AYŞENUR ÖNAL
Alınamayan önlemlerin ardından artan Covid-19 vakalarının altında ezilen sağlık emekçileri, Covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmesini istiyor. Konuyu bir kez daha gündeme getiren Mersin Tabip Odası, iktidarın algı yönetmek yerine salgını yönetmesi ve meslek hastalığı olması çağrısı yaptı.
Sağlık bileşenleri ile bir basın açıklaması yapan Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, yeni gelen önlemlerle bakanlığın ve iktidarın sürü bağışıklığını hedeflediğini söyledi. Artık sağlık emekçilerinin artan vakalar ile hayatlarının daha büyük tehlikelere girdiğini kaydeden Antmen, Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı ve güvenilirliği kamuoyunca tartışılır hale gelen veriler üzerinden yaptıkları açıklamaları sıraladı. Antmen’in sıraladığı gerçekler şu şekilde;
“EKİM AYINDAN SONRA VAKA SAYILARI ENDİŞE VERİCİ!”
“Salgın şu anda bütün Türkiye’ye yayılmış ve kontrolden çıkmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın pandemi sürecini şeffaf bir biçimde yönetmemesi yüzünden gerçek olgu ve ölüm sayıları konusunda yeterli bilgimiz yoktur. Ancak bilim insanlarının saha gözlemleri ve çeşitli kaynaklara dayanarak yaptığı tahminler, bugünlerde salgın eğrisinin ilk tepe noktasına ulaştığı Nisan ayından daha fazla olgu sayısıyla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Entübe edilen hasta ve ağır hasta sayısındaki artışta özellikle Ekim ayının üçüncü haftasından sonra gözlenen yükselme eğilimi endişe vericidir. Ölüm sayılarındaki artış da endişe vermektedir.”
“GÜNLÜK 700 ÜZERİNDE POZİTİF VAKA VAR”
Mersin’de günlük vaka sayılarının 7002ü geçtiğini söyleyen Antmen, “Ambulanslar olguları taşımakta zorlanmaktadır. Hastanelerde mevcut servisler, yoğun bakımlar tam kapasite ile çalışmasına karşın yeni COVID19 servisleri ve yoğun bakımlar açılması planlanıyor. Sadece COVID-19 hastaları değil, diğer hastalar da servis, yoğun bakım sıkıntısı yüzünden kamusal sağlık hizmetine ulaşmakta güçlük çekiyor. Hızlı tanı ve tedavinin hayati önem taşıdığı birçok hastalığın taraması yapılamıyor. İlçe Sağlık Müdürlükleri’nin ve TSM’lerin üzerine yıkılmış olan filyasyon çalışmalarında olgulara yetişilemiyor. Aile hekimleri de isyan halinde. Giderek artan sayıda pozitif ve temaslı olgu izlemine yetişemiyorlar.
“MASKE, MESAFE, HİJYEN SORUNU ÇÖZMÜYOR!”
Salgının kontrolden çıktığı bir dönemde artık maske, mesafe, hijyen demenin bu sorunu çözmediğini anlamalıyız. Salgınla mücadelenin sorumluluğu yalnızca yurttaşa, bireye indirgeyerek bu sorunla baş edilemez. Sağlık sistemimizi çok zorlayan bir noktadayız. Salgının böyle devam etmesi, hasta sayılarının böyle artması durumunda hiçbir sağlık sisteminin yeterli olamayacağı, çökeceği göz önüne alınmalıdır” sözlerine yer verdi.
ÖNLEMLER ACİLEN ALINMALI!
Yaşanılan yıkım için bir kez daha çözüm sunan Antmen, şunları belirtti;
“Genelde Türkiye, özel olarak Mersin’e ait tüm veriler kamuoyu ile şeffaf ve ayrıntılı biçimde paylaşılmalıdır. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları etkinleştirilmeli ve ile özel önlemler almalıdır. Uzun süredir toplanmayan İl Pandemi Kurulu da acilen toplanmalıdır. Bu verilerin ışığında olgu artışını engellemeye yönelik epidemiyolojik çalışmalarla gerekli tedbirler bir an önce alınmalı ve ilk adım olarak “toplumsal hareketlilik” derhal en etkin biçimde kısıtlanmalıdır. Sahadan alınan verilerin ışığında yapılacak kısıtlama temel, zorunlu ve acil hizmet üreten sektörler dışında çalışma hayatının durdurulması da olmak üzere virüsün yayılmasını azaltacak gerekli bütün önlemler hızla hayata geçirilmelidir. Alınacak önlemler en fazla zarar gören ve görecek dezavantajlı kesimlerin (çalışanlar/dar gelirli, işsiz, yoksullar, kadınlar, çocuklar, engelliler, 65 yaş üstü, sığınmacılar vd) korunmasını sağlayacak ekonomik ve sosyal destek mekanizmalarının oluşturulmasıyla birlikte/eş zamanlı yürürlüğe konmalı ve denetlenmelidir. Salgın mücadelesinde koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirilmeli, birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkinliğini artıracak şekilde organizasyon gerçekleştirilmelidir.
“PANDEMİ DIŞI HASTANELER BELİRLENMELİ!”
Filyasyon çalışmaları epidemiyoloji bilimi ışığında gerçekleştirilmelidir. Bu mücadelede kamunun diğer kaynaklarının da (araç, personel) etkin kullanımı sağlanmalıdır. Salgınla mücadele edebilmek için daha çok merkezde, daha çok sayıda test yapılmalı; pozitif vakaların erken tanınması, etkin biçimde izole edilmesi, temaslıların karantinaya alınması sağlanmalıdır.
Hastanede tedavisi gerekmeyen kişilerin izolasyon ve takibi için kullanıma uygun kamu pansiyon, yurt vb. ortamlar ayarlanmalı, bu konuda yerel yönetimlerle iş birliğine gidilmeli, hane içi yayılımın önüne geçilmelidir. Salgın ile mücadelede tüm olanaklar toplum sağlığı yararına kullanılmalı, kamu sağlık kurumlarının ihtiyaca cevap veremediği her durumda özel hastaneler Sağlık Bakanlığı’nın kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır. COVID-19 dışı hastaların aylardır ertelemek zorunda kaldıkları sağlık sorunları ve bu konuda yaşanan sorunlar dikkate alınarak ‘pandemi dışı hastaneler’ belirlenmeli, pandemi dışı sağlık sorunları için başvurulabilecek güvenli alanlar yaratılmalıdır.
“COVİD-19 MESLEK HASTALIĞI OLMALI!”
Sağlık çalışanları yorgundur. Salgın ile en önde, özveri ile mücadele eden sağlık çalışanlarını korumayı öncelemeyen hiçbir ülke salgınla baş edemez. Salgının başından beri yöneticiler tarafından yapılan eşit ve adil olmayan görev dağılımı, eşitsiz ek ödemeler, sosyal ve ekonomik kısıtlılıkların yanında bir de her gün meslektaşlarının ölümüyle moral ve motivasyonu bozulan sağlık çalışanları tükenmiştir. Nitelikli ve yeterli koruyucu ekipmana ulaşmakta zorlanan, gelecek kaygısı taşıyan sağlık çalışanları büyük sıkıntılar yaşamalarına karşın özveri ile çalışmaktadır. Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları hızla düzeltilmelidir. Pandemide 12-14 kat daha yüksek bulaş riski taşıyan, hastalanan ve şimdiye kadar 160’dan fazla kayıp veren sağlık çalışanlarının desteklenmesi ve bu olayın ‘meslek hastalığı’ olarak yasalarda yer alması sağlanmalıdır.”
“YETKİLİLER ÜZERİNDE BASINÇ OLUŞTURALIM!”
Toplum sağlığını ulusal çıkar olarak gördüklerini söyleyen Antmen, “Nihayetinde acilen aklın ve bilimin ışığında açık, şeffaf, güvenilir, toplumun bütün kesimlerinin katılımına açık, salgın mücadelesini bütüncül olarak ele alan yeni bir salgın politikası oluşturulmasını, geciktirilmemesi gereken, ertelenemez bir görev olarak tespit ediyoruz. Yetkilileri ivedi olarak önlem almaya, sorumluluklarına uygun adımlar atmaya, başta siyasi partiler, milletvekilleri olmak üzere bütün Mersin örgütlü yapılarını (meslek örgütü, sendika, dernek vb) yetkililer üzerinde basınç oluşturmaya, girişimde bulunmaya, çağırıyoruz” diye seslendi.