HEDİYE EROĞLU
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) pandemiye rağmen eğitimde sınır tanılıyor. TGS Akademi her hafta düzenli olarak gerçekleştirdiği online eğitimler kapsamında Mersinli gazetecileri de ağırladı.
“TGS Mersin Gazeteciler için Sosyal Medya Eğitimi” online olarak gerçekleştirildi.
Ücretsiz olarak gerek sahadan gazeteciler gerekse de öğrenciler ve sektör paydaşlarının katılım sağlayabildiği eğitim, Zoom üzerinden yaklaşık 2 saat süreyle gerçekleştirildi.
TGS Genel Sekreteri İlkay Akkaya’nın da katıldığı eğitim TGS Akademi Direktörü Orhan Şener, tarafından verildi. Aynı zamanda akademi bünyesinde gazeteciliğin dijital dönüşümü, online haber formatları, yeni nesil gelir modelleri gibi konularda eğitimler veren Şener, Journo.com.tr'ye benzer konularda katkıda bulunuyor.
BASIN KANUNU YENİLENMELİ
Seminer öncesi gazetecilere seslenen İlkay Akaya, pandemi nedeniyle akademi çalışmalarını daha çok online ortama taşıdıklarını ancak bunun verim kabı değil aksine artışa neden olduğunu zaman ve mekandan kazanım sağlanması ile eğitimlere ilginin arttığını işaret etti.
İnternet medyasına yönelik düzenlemeye ilişkin çalışmaların takipçisi olduklarını da aktaran Akkaya, ancak mevcut Basın Kanunu’nun da şuan tüm ihtiyaçlara yanıt veremediğine dikkat çekti. “Gerçi hala diğer sektörlere göre bazı haklarımız var ama zaman içinde fazlasıyla tırpanlandığı için elimize çok bir şey kalmadı” diyen Akkaya, Basın Kanunun değiştirilmesi ve internet sitelerine yönelik bir düzeleme yapılmasının takipçisi olduklarını vurguladı.
“YA BİR YOL BULACAĞIZ YA DA BİR YOL AÇACAĞIZ”
Hem akademisyen hem de sahada çalışan biri olarak gelir modelleri ve yeni kutla oluşturma ile yeni haber formatları üzerine çalışan Orhan Şener de, seminerde gazetecilere sosyal medya üzerinden yeni bir dünya yaratmanın mümkün olduğunu anlattı.
“Yerel basının büyük bir potansiyeli olduğu halde ölü toprağı serpilmiş bir hal var. Asıl imkan yerelde. Yerelde yeni habercilik oluşumları lazım” diyen Şener, “Yeni bir gelecek kurulacak ise onu biz kuracağız. Ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız” dedi.
İNTERNETTE HABER TÜKETİMİ YÜKSEK
Sunumunda sektörün hem yurtiçinde hem de dünyadaki son haline de ışık tutan Orhan Şener, gazetecileri çıkardığı keşif yolculuğunda, başarılı örneklerin sırlarını da paylaştı. Sosyal medya kullanımı ile ilgili 100’a yakın ülkede yapılan bir araştırmaya da değinen Şener; insanların yüzde 53’ünün interneti, haberleri, gündemi takip etmek için kullandığına dikkat çekti.
Türkiye’de de en çok ziyaret edilen sitelere bakıldığında haber sitelerinin ilk sıralarda yer aldığını görülebileceğini aktaran Şener, “Türkiye’de de en çok ziyaret edilen sitelerin büyük bir kısmı insanların haber tüketimi ile ilgili. Google’de en çok ne arandığına baktığımızda da yine haber aramaları öne çıkıyor. Yarısına pakını haber ile ilgili. Yani habere dair bir talep sıkıntısı yok ama bunu tükettikleri yer neresi ve nasıl tüketiyorlar? Yaşanan dönüşüm insanların habere olan meraklara değil, haberle kurdukları ekonomik ilişki.
Amerika’da 1950 ile 2010 arasında gazetelerin reklam geliri grafiğinde büyük bir düşüş var. Gazeteler satıştan tirajdan değil reklamdan büyük paralar kazandılar ama sonra ne oldu dijital platformlar hayatımıza girdi. Tüm reklam hastasını dijital platformlar aldı.
Ama dünyada tersine dönüş de söz konusu. Newyork Times gazetesi dijital uygulamaları ile örneğin bu sayede gelirlerini önemli ölçüde arttırdı. Habere zaten talep var, bu haberi doğru formatla sunan kurumlar, bağış veya abonelik ile bir destek talep edebiliyor. Yerelde durum genelde basın ilan kurumu, belediyeler ve yerel işletmeler üzerinden bir döngü sağlanıyor ama bu sürdürülemez” dedi.
“İNTERNET ZAYIF, İÇERİKLER AĞIR OLMAMALI”
Türkiye’de internette günde ortalama 4 saate yakın zaman geçirildiğini dile getiren Orhan Şener, ancak altyapı yetersizliği nedeniyle internet hızının çok yüksek olmamasının önemli bir etken olduğun uda söyledi. “Bu nedenle internet sitelerimizde sayfaların daha hızlı açılacak nitelikte, içerikte olması önemli” diyen Şener, “Yani sitelerimizi çok şişirmemeliyiz. Ekseriyet ile mobilden giriş yapılıyor.
Türkiye’de ilk olarak Google, sonra Youtube, Facebook, İntisgram, Twitter geliyor. Dijitalleşme ile birlikte dünyada bir kırılma yaşandı. O vakte kadar büyük paralar kazanan medya endüstrisi tamamen bu gelirinden oldu. Ama haber hala bir talep var, üstelik Türkiye’deki tüm politik yoğunluğa rağmen. Ancak haber mecraları için bu durum gelire dönüşmüyor. Özellikle yerelde teknolojik altyapı çok güçlü olmadığı için yerele dair haberler dahi maalesef büyük sitelerden alınıyor.
Gideceğimiz yolu bilmiyoruz ama son hız koşuyoruz. Bir durup ne yapıyoruz demek lazım. Özgün haber ile uğraşılsa bu yaygın medyaya da satılabilir, anlamlı gelir modelleri kurulabilir. Muazzam bir haber kuraklığı var. Ama iklim haberleri, eğitim, spor veya pandemi haberleri öne çıkmış durumda. Bunlar değerlendirilmeli” diye konuştu.
“SIRTINIZI SOSYAL MEDYAYA YASLAMAYIN”
Sektörün gidişatına da değinen Orhan Şener, “Sosyal medya platformlarına güvenilmez, sırtınızı bunlara yaslamayın” diyerek, gazetecilere önerilerde bulundu.
Yumurtaları tek sepete toplamamak gerektiğini bildiren Şener, “Kendi siteniz olsun mutlaka” diyerek, teknolojik altyapısı olan, ara yüzü hızlı çalışan sitelerin kazançlı işler yapabileceğini, daha çok trafik alma ve daha çok bağışçı çekme için sosyal medyayı araç olarak kullanabileceğini kaydetti.
Dünyada ki regülasyon trendine de dikkat çeken Şener, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Avustralya’da örneğin Facebook ile gelir üzerinden tartışmalar yaşandı. Facebook’tan Avustralya medyasına yüzde verilmesi istendi. Twitter’a artık reklam verilemiyor örneğin Türkiye’de, en sonda da yasaklanacak muhtemelen. O yüzden regülasyonun geldiğini görüyoruz. Bunlara çok bel bağlamadan araç olarak kullanmanın yollarını aramalıyız.
Bir de bazı süreklilik yaratan araçlarımız olmalı. Okurlardan gelir elde edebileceğimiz şeyleri artık düşünmemiz lazım. Bunun yolu bağış veya abone olabilir. Alışkanlık yaratırsanız hayatlarınızın bir parçası olur, ritüel haline gelirseniz size destek de olurlar. Bunun için bir kitle oluşturmak lazım. İnteraktif buluşmalar yapılabilir. İşte bu noktada sosyal medyayı araç olarak kullanabiliriz.
Yerele odaklanmak, özgün içerik yapmak, doğru içeriği, doğru formatta sunmak gerekiyor. İnsanlara dönelim, halkla bütünleşelim”.