GİZEM EKİCİ
Koronavirüs ile mücadele en ön saflarda savaşan sağlık emekçilerinin sorunlara çözüm talebi sürüyor. Son olarak Mersin’de asistan hekimler ve Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu ortak basın açıklaması ile “Asistan hekimler tükeniyor, farkında mısınız?” diyerek sorunlara çözüm istediler.
“UZMANLIK EĞİTİMİ HAYAL KIRIKLIĞINA DÖNÜŞÜYOR”
Tabip Odası’nda yapılan basın açıklamasını Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ayşe Jini Güneş okudu.
Hekimlik mesleğinin tıp fakültesine adım atıldığı anda başlayıp ölene kadar devam eden bir serüven olduğuna dikkat çeken Güneş, tıp fakültesine başlayan her öğrenciyi zorlu ve uzun bir tıp eğitiminin beklediğini, eğitimi sonrası uzman hekim olmak isteyen hekimlerin ise dünyanın en zor sınavlarından biri olan Tıpta Uzmanlık Sınavına girerek, kazanmaları ile uzmanlık yolunda ilk durağı geçip asistanlığa adım attığını anımsattı.
“Büyük hayaller ile başladığımız uzmanlık eğitimi; çalışma koşulları ve maruz kalınan mobbing ile hayal kırıklığına dönüşüyor” diyen Güneş, “Günlük 36 saate varan çalışma süreleri, ücretli nöbet ertesi izin hakkının yok sayılması, görev tanımının dışındaki angarya işlerle uğraşmak bugüne dek sıklıkla dile getirdiğimiz sorun başlıklarından bazıları.
“16 SAAT NÖBET TUTTUKTAN SONRA ERTESİ GÜN 36 SAAT ÇALIŞTIRILIYORUZ”
Asistan emeğinin sömürüsünün en çarpıcı hali nöbetlerdir. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği ‘uzmanlık öğrencileri 3 günde birden daha sık olmayacak şekilde nöbet tutmalıdır’ demesine rağmen resmiyete yansımasa da kimi kliniklerde nöbet sayısı ayda 14-15’i bulabiliyor. Günlük 8 saatlik mesainin ardından 16 saat nöbet tuttuktan sonra ertesi gün çalışmaya, yani 36 saat süreyle çalışmaya zorlanıyoruz. Mevzuatta ‘gece nöbeti tutanlara ertesi günü görev verilmez’ ifadesi yer almasına rağmen başhekimlere kurumda hizmetin aksamaması gerekçeleriyle nöbet ertesi dinlenmesi gereken hekimi mesaiye devam ettirme yetkisi verilmiştir.
Asistan hekimlerin çoğunun aylık nöbet süresi 130 saati aşmasına rağmen 130 saati aşan nöbet ücretleri yine mevzuata göre ödenememektedir. Nöbet sonrası izin kullanabilenlere ise nöbet ücreti ödenmemektedir. ‘Nöbet ücreti’ ile ‘nöbet ertesi izin’ taleplerinin de karşıt talepler olarak düzenlendiği mevcut sistemde hekimin ya dinlenme hakkından ya da emeğinden vazgeçmesi isteniyor” dedi.
“ASİSTAN HEKİMLER, İŞGÜCÜ YIĞINI OLARAK GÖRÜLÜYOR, EĞİTİMİ GERİ PLANA ATILIYOR”
Asistan hekimliğin temelde bir sağlık hizmeti değil eğitim süreci olduğunun altını çizen Dr. Ayşe Jini Güneş, sürecin sonunda asistan hekimden kendi branşının yeterliliğini sağlaması ve bir uzman hekim olarak mesleğini layıkıyla yerine getirmesinin beklendiğin aktardı. Bunun mümkün olması için bu süreçte asistan hekimlerin aldığı eğitimin nitelikli olması gerektiğini işaret eden Güneş, “Performans sistemi ve kışkırtılmış sağlık talebi nedeniyle asistan hekimler sağlık hizmeti için bir işgücü yığını olarak görülüyor, eğitimi geri plana atılıyor. Polikliniklerde eğitici yönlendirmesi ve denetimi olmadan hasta muayenesi yapmak, konsültasyon hizmeti vermek zorunda kalıyor. Bu durum hem eğitimin hem de sağlık hizmeti kalitesinin düşmesine neden oluyor.
Sosyal ihtiyaçlarımızı karşılayacak zamanımızın kalmaması tükenmişlikle sonuçlanmaktadır. Eğitim seminerlerimiz, vaka tartışmalarımız bile sağlık hizmetini aksatmamak adına yemek saatlerinde ve mesai bitimlerinde yapılmaktadır. Çoğu sağlık kurumunda yoğun çalışma şartları altında ezilen asistan hekimler akademik çalışmalara gereken zamanı ayıramamaktadır. Eğitim ve araştırma ile ilgili eksikliklerimizi geriye kalan sınırlı boş zamanlarımızda kapatmaya çalışıyoruz.
“HİYERARŞİK İLİŞKİLER MOBBİNGE NEDEN OLUYOR”
Hiyerarşik ilişkiler mobbinge neden olabilmektedir. Sağlık ortamında kıdem ve usta-çırak ilişkisi Hipokrat’tan beri bilinen, tıp eğitimi ve uygulamasının en önemli temellerinden biridir. Ancak bazı durumlarda bu ilişki asistan aleyhine işleyerek iş bölümü, akademik ve uygulamalı eğitim süreçlerinde mobbing olarak karşımıza çıkıyor. Mobbingi bildirmek ve şikâyet etmek isteyen asistan hekimler eğitim alamama, huzurlu bir çalışma ortamında çalışamama gibi tehditlere maruz kalıyor. Bu durum mesleğinin henüz başında olan hekimin motivasyonunu kırıp, yalnızlığa, çaresizliğe veya istifaya sürüklüyor.
Pandemi süreciyle beraber asistan hekimler için tüm bu sorunlar katlanarak arttı. Pandemi servislerinde, polikliniklerde, acil servislerde, filyasyonda, laboratuvarda yani pandemi ile mücadelenin her alanında özveri ile görev almamıza rağmen artan iş yükü, ihmal edilen uzmanlık eğitimi, ücret adaletsizliği ve artan mobbing ile karşılaştık. Özellikle COVİD görevlendirmeleri nedeniyle eğitimimiz durma noktasına gelmiştir.
COVİD DE MAĞDUR ETTİ
Asistan hekimler bunca sıkıntıyı yaşarken yabancı uyruklu asistan hekimler de bu sıkıntılara ek olarak COVİD polikliniklerinde ve servislerinde çalışmalarına karşın COVİD ödemelerinden muaf tutulmuşlar ve performans ücreti alamamışlardır. Üstelik COVİD’e yakalandıklarında kendi hastanelerinde ücretli tedavi olmaktadırlar.
Bizler sayısı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi asistan hekimleri olarak; Çığlığa dönüşen sorunlarımızın duyulmasını, nöbet sayılarının insani sınırlara çekilmesini, koşulsuz nöbet ertesi izin verilmesini, eğitim sürecimizin performans sistemine kurban edilmemesini, sağlıkta mobbingin son bulmasını, bu konuda bütün meslektaşlarımızın üzerine düşen görevi yerine
getirmesini, mobbinge karşı şikâyet, denetleme ve cezalandırma mekanizmalarının uygulamaya sokulmasını, tıp eğitimini yaralayan üniversite özerkliğine müdahale ve sözleşme dayatılmasından derhal vazgeçilmesini, pandemi görevlendirmelerinin adil bir şekilde yapılmasını, yabancı uyruklu hekimlere özel sorunların bir an önce çözümlenmesini, bütün hekimlerin insani çalışma şartlarına sahip olmasını, hak ettikleri emekliliğe yansıyan performansa dayanmayan ücret almasını, geç ödenen nöbet ve performans ödemelerinin zamanında ödenmesini, bugüne değin adaletsiz ve eksik dağıtılan COVİD ek ödemelerinin zamanında, tam ödenmesini ve özellikle Mobbing ile nöbet ertesi izin konusunda acilen yasal düzenleme yapılmasını talep ediyoruz. Taleplerimizin yerine getirilmemesi halinde hukuki ve demokratik her yola başvurarak hakkımızı aramaya devam edeceğiz” diye konuştu.