediyor. Birkaç haftadır ise eğitim uzaktan ilerliyor kimi zaman öğretmenlerimizden kimi zaman öğrencilerden yana doğan sıkıntılar sebebiyle dersler aksayabiliyor, tabi aksamasa bile verimlilik önemli bir oranda düşmüş durumda. Daha da önemlisi internete erişemeyen öğrenci sayısı hayli fazla” dedi.

ÖĞRENCİLER KAPSAMLI ÖNLEM İSTİYOR

Arapoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bir taraftan her yer açıkken üniversitelerin kapalı olması keyfi algılanabilecek bir durum ve okulların açılması eğitim için gerekli, bir taraftan üniversitelerin de açılması durumunda öğrencilerin ve ailelerinin arasındaki vaka sayısının artması yüksek bir olasılıktır. Vakalar artacaktır çünkü sınıflardaki öğrenci sayısı ne kadar azaltılırsa azaltılsın yurtların kalabalık olması, yemekhanelerin kalabalık olması, toplu taşıma araçları gibi problemler var. bugün açıldı denilse milyonlarca kişi yaşadıkları şehirlerden, okudukları şehirlere hareket edecek ve çoğu kira fatura ödememek için evlerini kapattı. Nerede kalacaklar? Yollarda nasıl mesafeye uyulacak?

Yanı sıra mart ayında okullar kapandığında yurtlarda kalan öğrencilerin bir gecede kapı dışarı edildiğini, yurtların yetersizliğinden dolayı evlerde kalan milyonlarca öğrencinin kira, fatura gibi konularda mağdur edildiğini hatırlarsak öğrenciler adına alınan kararlar artık bizlere güven vermiyor. Öğrencilerin okullarda dezenfektan veya sabuna erişmek noktasında bile güven duymadığı bilinmelidir.

BU ÖNLEMLER ALINMALI!

Eğitim açısından okullar açılmalı ancak ciddi önlemler de alınmalı. Maske ve fiziki mesafe kurallarına uymakla beraber otobüs seferleri arttırılmalı, yurt, yemekhane problemlerine çözümler üretilmeli, ders süreleri kısalmalı, okulların günlük temizliğine daha çok dikkat edilmeli, vaka görülmesi durumunda her sınıfın, tüm çalışma alanlarının acil durum planı olmalı. Tedbirlerin alınmasını sağlamak amaçlı saha ekipleri oluşturulmalı, her sabah ateş ölçülmeli. En önemlisi pozitif olan, korona riski taşıyan, ailesinde veya kendinde kronik rahatsızlığı olan öğrenciler gözetilerek uzaktan eğitime de devam etmeli. Öğrencilere güven verilmeli, Sağlık Bakanı, pandemi kurulları, YÖK öğrencilerin kaderini belirlerken öğrencilerin çıkar ve sağlığından yana bir tutum içerisinde olmalı.

“HÜKÜMETİN ÖNLEM ALMA İMKANI YOK”

Ama bu hükümetin hiçbir şekilde bu önlemleri alma imkanı yoktur. Ziya Selçuk çıkıp eğitimin önündeki en büyük engel olarak öğretmen maaşlarını görmektedir. Bunun üniversitelerde de karşılığı aynı zihniyettir bu zihniyet değişmediği sürece okulların açılması ancak ancak salgının daha hızlı yayılmasını körükler.”